Yengen kadar karışık, Yengen kadar lezzetli... Izmir'e dair yaşanması gereken ne varsa hepsi bu blogda...
Kayıtlar
İsmini ilk kez duymamızın üzerinden neredeyse 2 yıl geçti. Nedense ismi ve anlatılanlar bizi yeterince heyecanlandırmamış olacak ki bugün tesadüfen gittiğimiz mekan hakkında azıcık bilgi sahibi olduk. Gördüğümüz karşısında, önceden duyduklarımızın hiç bir bağıntısı olmadığını, azıcık önem gösterilse işletmenin mükemmeli yakalayacağını düşünüyoruz. Öncelikle bildiğimizin tersine burasının bir Belediye işletmesi olduğunu öğrendik...
Geçtiğimiz seçim öncesinde sırf oya dönüşebileceği umuduyla, açmış olmak için açılan İzmir Adnan Menderes Havalimanı bu Pazar kafayı taktığımız konu oldu. Son zamanlarda seyahatlerimiz arttı. Haliyle karşılaştırmalı gözlemlerimiz arttı. Hem olumlu hem olumsuz yorumlarımızla kendi kendimize dertleşeceğiz bugün. Peşinen iyi taraflarından başlamak motivasyonumuzu arttıracaktır...
Zaman zaman gezi deneyimlerimizi bu blogun satırlarından paylaşıyoruz ki okuyucularımıza bir faydamız dokunsun. 2 yıl önce İzmir'deki kahvaltı mekanlarını değerlendirdiğimiz bir yazımız olmuştu. Bugün bu yazıyı kaleme almadan önce onu bir kez daha okuyayım dedim. Orada bahsetmiş olduğum Tex-Mex tarih oldu. Güvendik Park ve Güzelbahçe Belediye Tesisleri ne durumda bilmiyorum. Ama Nobili Park ve Patlıcan'ın geriye doğru gidişinin sürdüğünü ve oraları artık hiç tercih etmediğimizi tekrar dile getirebiliriz. Her neyse önce bir Tire'ye doğru uzanacağız Değirmen'i değerlendireceğiz, sonra Palamutluk ve Tarçın'dan bahsedeceğiz. Kısmet ve Hanedan'a da değineceğiz. Çok vaktim yok okuyamayacağım diyorsanız hepsinin içinde bir tek Tarçın'ı tercih edin.
Biz İzmirliler için Fuar bambaşka duyguları coşturur. Fuar, yazın sonu demektir. Fuar, eğlence demektir. Fuar, heyecandır. Fuar, İzmir'indir Fuar, Atatürk'tür, İsmet İnönü'dür, Behçet Uz'dur. Fuar, herşeyi ve herkesi bir arada görmektir. Fuar, Kültürpark'tır. Fuar, zamanı otobüslerin gece yarılarına kadar uzatılmasıdır. Fuar, Göl'dür, Ada'dır, Manolya'dır, Palmiye'dir, Akasya'dır, Golf'tür, Kübana'dır. Fuar, küçüklerin broşür, gençlerin manken peşinde koştuğu yerdir. Fuar, kimilerine göre merserize ceket, kimilerine göre uçan balondur Fuar, kuru köftelerin yanına alınan ayranlarla çimlere uzanıp yemektir. Fuar, kestane şekeriyle, pişmaniyeyle buluşmaktır. Fuar, Paraşüt Kulesidir, Hayvanat Bahçesidir, Gül Bahçesidir Fuar, Açıkhava Tiyatrosudur, Çamlık Senar'dır, İsmet İnönü'dür Fuar, Nejat Uygur'dur, Zeki Müren'dir, Coşkun Sabah'tır, Gönül Yazar'dır. Fuar, Lunapark'tır, Pavyonl
Mart ayında seçildikleri günden beri Belediye Başkanlarını gören duyan bilen oldu mu? O kadar yıldır acısını çektiğimiz Metro'yu hizmete açtınız. Sesi soluğu reklamı yapılmadı. Bugün Fuar açıldı nerede o eski günler? Nerede o protokollu açılış seramonileri. Konak seçimlerinde ortalık ayağa kalktı. Gedik dişli güzel bayanı henüz görebilmiş değiliz sahalarda. Karşıyaka'da, Konak'ı arzulayan birini seçtirdiniz adamın ilk işi KSK'yi baltalamak oldu. Buca'da rahmetlinin oğlunu kurtarıcı gibi seçtirdiniz, bir önceki başkan diğerlerindenmiş gibi. O da yok ortalarda. Narlıdere ve Balçova Türkiye'nin oy rekortmeni Başkanlarıydı. Yine rekor kırdılar sayılır. Hani neredeler? Neler oluyor eyyyyyyy başkanlar... Artık yok musunuz?
İzmir Göztepe Rotary Klubü ve İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği (İFOD) işbirliğiyle “Kadın: Yaşamın Kaynağı” teması ile 1.Uluslararası Fotoğraf Yarışması düzenlenmistir. “ Yasamin her alaninda cinsiyet esitligi ve surdurulebilir kalkinma icin kadinin güçlendirilmesi ” amacina yonelik dunyanin zengin sosyal ve kulturel mozaiğini fotograf karelerinde bulusturabilmek amaci ile duzenlenen fotograf yarismasi 01 Agustos 2014 tarihinde baslamis olup 20 Ekim 2014 tarihinde de son bulacaktir. Turkiye Fotograf Sanati Federasyonu (TFSF) tarafindan 2014/054 ve FIAP tarifindan 2014/332 numaralari ile onaylanan yarismaya TFSF web sitesi uzerinden online olarak katilabilirsiniz.
Orhan Berent’in araştırmasının ürünü “Alsancak’ın Sakini Altay” sadece bir futbol takımının tarihini kitaplaştırmaktan öte, İzmir’in kent sosyolojisi açısından futbol ile olan ilişkisini Altay”ı merkeze alarak ayrıntılı olarak ele alıyor. Kitabı, Serkan Fırtına değerlendirdi. "Futbol sadece futbol ve emin olun Altay sadece bir futbol takımı değil. İddialı bir giriş cümlesinden sonra sizleri, İzmir’in siyah beyaz spor kulübü Altay’ın, engin bir deniz olan yaşam öyküsüne davet ediyorum ."...
Sırtını efsanelere konu olmuş Nif Dağı’na yaslayan ve o dağın bağrından kopan çayın bereket kattığı bir ova üzerinde uzanır Kemalpaşa. Kışın yamaçları karla kaplanınca, bahar geldimi de onlarca çeşit meyve ağacı çiçek açınca beyaza bürünür. Asırlardır ‘gelin’ diye anılması bundandır. Verimli topraklarında yetişen kirazıyla tüm dünyanın sofralarına konuk olan, sanayi tesisleriyle ülke ekonomisine can katan Kemalpaşa, kent merkezinin yanı başında ama kentin karmaşasından bir o kadar uzak konumuyla İzmir turizminin cazibe merkezlerinden biridir…
Geçmişi ilk insan yaşamına kadar giden İzmir, binlerce yıl boyunca kralların, imparatorların hep gözdesi oldu. Strabon’un “ bütün kentlerin en güzeli ” olarak tanımladığı İzmir, pek çok uygarlığa ev sahipliği yaptı. Bayraklı-T epekule’deki Smyrna yerleşimi M.Ö.1. Bin’in ilk iki yüzyılında Aioller tarafından iskân edilmesinden hemen sonra İonların eline geçmiştir. Kent sakinleri İon, Aiol, Lyd, Frig, Kar ve Leleg olmak üzere farklı etnik gruplardan ibaretti. Bir kısmı ayağa kaldırılmış olan Athena Tapınağı zengin süslemeleri ve buluntuları ile Smyrna’nın M.Ö. 5. yüzyıla kadar süren zengin kent yaşamının bir simgesi olarak halen ayakta durmaktadır...
Herşey nedenlerle başlar. Neden Alaçatı? Neden piyano? Neden festival? Herkesten önce biz sorduk kendimize nedenleri. Aslında biz sadece hayallerimizin peşinden gittik. Hayaline sanatı, müziği, piyanoyu koyanların, sadece hayallerine inananların festivali olalım istedik. Çalışırken hayal etmeyi, hayal ederken ilham almayı, ilham alınca da üretmeyi seçtik. İstedik ki en çok hayal ettiğimiz en çok çalıştığımız ve en iyi bildiğimiz olsun. Çünkü biz bir hayalle başladık. Ve şimdi büyüsünü hiç bozmadan bu hayalimizi, bu yaz alaçatıda tüm sanat severlerle paylaşıyoruz. Bize bu hayali yaşama fırsatı veren, öncelikle eşsiz mütevazilikleri ile ışıl ışıl parlayan değerli piyanistlerimize ve festival boyunca bizi yalnız bırakmayacağına inandığımız siz sevgili sanatseverlere teşekkür ederiz... Açılış Konseri İdil Biret'ten Festivalin açılış konseri dünyaca ünlü piyanistimiz İdil Biret tarafından yapılacak. Festival Tolga Tüzün, Burçin Büke, Wolfgang Manz, Ezgi Serim,
N.1 Art Gallery 10 Mayıs Cumartesi günü açılışını VIOLA adlı Roma'lı bir sanatçıya ev sahipliği yaparak gerçekleştiriyor. VIOLA'nın " Musica su Ponte Sisto " adlı sergisi 10 Mayıs Cumartesi/19 Mayıs Pazartesi aralığında N.1 Art Gallery' de görülebilir . İzmir'in antik kıyı kasabalarından biri olan Eski Foça'da Türk-İtalyan sanatçı ortaklığıyla kurulan N.1 Art Gallery, Eski Foça merkezinde yer alıyor...
Sizde çocukken ateşin üzerinden atlayıp, gecenin bir yarısına kadar darbuka çalıp oyunlar oynarmıydınız? Gül ağacı dibine o sene olmasını istediğiniz dileklerinizi yazıp/çizip bırakır mıydınız? Evetse İzmirlisiniz. Hıdrellez geleneklerinizi artık niye gerçekleştirmiyorsunuz? Yaşlandınız mı? Hızır peygamberden dileyeceklerinizi çizin/yazın bir kağıda koyun gül ağacının altına. Ateşten atlamak isteyen çocuklarınıza bahaneler üretip tıkmayın evin içine... Bırakın ateşle oynasınlar... Hatta sizde gidin sizde atlayın... Geleneklerinize sahip çıkmaya devam edin....
Focafoca.com internet sitesinde " Siyaz'ın Yedinci Katı " isimli köşesinde yazan Nurdan Çakır Tezgin, Hıdırellez'in Foça'da eskiden nasıl kutlandığına dair Foça'nın eski isimleri ile yaptığı görüşmeler ve araştırmalarını kaleme almış. Çok güzel bir yazı olmuş. Zevkle okuyacak ve güzel bilgiler edineceksiniz. Sizinle paylaşmak istedim...
İzmir'de Halk Oyunları ve Dernekleri isimli yazılarıma bu sefer yuvamız dediğimiz acı tatlı çok güzel anılarımızın geçtiği Ege Folklor Eğitim Merkezi Derneği'ni dilimin döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Derneğin ismine bugünlerde diğer derneklerde de olduğu gibi Gençlik ve Spor Kulübü ismi eklenmiş olup ben yazımda kısaca EFEM veya dernek olarak bahsedeceğim. Benim EFEM ile tanışmam 1990 yılına rastlar, fiilen dernekte başlamam ise 92 senesine denk gelir. Sanırım EFEM'de geçen günlerim için çok sayıda yazmam gerekecek ama olsun ben dışarıdan görünen ve bilmesi gerekeni anlatmaya çalışacağım. Eğer imkanlarım elverirse EFEM ile ilgili yazılarımı diğer blogum 'da yazıya almaya çalışacağım...
Türkiye’nin en büyük çiçek festivali olan Bayındır Çiçek Festivali, 28-29 Nisan 2014 tarihlerinde SBS sınavları olması nedeniyle 8 Nisan 2014 Salı günü Belediye meclisince alınan kararla 2-3-4 Mayıs tarihlerine ertelendi. Bayındır Belediyesi festival konusunda çalışmalarına hız verirken, halktan 17.Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali konusunda istek ve öneriler almaya başladı. Bayındır Çiçek Festivali hakkında istek ve öneride bulunmak için ,Belediye resmi internet sitesinde( www.bayindir.bel.tr ) bulunan Çiçek Festivali İstek ve Öneriler bölümünden ya da Basın,Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğüne istek ve önerilerinizi paylaşabilirsiniz.
İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV) nitelikli müzik ve dans eğitimi verdiği oluşumu Akademi İKSEV Ustalık Sınıfları “ Sihirli Flüt” Şefika Kutluer’in Ustalık Sınıfı ile devam ediyor. 15,16 ve 17 Nisan 2014 günleri Şefika Kutluer ile çalışacak genç flütistler 17 Nisan gecesi MÜZİKSEV’de Final Konseri verecek.
Fotoğrafa baktığınızda tipik bir Türk köy kahvaltısı masası görünüyor. Bu özel ve iştahlı görüntüyle yazımıza başlamak istedik. Bilesiniz ki tüm Türk köylerinde jambon ve sigara böreği kahvaltı sofrasının şartıdır. Bu yazının bu görselle uzaktan yakında bir ilgisi yoktur. Sadece kahvaltı diye arttırdığınızda Google Görsellerde çıkan sonuçlardan birisidir...
Bugün Yurt Gazetesi'ndeki köşesinde Mehmet Ali Çalkaya'yı 80 öncesinin tutkulu devrimcisi olarak tanıtan Nihat Behram'ı bir gün yine Balçova'ya geldiğinde biz gezdirmek isteriz. Bizimle gezdiğinde devrimci belediye başkanının çok başarıları olmadığını ama bunları telafi edebilecek vizyona sahip olduğunu birlikte tartışmak, yerinde görmesini isteriz. Mehmet Ali Çalkaya, bir önceki yerel seçimlerde rekora yakın bir oyla seçilerek CHP'nin gülen yüzü olmuştu. Hizmetlerinin ne kadar faydalı olduğunu bir kez daha 3 gün önceki seçimde anlamış bulunmaktayız. Eski devrimci başkan, gerçekten de adına yakışanı yapıyor olmalı ki halkın sevgisini kazanmış ve tekrar göreve layık görülmüş. Ve neredeyse yine rekor bir oya sahip olarak. Bu küçümsenemeyecek bir başarıdır. Tebrik ediyoruz. Peki, geçtiğimiz döneminde Çalkaya'nın yanlışları yok mudur? Elbette vardır. Bazılarının dönüşü yok, bazıları ise telafi edilebilecek düzeydedir.
Yoğun geçen 3-4 aylık periyodun sonunda geçtiğimiz pazar günü yerel yöneticilerimizi seçerek sakin bir döneme gireceğimizi umuyoruz. Öncelikle kazanan tüm adayları tebrik ediyor görevlerinde başarılar diliyoruz. Yorucu bir dönemdi çünkü yerel seçim olmasına rağmen tüm ülkenin genel seçim havasına büründürülmesi ve ülkenin boğucu gündeminin tüm seçim dönemine etkimesi gerçekten herkesi yordu. Adam akıllı propaganda* çalışması yapılmadı. Sadece ipe sapa gelmeyen sayılarda proje vaatleri yapıldı ve hiç kimse o projelerin tamamına vakıf olamadan seçim bitti gitti. Kentimizin çok sayıda sorunu var. Yeni yöneticilerimizin bir an evvel büyük bir iştahla bu işlerle ilgilenmesini bekliyoruz. Acil olarak ele alınmasını beklediğimiz konuların başında, trafik sorununun çözümü geliyor. Biçimsiz şehri planlaması ve tadilat işleri ile yaratılan trafik keşmekeşi nedeni ile binlerce insan yollarda sefil oluyor. Keza otopark sıkıntısı da had safhada. Araçlara park düşünülüyorsa çocuklarımı
Ege ile komşu Yunan Adaları halklarının geleneksel dans ve müzik alanındaki benzerlikleri, birlikte yaşamanın oluşturduğu ilişkilere dayanmaktadır. Hareketleri, melodileri, çalgıları, tavırsal özellikleri ile dans ve müziklere yüklenen duygular, anlatımlar her iki toplumun kültürel kimliklerinin yansımasıdır. 1923 yılı sonrası yaşanan mübadele ile Ege’nin iki yakasına bölünen kültürlerde Zeybek, Hora, Zeybekikos, Abdalikos, Karşılama, Sirto türleri öne çıkmıştır. Bu geleneksel dans ve müziklerde geçmişin acıları, sevdaları umutları belirgin biçimde hissedilir ve algılanır... 27 Mart 2014 akşamı Mötbe Kültür Sanat Merkezi'nde...
Karşıyaka ve Karabağlar'daki görüntünün ardından geçmiş dönemin en başarılı iki yerel yönetiminin sergilendiği Balçova ve Narlıdere'ye bakalım. Öncelikle CHP'nin en yüksek oy oranıyla seçilen belediye başkanı ünvanını koruyan Abdül Batur, bir dönem daha Narlıdere'yi yönetmeye aday olurken. Yeni bir rekoru kırmanın peşinde olduğunu ifade etmekten çekinmiyor. Aşağı yukarı Narlıdere'de kendisinden şikayetçi olan kimse yok gibi. Elbetteki beklentilerin farklı olduğu bir gerçek ama istediklerini dile getirebilen herkes sorununa çözüm arayabiliyor. En büyük artısı bu Batur'un. Batur'u en fazla zorlayacak isimler yine sol kesimin adayları olabilir diyecektik ki, Sol Cephe adı altında yarışa katılacağını açıklayan Gülseren Sönmez bağımsız olarak yarışa gireceğini açıkladı. Bilmeyenler için hatırlatma, bir önceki seçimlerde Emep ve TKP ortaklığı Narlıdere'de en fazla oy alan 3. aday olmuştu. Bu seçime yine ümitsiz olarak giren AKP, serbest meslek sahibi Er
Bildiğiniz üzere geçen seçim döneminde İzmir'in 2-3 bölgesine tramvay projesi sözü verilmişti. Şimdi yepyeni bir seçime giriyoruz ve ortada çakılmış tek bir çivi yok. Gazetelere ve yerel televizyon kanallarına zaman zaman servis edilen; ihale aşamasına gelindi, çok ciddiyiz, projenin ilk temeli bir kaç aya atılıyor gibisinden avutan açıklamaları zaman zaman okuyoruz. Azıcık anlatılanları ciddiye aldığımızda ise bu projenin başlamamış olmasının, kentimiz için en hayırlısı olduğuna kanaat getiriyoruz. Çünkü projenin tanımı, konumu gerçekten facia. İşin kötüsü bu faciaya hiç kimseden tepki gelmemesi..
Bugüne kadar göreceğimiz en enteresan seçimlerden birisine hazırlanıyoruz. Seçimlere 50 gün kaldı İzmir'i kalesi ilan eden Türkiye Cumhuriyeti'nin en eski partisi henüz ilçe adaylarını belirleyemedi. İktidar partisi, 12 yıldır vazgeçemediği bir bakanını İzmir'i alabilmek üzere kentimize aday gösterdi. Solun keskin partileri kendilerine bir zamanların liberallerini, şimdinin liberal partileri ise bir zamanların komünistlerini aday göstermeye başladı. Ülke olarak dengemizin bozulduğunu biliyoruz zaten ama siyasetin ve koltuk sevdasının (bu kadarla sınırlı kalalım) kişilerin etiğini bozması daha enteresan. Blogumuzda bu tip ilginçlikleri basından takip edemeyeceğinizi düşünüp çok haber konusu olmayan/olamayan kentimizi ilgilendiren konulara değinelim istedik. İyilik yapalım derken göz çıkartmışız, yanlışlıkla bir önceki seçim ittifakını haber konusu yapmışız. Konu olan partinin üyesi olduğunu düşündüğümüz bazı kişilerin hedefi haline geldik. Biz özür
İzmir metropole en uzak ancak en büyük ilçelerinden birisi olan efeler diyarı Ödemiş, ne zamandır ziyaret etmek istediğimiz fakat bir türlü fırsatını yaratamadığımız bir ilçemizdi. Yengen Ailesi olarak Ödemiş Köftesi, Ödemiş Pazarı, Çamur Peyniri, Birgi Çakırağa Konağı gibi başlıca konulardaki özlem ve merakımızı giderme imkanı bulduk. Sizlerle de deneyimlerimizi paylaşmak istedik her zaman ki gibi. İşte Ödemiş;