Ana içeriğe atla

Tramvay Projesi Mantıklı mı?

Bildiğiniz üzere geçen seçim döneminde İzmir'in 2-3 bölgesine tramvay projesi sözü verilmişti. Şimdi yepyeni bir seçime giriyoruz ve ortada çakılmış tek bir çivi yok.
 
Gazetelere ve yerel televizyon kanallarına zaman zaman servis edilen; ihale aşamasına gelindi, çok ciddiyiz, projenin ilk temeli bir kaç aya atılıyor gibisinden avutan açıklamaları zaman zaman okuyoruz. Azıcık anlatılanları ciddiye aldığımızda ise bu projenin başlamamış olmasının, kentimiz için en hayırlısı olduğuna kanaat getiriyoruz. Çünkü projenin tanımı, konumu gerçekten facia. İşin kötüsü bu faciaya hiç kimseden tepki gelmemesi..

Bir kere bizce seçilen bölgeler külliyen yanlış. Evet sahil bulvarlarının yoğunluğunu azaltmak hedef olarak seçilmelidir. Ancak adı üstünde sahil bulvarı. Yani denizin kenarında. Denizden ulaşımı geliştirmek ve cazip hale getirmek varken zaten kötü durumdaki sahil bandının keşmekeş haline getirilmesi kadar saçma bir geliştirme projesi olur mu?

Üçkuyulardan başlayıp, Cumhuriyet Meydanı'na kadar sahilden gelip daha sonra Montrö Meydanı'na kıvrılarak Halkapınar'a ulaştırılmaya çalışılan tramvay hattının yerine, Güzelbahçe'den başlayıp, Mavişehir'e kadar 7-8 adet iskele yapılması ve deniz ulaşımının teşvik edilmesi daha mantıklı değil m?

Sahilevleri, İnciraltı, Sadıkbey'e, Küçükyalı'ya, Mavişehir'e birer iskele yapılsa ve çeşitli rotalarda yeni seferler konulsa. İskelelerin etrafına otoparklar yapılarak özellikle iş çıkış saatlerinde yoğunlaşan seferler konulsa iyi olmaz mı?

Göztepe İskelesi'nden sabah saatlerinde yarım saatte bir yapılan Alsancak seferleri ve daha az sıklıkta düzenlenen Karşıyaka seferleri biraz güne yayılsa da Üçkuyular'dan Karşıyaka'ya giden otobüs kaldırılsa hattan daha sağlıklı olmaz mı? Sabah saatlerinde oturulacak yer bulunmayan deniz ulaşımında yetersizlik giderileceğine, otobüs seferlerinin arttırılması yıllardır bölge halkının anlayamadığı bir belediyecilik anlayışı zaten.

Öte yandan sahil bulvarları, bölgenin önemli otopark ihtiyacını karşılayan bölüm. Şimdi buradan geçecek tramvay hattı bu bölgedeki otopark sayısına etki etmeyecek mi?

Sahilde yürüyüş yapan kafelerde oturan insanlar eskisi gibi keyifle mi oturacak?

Hangi mantığa sığıyor anlayamıyoruz.

Buca - Konak, Bornova - Bayraklı, Karşıyaka - Yeni Girne, Narlıdere - Üçkuyular, Yeşilyurt - Bozyaka - Karabağlar gibi hatlar niye düşünülmüyor?

Bu proje hakikaten çözüm olacak mı bütün sorunlara?


 
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...