Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...

Ege'nin Deniz Kokan Sakin Yeri: Sığacık

Yine bir çok okunan seyahat eki Sığacık'ı konu aldı. Alaçatı'dan sonra Sığacık'ta turizm adı altında değerlerini yitirecek diye korkuyoruz. Alaçatı köy pazarımızdı sadece alışveriş için giderdik. Dolayısı ile kaybettiğimiz sadece pazarımız oldu. Oysa Sığacık öyle mi? O bizim sığınacak küçük limanımızdı. Önce marina yapıldı şimdi yavaş şehir ünvanını hızla terk etmeye hazırlanıyor.  Aynur Tartan yazmış, Hürriyet Gazetesi, Seyahat Eki'ne eklemiş.  14 Ağustos tarihli bu yazıyı sizlerle paylaşıyoruz.. "Çeşme-Bodrum geri dursun, Seferihisar-Sığacık beri gelsin… Sığacık notlarım tatilinizin tuzu-biberi olsun. Hafta sonu kaçamak yapmak isteyenler size de iyi tatiller olsun..."

Frenk Sokağı

"Birçok dost ya da okur uzun zam andır "Çoğu araştırmada Frenk Sokağı'nın sözü geçiyor.  Yıllardır da bu adı duyarız. Ama bu sokağın nerede olduğunu bir türlü öğrenemedik. Bunu yazsana!" deyip  durmaktaydı. Katıldığım bir bilimsel toplantıda da aynı sorun yaşandı, hatta iki araştırmacı bu konuda hafif bir tartışma da yaşadılar. Aslında ikisinin de tarifi tam değildi. Bu nedenle Frenk Sokağı'nı yazmak şart oldu."  Kentimizin en önemli dağarcıkları arasında yer alan usta isim Yaşar Ürük'ün Konak Belediyesi'nin yayını olan KNK Dergisi'nin 30. sayısında  yazısına böyle başlıyor.

Beydağ

İzmir'in kaç ilçesi vardır? Eskiden ilkokulda öğretmenler hayat bilgisi dersinde işlerlerdi. Hala müfredatta var mı bilmiyoruz? Dedik ki kendimize şiar edinelim ilçelerimizi tanıtalım.  İlk olarak, hiç gitme fırsatı bulamadığımız Beydağ'ı hedef alalım, önce araştırıp yazalım sonra gidip gezelim dedik.  Beydağ Baraj Kır Lokantası

Ödemiş Pazarı

Apelasyon Dergisi'nin Şubat 2017 sayısında Mine Pakkaner'in kaleme aldığı Ödemiş Pazarı yazısını okumanızı tavsiye ederiz. "Kış aylarında hafta sonu şehirde sıkışıp kalmayın. Çıkın yakın ilçeleri dolaşın. Hele ki ilçe pazarı hafta sonu kuruluyorsa kaçırmayın. Mümkünse arabanızla da gitmeyin. Trene binin, otobüse binin. Trafikte araba kullanıp gerilmeyin, mini tatilinizin keyfini bozmayın. İzmir’in Ödemiş İlçesi eski dokusunu koruyor. Hep Birgi’ye, Gölcük’e, Bozdağ’a gidecek değilsiniz ya; bu cumartesi Ödemiş Pazarı’na gidin gezin. Hem Ödemiş Pazarı pek meşhur. Ama öğle yemeğinizi orada yiyecek şekilde kendinizi ve zamanınızı ayarlayın. Meşhur “Ödemiş Köfte” yenmeden dönülmez...

İzmir

Kalemi ve anlatı yeteneğiyle dikkat çeken Elif Ece Bıyıklı, henüz on altı yaşında bir yazar: Ilk kitabı olan İzmir'de; on altı yaşı, şehir değiştirme telaşını, adaptasyon sürecini, arkadaş edinmeyi, ailesinin bölünmesine alışmayı, ilk aşkın heyecanını anlatıyor. Nisan ayında raflarda olacak bu hikâye, tıpkı bahara benziyor: Güneşli, yağmurlu, ılık ve papatyalı. " Yani şimdi ben gidince; bunlar da burada çürüyecek mi, yoksa tamamen silinecek mi? Hangisi daha kötü bilemiyorum. İşte bu yüzden yazmak istiyorum biraz da. Çünkü eğer yazarsam hiçbir şey silinemeyecek. Sonsuza kadar sadece benim zihnimde, yalnızca benim bildiğim şekilde kalmasındansa, kelimelere dönüşüp sayfalara kazınsın daha iyi ."  

Dünyanın gözü Lyon’daki şeflerde. Peki onlarınki?

Yeni Fransız mutfak akımının başlangıç yeri olan Lyon’un mutfak kültürünün temelleri “anne mutfağı”na dayanıyor. Dünyanın gözü Lyon’daki şeflerde. Peki onlarınki? İzmir’de! 29/01/2017 Pazar günkü Milliyet Gazatesi'nin Pazar eki'nde yazan Ebru Erke'nin bu haftaki köşe yazısı... 

İzmir'de Nerelerde Yemek Yenir? - IX

Bir köyü var İzmir'in, bir koy ötesinde ülke ekonomisinin önemli oranda dış ticareti dönüyor. Binlerce grostonluk gemiler, ülkenin en büyük petro-kimya kuruluşu, demir çelik, hurda fabrikaları, gemi söküm tesisleri,  tonlarca yük taşıyan konteynerler, binlerce insan, liman, kamyon, gümrük, koşuşturmacalar, evraklar büyük bir hareket...  Hemen bir koy ötesinde neredeyse uçan kelebeğin kanat sesini duyabileceğiniz bir sessizlik, şirin bir kumsal, güzel bir restaurant... 

Gurmeliğimiz Tuttu

8 yıllık blog geçmişimizde ana konumuz olmasa da kent kültürüne hizmet ettiğini düşündüğümüz yemek yeme sanatı üzerine çeşitli deneyimleri sizlerle de paylaşmak amacımızdan sapmış değiliz. Aslında bir gurmelik özentimiz veya yeteneğimiz olduğu iddiasında değiliz. O nedenle yemeğin biliminden ve sanatından ziyade mekanların ve menülerinin çeşitliliğine, misafirlerine sundukları hizmetlere, hijyenine, ekonomisine bakıyoruz. Denediğimiz her mekanı yazmak mümkün olmuyor, yoksa bir çok mekan var ama hep eleştiren, hep kötüleyen bir yazı arşivimiz olmasını da istemiyoruz. Özellikle Mersin, Adana, İstanbul gibi büyük kentlerin kendi mutfaklarının haricinde ne kadar zengin ve renkli restaurant kataloğuna sahip olduğunu görüp aynısını güzel şehrimizde aramaktan yıllardır helak olduk.  Çok şükür ki artık çeşitliliğimizin hızına yetişemez duruma geldik. Özellikle kıyı kesiminin Kordon ve Karşıyaka Yalısı'ndan Güzelbahçe, Atakent, Bayraklı, Bornova, Buca, Gaziemir gibi semtlere de ya