Ana içeriğe atla

İzmir'de Nerelerde Yemek Yenir? - IX



Bir köyü var İzmir'in, bir koy ötesinde ülke ekonomisinin önemli oranda dış ticareti dönüyor. Binlerce grostonluk gemiler, ülkenin en büyük petro-kimya kuruluşu, demir çelik, hurda fabrikaları, gemi söküm tesisleri,  tonlarca yük taşıyan konteynerler, binlerce insan, liman, kamyon, gümrük, koşuşturmacalar, evraklar büyük bir hareket... 

Hemen bir koy ötesinde neredeyse uçan kelebeğin kanat sesini duyabileceğiniz bir sessizlik, şirin bir kumsal, güzel bir restaurant... 
Derya Restaurant tam da yukarıda anlattığımız cennet cehennem tasvirinin cennet yakasının sonunda.  Salaş desen, salaş değil. Lüks desen hiç değil. 

İkisinin ortasında mütevazilik diye adlandırılabilecek bir yerde... 

Derya Restaurant, Yeni Foça yoluna saptıktan sonra yaklaşık 8 km ileride sağ tarafta yer alan denize nazır Çakmalı Köyü'nün içerisinde. Hemen bir koy öncesinde (Nemrut) bir kaç liman, bir kaç fabrika, bir petrokimya tesisi ve gümrükte hayat son hızla ilerlerken, son derece sakin bir hayat süren köy, Derya Restaurant sayesinde daha fazla tanınıyor. 

Derya Restaurant taze deniz ürünleri, taze salataları ve lezzetli mezeleri ile gerçekten ziyaret edilmesi gereken bir yer. Hafta için öğle ve akşam saatlerinde genelde civardaki fabrika ve limanlardan gelen ziyaretçilerin yoğunluğunu yaşasa da hafta sonları da boş sayılmaz. 

Rezervasyon yaptırmanız çok şart değil ama kalabalık bir grup halinde gidecekseniz yerinde olur.

Önerimiz; gün batımında gidin. Gün ortasında da güzel ama tahminimiz gün batımında doyumsuz olacağı... 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...