Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Jewex 2010

İzmir Fuarı 4-7 Şubat 2010 tarihleri arasında mücevher meraklılarının dikkatini çekecek bir organizasyona ev sahipliği yapıyor.  Alyans, Altın, Pırlanta, Değerli ve yarı değerli taşlı takılar, İnci, Montür, Gümüş takı , Yarı kıymetli ve sentetik taşlar, Saat, Makina, Kuyumculuk malzeme ve ekipmanları, Aksesuar ve vitrin malzemeleri, Yan sanayi, kuyumcu yazılımları, güvenlik araçları, sektörel medya konularında hizmet veren kuruluşların yanısıra oda ve dernek gibi kurumlarda bu fuara katılıyorlar.  15 yaş altı ziyaretçilerin kabul edilmediği fuarı, 11:00 - 21:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Girişler davetiyeli olup, sektör profesyonellerine giriş serbest. 

Şark Kahvesinden, Konukevine

1954 yılında, 17. yüzyıl İstanbul mimarisinden esinlenerek yapılan Şark Kahvesi, yani İzmirlilerin bildiği ismiyle Şato Restaurant, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek Konukevi olarak hizmet vermeye hazırlanıyor. Bina, Sedad Hakkı Eldem’in icat ettiği “ Milli Mimari ” söyleminden ve bunu temellendirdiği, 17. yüzyılda yapılan Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı gibi, genelde Boğaz’daki yapı ve plan tipolojilerinden esinlenmiştir. Mimar Rıza Aşkan ve Doğan Tekeli; Sedad Hakkı Eldem’in 1948’de yaptığı ve günümüzde yıkılmış olan İstanbul Taşlık Kahvesi’ni İzmir’e adapte etmeye girişirler. 1954’de Şark Kahvesi olarak tasarlanan yapı, yol ile park arasındaki eğimli arazide iki katlı olarak düzenlenmiştir. Yol kotundaki giriş katında büyük yemek salonu, alt katta ise açık oturma terasları bulunmaktadır.

İskoç Misyonerin Gözüyle İzmir ve Çevresi

19. yüzyılın ikinci yarısında İzmir ve çevresinden geçen Anglo-Saxon Protestan misyonlardan birisi de İskoç din adamı A. N. Somerville'dir. Eşine yazdığı mektuplardan seçmelerden oluşan kitap yalnızca misyonu anlatmakla kalmayıp zamanın İzmir ve çevresi hakkında da bilgiler içermektedir. Bunun yanında, konunun uzmanı tarihçilerin söyledikleri göz önüne alındığında kitap akademik Hıristiyan misyon tarihi açısından da ana kaynak oluşturmaktadır. Tepekule kitaplığı tarafından yayınlanan bu kitabın çevirisini Asuman Lökçü yaptı. 92 sayfalık bu kitap 2008 yılında basıldı. Kitap, 1 Ocak 1885’te İzmir’e gelerek misyonerlik faaliyetlerinde bulunan A. N. Somerville’ın eşine yazdığı mektuplardan oluşuyor. O dönemde bütün misyonerliğin eşleriyle birlikte seyahat etmesine rağmen Somerville’ın tek başına seyahat etmiş olması onu diğerlerinden ayıran bir özellik. Bu arada Somerville’ın misyonerlik faaliyeti için yalnız seyahat ettiği konusu net değil, bu yargıya sadece mektuplarda yer alan

TSM Korist Seçmeleri

04 Ocak 2002

Yavaş Şehir'de Ücretsiz Sinema Günleri

Seferihisar Belediyesi yaklaşık bir ay sürecek sinema günleri programına başlıyor. 25 Ocak Pazartesi günü Ürkmez'de başlayacak ve son dönem vizyon filmleri gösterilecek. Seferihisar Belediyesi’nin ücretsiz olarak halkla buluşturacağı Sinema Günleri Ürkmez Düğün Salonu ve Seferihisar Belediyesi Yeni Kültür Sarayı’nda gerçekleşecek. Yedi Kocalı Hürmüz, Ay Prensesi, Buz Devri-3, Neşeli Hayatlar, 2012, Aşk Geliyorum Demez, Karanlıktakiler, Yeni Ay gibi vizyondan yeni kalkmış ve çok sayıda izleyiciye ulaşmış filmlerin gösterileceği bu etkinlik 21 Şubat tarihine kadar devam edecek.

Eşrefpaşalılar

Burak Tarık tarafından kitabı yazılan, ANSE organizasyon tarafından Tiyatro Sahnesi'ne uyarlanan oyun Mart ayından itibaren sinema filmi ile izleyenleri ile buluşuyor. Kulak Kesiyorlardı, Kulak Kesildiler! Oyun İzmir’in Eşrefpaşa semtinde yaşayan samimi, azimli, kendi tabirleriyle ’bitirim’ delikanlıların öyküsünü anlatıyor. Bıçkın, lafını esirgemeyen bu insanların yaşadıkları muhitin raconu gereği içki, kumar, kavga gibi kötü alışkanlıkları da vardır. Mahallenin yıllardır kapısı kilitli olan tek camisine tayini çıkan bir hocayla birlikte olumlu bir değişim geçirirler. Değişim sırasında yaşanan komik olaylar güldürürken; dramatik sahneler gözyaşı döktürüyor izleyiciye. Oyun günümüzde adeta moda olan, özendirilmeye çalışılan mafya yaşantısına da bir başkaldırış taşıyor. Kısaca insanların silahı nasıl aldıklarını değil, nasıl bıraktıklarını anlatıyor oyun. Koca binaların arasına sıkışmış küçük evlerde, gecekondularda ne kahramanlıklar yaşandığını anlatıyor kendi mizahi üslub

Güne Neşeli Başlangıç

Bugün bir değişiklik yapalım. Gözlerinizi kapatın ve eklediğimiz müziği gözleriniz kapalı dinleyin. Bakalım sizi nerelere alıp götürecek... Yma Sumac - Gopher Mambo .mp3 Found at bee mp3 search engine

Ödüllü Afiş Yarışması

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından organize edilen " Kitap Okuma Sevgisi ve Kütüphane " konulu ödüllü bir afiş yarışması yapılıyor.  Hazırlanan taslakların 19 Şubat'a kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, Kültürel Faaliyetler ve Halkla İlişkiler Şubesi, Fevzi Paşa Mahallesi Cumhuriyet Bulvarı No: 4 B Blok Şube No: 117  06030 Ulus/ANKARA adresine iletilmesi neticesinde yarışmaya katılma hakkı kazanılıyor.  Mart ayında ise sonuçları Kültür Bakanlığı Resmi Web Sayfası'nda açıklanacak.  İlk 3 dereceye giren tasarımcılar 2,000 TL olan büyük ödülü kazanacaklar. Mansiyon alan 5 tasarımcı ise 500 TL ödül kazanacak.  Detaylı bilgileri İzmir İl Kültür Müdürlüğü'nden öğrenebilirsiniz.

İzmir Çocuklarına Müze

İzmir'de, 1860 yılından günümüze kadar uzanan oyuncakların yer aldığı ' Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi ' Varyant'taki tarihi binada açıldı. Konak Belediyesi Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi'nin açılışı için düzenlenen törene Konak Belediye Başkanı CHP'li Hakan Tartan, gazeteci Uğur Dündar, eşi Yasemin Baradan ve çocukları ile şair Sunay Akın ve çok sayıda vatandaş katıldı. Çocukların da büyük ilgi gösterdiği açılış töreninde bir düşün gerçekleştiğini belirten Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan şunları söyledi: “Konak Belediyesi Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi tüm İzmirlilere hayırlı olsun. İlerleyen zamanlarda atölyemiz büyüyecek, koleksiyonumuz artacak ve hedefimiz bu oyuncak müzesini dünyada ilk beşe sokmak. Başta Ümran Baradan olmak üzere, buranın yapılışında emeği geçen herkesi gönülden kutluyorum. Gelecek zamanlarda da yeni yapılacak müzeler ile Konak'ı müzelerle dolu bir ilçe yapacağız. Sadece çocuklarımız değil, büyüklerimiz de bir

Usta 108 Yaşında

Türk Köylüsü   Topraktan öğrenip kitapsız bilendir. Hoca Nasreddin gibi ağlayan Bayburtlu Zihni gibi gülendir. Ferhad'dır Kerem'dir ve Keloğlan'dır. Yol görünür onun garip serine, analar, babalar umudu keser, kahbe felek ona eder oyunu. Çarşambayı sel alır, bir yâr sever el alır, kanadı kırılır çöllerde kalır, ölmeden mezara koyarlar onu. O, "Yunusu biçâredir baştan ayağa yâredir", ağu içer su yerine. Fakat bir kerre bir derd anlayan düşmesin önlerine ve bir kerre vakterişip "- Gayrık yeter!.." demesinler. Bunu bir dediler mi, "İsrâfil surunu urur, mahlukat yerinden durur", toprağın nabzı başlar onun nabızlarında atmağa. Ne kendi nefsini korur, ne düşmanı kayırır, "Dağları yırtıp ayırır, kayaları kesip yol eyler âbıhayat akıtmağa..."   (Kuvâyi Milliye'den)

Mehtap Karşıyaka'dan Çok Daha Güzel Görünürdü

İzmir Kent Kültürü Dergisi'nin 2004 yılında Attila İlhan ile yaptığı söyleşi, İzmir'in geçmişine bir yolculuk tadında... Şimdi benim İzmirliliğim çok eski... Demokrat İzmir günleri çok sonrası, çünkü ben aşağı yukarı doğumum Menemen'dir gerçi ama 1929'dan itibaren Karşıyaka'da yaşadım. 1925 doğumluyum. Demek ki 4 yaşımda Karşıyaka'ya gelmişim. 1936'ya kadar Karşıyaka'da yaşadım. İlkokulu bitirdim. Ondan sonra da hiçbir zaman Karşıyaka'dan ayağım kesilmedi. Atatürk Lisesi'nde okurken meşhur olay oldu. Cezaevine girdim, orda yattım. Ondan sonra Işık Lisesi'ni okurken İstanbul'a intikal ettim, ondan sonra irtibatım kesildi. Fakat yine de arada sırada gelirdim. Demokrat İzmir'de çalışmaya başlayışım da 1960'larda gibi görünür. Oysa ondan öncedir. Yani 1950'li yıllarda İzmir'e gelir temas ederdim. Yazı yazardım. Rahmetli Kemal Bilbaşar... O İzmir'deydi, geldi bizi aldı. Can Yücel'i ve beni Adnan Güvenç'e götürdü. C

Bulutsuzluk Özlemi Konseri

İzmir'den Uşak'a Yunan Harekâtı (1919-1922)-III

9 Eylül 1922’de Türkler İzmir’e vardı. Eylül ortalarına doğru tüm Anadolu Yunanlılar’dan kurtuluyor; böylece Yunanlılar’ın Megali İdeası Misak-ı Milli’nin gücü önünde dize geliyordu. Bu büyük Türk zaferi Anadolu’nun her yanında kutlanırken, bir zamanlar Rum toplumunun refah içinde Türklerle birlikte yaşadığı, fakat şimdi Yunan ordusunca yıkılan veya tamamen yakılan köylerin duman kokan yıkıntıları arasında geride bırakılmış yaşlı Rum kadınları ellerini göğe kaldırarak İngiliz Başbakanı Lloyd George’a: “ Kako hrano na his Georgis ” ( Sana lanet olsun Loyd Core ) çığlıklarıyla lanetler yağdırıyorlardı.  Uşak bozgunundan sonra Fevzi Paşa’nın komutasındaki Türk askerlerinin peşlerine düştüğü Yunanlılar’ın nasıl kaçmaya koyulduklarını, sekiz günde 250 kilometre yol aldıklarına tarih şahit oldu. Yunan Dışişleri Bakanı, 8 Eylül günü Atina’daki İngiliz, Fransız, İtalyan ve Amerikan elçiliklerine şu kısa çağrıda bulundu: “ Anadolu limanlarına acıklı bir durumda 500.000’den fazla göçmen ge

İzmir'den Uşak'a Yunan Harekâtı (1919-1922)-II

Türk tarafı bu önlemleri alırken, Yunanlılar 14 Ağustos sabahı güçlü birliklerle ilerlemeye başladılar; onları oyalamaya çalışan Türk kuvvetlerini önlerine sürerek 23 Ağustos’ta Sakarya ırmağına eriştiler. Asıl savaş işte o gün başladı. Sakarya ırmağı Anadolu’nun en büyük üç akarsuyundan birisidir. Kıvrım yaparak çıplak ovalardan geçip kuzeye doğru yönelir. Kayalıkları ve dar boğazları katederek denize dökülür. Bu ırmak Ankara ve Yunanlılar arasında son tabiî engeldi. Türk-Yunan Savaşı Anadolu’da başladığından beri ilk defa Türk ve Yunan askerî güçleri birbirlerine yakındılar. Yunanlılar’ın cephe boyunca 50.000, Türkler’in ise 44.000 askeri vardı. Ne var ki, bu defa Yunan istihbarat örgütü iyi bir şekilde gizli haberleri alabiliyordu. Yunan saldırı plânı, kendi Genelkurmayı tarafından onaylanmıştı. Yunan saldırısı Türkler’in hiç ummadıkları yerden yapılmasını öngörüyordu. 10 Ağustos’ta saldırıya geçen Yunan ordusu, güney düzlüklerine yöneldi, sonra da aniden kuzeye döndü. Fakat p

İzmir'den Uşak'a Yunan Harekâtı (1919-1922)-I

3 0 Ekim 1918, Mondros Mütarekesi’yle birlikte Osmanlı İmparatorluğu parçalanmış ve yıkılmıştı. Ümide gerçekten pek az yer vardı. Hemen hemen sekiz yıllık sürekli bir savaşla bitkinleşmiş, bir zamanların büyük Osmanlı İmparatorluğu yenilerek sırt üstü yere serilmiş, başkenti 13 Kasım 1918’de işgal edilmiş, I. Cihan Harbi’nde liderlik yapmış Talât, Enver ve Cemal Paşalar firarda idi. Ülke parçalanmış, yoksullaşmış, nüfusu azalmış ve maneviyatı kırılmıştı. Yenik ve şevki kırılmış Türk halkı galip devletlerin bütün isteklerini kabule hazır görünüyordu. İtilaf donanmasının koruyuculuğu altında bir Yunan ordusu; 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkınca, Türkler’in için için yanmakta olan öfkesi artık söndürülemez bir alev haline gelmişti. Yabancı milletlerin yaşadığı uzak illerin elden çıkarılması sineye çekilebilirdi; hatta İstanbul’un işgaline bile katlanılabilirdi, çünkü işgalciler nihayet yenilmez Batı’nın muzaffer büyük devletleriydi ve askerleri er veya geç geldikleri yerlere döneceklerdi.

İzmir Şebo ile Coşacak

17 Ocak 2010 İzmir Konseri Yer: Atlas Pavyon Tarih : 17.01.2010 Saat : 18:30 - İlk 1000 biletin fiyatı 35 TL'dir. Fiyatlar daha sonra yükselecektir. - Kapı açılış saati 16:30'dır. - 6 yaşından küçük çocuklar etkinliğe alınmamaktadır. 6 yaş ve üzeri bilete tabidir. - Etkinlik mekanına kamera, fotoğraf makinası, ses cihazı vb. alınmayacaktır.