Yine bir çok okunan seyahat eki Sığacık'ı konu aldı. Alaçatı'dan sonra Sığacık'ta turizm adı altında değerlerini yitirecek diye korkuyoruz. Alaçatı köy pazarımızdı sadece alışveriş için giderdik. Dolayısı ile kaybettiğimiz sadece pazarımız oldu. Oysa Sığacık öyle mi? O bizim sığınacak küçük limanımızdı. Önce marina yapıldı şimdi yavaş şehir ünvanını hızla terk etmeye hazırlanıyor.
Aynur Tartan yazmış, Hürriyet Gazetesi, Seyahat Eki'ne eklemiş. 14 Ağustos tarihli bu yazıyı sizlerle paylaşıyoruz..
"Çeşme-Bodrum geri dursun, Seferihisar-Sığacık beri gelsin… Sığacık notlarım tatilinizin tuzu-biberi olsun. Hafta sonu kaçamak yapmak isteyenler size de iyi tatiller olsun..."
Çeşme’yi, Bodrum’u seviyoruz, sevmiyoruz değil! Ama bazen size de basmıyorlar mı? Enerjisinden, telaşından, iğne atsam yere düşmez hallerinden fenalık gelmiyor mu? Ne yalan söyleyeyim bana geliyor. Hem de her sezon. Ben de ne yapıyorum? Önüme bakıyorum. Kendime, aileme, dostlara alternatif rotalar bakıyorum. Neyse ki Ege’deyim, cennetteyim. Rotası da, havası da, insanı da bereketli. Geçen sezon favorim yenisiyle, eskisiyle Foça’ydı. Bu sezon ki favorim açık ara farkla Sığacık.
Bir kere şehrin kalbinde. Öyle git git bitmez değil. Topu topu yarım saat hatta o kadar bile değil. İster kendi aracınızla ister toplu taşımayla. Paşa keyfiniz nasıl istiyorsa.Yavaşlıyoruz! Sığacık, Türkiye’nin ilk sakin şehri Seferihisar’ın sade, sakin, tatlı çocuğu. O yüzden her köşesinde sakin şehrin sembolü olan salyangoz resimleri var. Duvarlar, duraklarda, sokaklarda… Her yerde. Bir salyangoz, iki salyangoz, üç salyangoz derken siz de bir sakinlik geliyor. Zaten burada öyle telaş, kıymet yaparsanız Alimallah fena göze batarsınız. İşin püfü ayarlarınızı gevşetmek, hayatı ve telefonu sessize almak. Sabredin bekleyin yavaşlık ve sakinlik size gelecek.
Kaleiçi canımın içi… Aşklar Bodrum’da değil Sığacık Kaleiçi’nde yaşanıyor. Hatta hayat Kaleiçi’nden geçiyor. Böyle güzel bir Kaleiçi görmedim, görür görmez de “Canımın içi” dedim. Kale, surları, Kaleiçi’nin evleri, sokakları, havası, insanı, nostaljisi… Bak bak bitiremedim. O düzeni, o sakinliği her nefeste içime çekmek istedim. Bu arada öyle yeni bitme bir şeyden bahsetmiyorum. Burada bir tarih var. Kaleiçi’nin geçmişi 1520’lere dayanıyor. Nostalji derken kimse abartmıyor.
Sığacık’ta günlerden pazarsa yaşadınız. Gözünüz, gönlünüz, mideniz yaşadı. Pazar demek Sığacık’ın meşhur pazarı demek. Yeme de yanın da yat demek. Mis gibi el açması, karışık otlu, rezeneli, köy peynirli börekler demek. Sonra otlusu, patlıcanlısı, patateslisi, peynirlisi, ortaya karışığıyla göz göz gözleme demek. Tatlılar, tuzlular, kalem kalem sarmalar, ev yapımı reçeller, kahvaltılık soslar, anne kurabiyeleri, ev yapımı buz gibi limonatalar, karadutlar demek. Üzerinize afiyet, damaklarınıza şenlik demek.
Günlerden pazarsa kahvaltınızı Sığacık’ın meşhur pazarında yapın derim. Yok değilse Kaleiçi’nde gönlünüzden geçen ilk kapıyı çalabilirsiniz. Çünkü kahvaltılar tam tekmil köy işi. Gözleme, börek, hamurişi tam Sığacıklıların işi.
Yedik, içtik, pazardan çıkınımızı da yaptık şimdi doğru Akkum’a. Akkum Sığacık’ın plaj güzeli, koy güzeli. İsteyene Akarca Plajı da var ama benim favorim Akkum. Öyle beach’e, otele de gerek yok halk plajı fevkalade. E, pazardan yaptığımız çıkın da var. İşte size on numara plaj keyfi. Yok ben sağda, solda takılacağım derseniz. Etrafta kafeler de var. Kafelerin numarası da tahmin edersiniz ki gözleme.
Yedik, içtik, yüzdük bitti mi? Bitmedi! Tabanlara kuvvet! Sığacık Marina nam-ı diğer Teos Marina’da günü batıracağız, biraz nostaljik, biraz romantik takılacağız. Kulaklara küpe; Sığacık tarihte İyonya 12’lisinden biri. Hal böyle olduğu için liman da Teos Marina olarak dillere pelesenk oluyor. Limanı varsa kenti de var! Teos Antik Kenti Sığacık’ın yanı başında. Agora, tiyatro, odeon derken kentin en havalısı tabi ki Dionysos Tapınağı. Ne de olsa buralar hep Dionysos’un memleketi.
“E, akşam oldu acıktık!” derseniz size nokta atış Milos’u öneririm. Milos hem gezginlerin hem de lokallerin favorisi. Asmalar altında şöyle güzel bir dost sofrası kurun. Ege mezelerine, deniz balıklarına dostlarla ortak olun. Ama ne yerseniz yiyin yanına mutlaka yoğurtlu, soslu ev patatesi söyleyin. Sağınıza solunuza gelen Sığacık kedilerini de beslemeyi ihmal etmeyin. Dönüş saati yaklaştıysa dönmeyin derim. Hazır yavaşladınız, sakinlediniz tadını çıkarın. Kaçamağı bir gün daha uzatın. Burada öyle aşırı yıldızlı oteller yok zaten yıldıza da gerek yok. Burası tam bir pansiyon kafası. Sıcak, samimi, içten, bizden. Hangisi müsaitse çalın kapısını. Pişman olmayacaksınız, bol kepçeden sefaya doyacaksınız.
Yorumlar
Yorum Gönder