Ana içeriğe atla

Çekilin Belediyecilik Oynayacağız - 1

Bugüne kadar göreceğimiz en enteresan seçimlerden birisine hazırlanıyoruz.
 
Seçimlere 50 gün kaldı İzmir'i kalesi ilan eden Türkiye Cumhuriyeti'nin en eski partisi henüz ilçe adaylarını belirleyemedi. İktidar partisi, 12 yıldır vazgeçemediği bir bakanını İzmir'i alabilmek üzere kentimize aday gösterdi.
 
Solun keskin partileri kendilerine bir zamanların liberallerini, şimdinin liberal partileri ise bir zamanların komünistlerini aday göstermeye başladı. Ülke olarak dengemizin bozulduğunu biliyoruz zaten ama siyasetin ve koltuk sevdasının (bu kadarla sınırlı kalalım) kişilerin etiğini bozması daha enteresan.
 
Blogumuzda bu tip ilginçlikleri basından takip edemeyeceğinizi düşünüp çok haber konusu olmayan/olamayan kentimizi ilgilendiren konulara değinelim istedik. İyilik yapalım derken göz çıkartmışız, yanlışlıkla bir önceki seçim ittifakını haber konusu yapmışız. Konu olan partinin üyesi olduğunu düşündüğümüz bazı kişilerin hedefi haline geldik.
 
Biz özür diledik, duyurularımızı düzelttik ve iyilikle haber haline getirdiğimiz için almadığımız hakaret kalmadı. İlk uyarısında bile hakaretle gelen tahammülsüz insanların olduğunu görerek bu tip insanların bir araya geldiği kurumların neden %1'in altında dolaştığını anladık. Biraz uzlaşmacı olup saldıracaklarına, bize doğru bilgileri verselerdi seve seve buradan yayınlardık. Ama hakaretlerle geldikleri için sineye çektik kimseye söylemedik.
 
Şaka maka bu blogun aylık takip edilme oranları tekil bazda küçümsenecek bir rakam değil. Yayın yaptığımız sosyal sanal ortamlarda da takipçilerimizi ve viral takipçileri düşünürsek azımsanacak bir rakam değiliz. Ama bizi kendilerinden daha küçük gördüler. Olsun bu bile bizim için iyi bir pay çıkartma sebebidir. Demek ki takip ediliyoruz, demek ki olmayan haberlerini dört gözle bekleyen insanlar var, demek ki özür dileyip yolumuza devam edebiliyoruz ve demek ki oy verebileceğimiz partilerin seçiminde başka kriterleri de yaratabiliyoruz.
 
Biz siyasi bir blog değiliz, biz bir kentin yaşayan değerlerini yaşatmaya çalışan bir bloguz. Herkese mesafemiz aynı yeterki hemşehrilerimize hizmet gelsin yeterki bizim sayemizde birisi bir küçük bilgi sahibi olsun.
 
Para kazandığımız falan da yok hiç bir şeyden. Bu bir hobi.
 
Ayrıca kimsenin de tetikçisi değiliz, kalemi değiliz. Biz düşündüğümüzü yazan, yazdığımızın doğruluğunu tartıştıklarında tahammül ederek doğruya ulaşmaya çalışan bir bloguz.
 
Umarız herkesin yolu açık olur. Kimsenin önüne engel olmak istemeyiz.
 
Bir sonraki yazımızda Büyükşehir Belediyemizin seçim arifesinde yapmaya çalıştıkları hakkında biraz eleştirel yazı kaleme alacağız. Bizi takip ederseniz seviniriz.
 
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...