Ana içeriğe atla

İzmir Lezzetleri Üstüne


Türk Hava Yolları ile dünyanın 4 bir yanından okuyucuya ulaşan Sky Life, son sayısında İzmir Lezzetleri Üstüne isimli bir makaleye yer vermiş sayfalarında. Buyrun birlikte okuyalım... 


Anadolu coğrafyasının orta batı kıyısındaki İzmir hem batı Akdeniz hem de kuzey Ege Anadolu’nun ticaret yollarını bağlayan eşsiz bir konuma sahip. Bu özelliğiyle binlerce yıldır bir liman ve ticaret kenti olarak canlılığını korumuş ve Akdeniz  halkları için önemli bir cazibe merkezi olma vasfını hiçbir zaman yitirmemiş. Ilıman iklimi, besin maddelerinin kentin kendi topraklarında yetiştirilmesine imkân sağlamış. Bununla birlikte kentin gastronomi kültürü, deniz ve kırsal etkilerden de beslenir. Ama İzmir’i gastronomik açıdan özgün ve renkli kılan en büyük olgu göçtür. Farklı kültürlerin pişirme ve malzeme yorumlarıyla İzmir mutfağı eşsiz bir yapı kazanmıştır. Zeytin ve zeytinyağının ağırlığı İzmir mutfağında her zaman hissedilir. Tarihçi Heredot’un söz ettiği on iki İyon kenti arasında, günümüz İzmir’inin sınırları içerisinde kalan Klazomenai’de yapılan kazılarda elde edilen bulgular, zeytinyağı işliklerini ve bu muhteşem gıda etrafında sürdürülen ticaretin ne kadar eski olduğunu ortaya koyar. Yüzlerce değişik ottan yapılan yemekler, Balkan ve Akdeniz göçlerinin getirdikleri ve Anadolu içlerinden gelen yansımalarla İzmir mutfağı özgün bir ekoldür.

ÇALKAMA
MALZEMELER 
3 orta boy kabak
6 patates
1 baş sarımsak
2 yemek kaşığı taze biberiye yaprağı
2 yemek kaşığı taze kekik 
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı karabiber
1 kahve fincanı zeytinyağı

ÇALKAMA SOSU MALZEMELERİ
1 yemek kaşığı limon suyu
1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
1 tutam tuz
1 çay bardağı un
1 kahve fincanı zeytinyağı

HAZIRLANIŞI
Kabakları ve patatesleri ayıklayıp yıkayın. Patatesleri boylamasına ikiye bölün. Kabakları ve patatesleri enlemesine 1-2 mm kalınlığında ince ince doğrayıp şekillerini bozmadan bir kabın içerisinde bir sıra kabak bir sıra patates olarak dizin. Aralarına sarımsak yerleştirerek zeytinyağı, tuz, karabiber, kekik ve biberiye serpin. Önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında yaklaşık 40 dakika pişirin. Bir kabın içinde bütün çalkama malzemesini karıştırın, sonra fırında pişen patates ve kabağın üzerine serpip 10 dakika da bu şekilde pişirin. Sıcak servis edin.

TERBİYELİ KUZU ENGİNAR BUĞULAMASI
MALZEMELER 
200 g kuzu sırt
100 g taze enginar
2 orta boy soğan
4 diş sarımsak
20 g tereyağı
10 g zeytinyağı

TERBİYESİ İÇİN 
20 g yoğurt
5 g un
Yarım limon suyu
1 yumurta
1 tutam tuz 
1 tutam karabiber

HAZIRLANIŞI
Derin bir tencerenin içerisinde tereyağı ve  zeytinyağı eritilir. Soğan, sarımsak ve kuşbaşı doğranmış kuzu eklenir. Etler piştikten sonra küp küp doğranmış enginarlar atılır. Ayrı bir kabın içerisinde terbiye mazemesi  karıştırılıp süzülerek etin üstüne boşaltılır. Piştikten sonra üzerine maydanoz eklenerek servis edilir.

KABAK ÇİÇEĞİ İÇERİSİNDE TEPSİ PEYNİR DOLGUSU
MALZEMELER 
4 kabak çiçeği
30 g tepsi peyniri
10 g reyhan
100 g kızartmalık yağ
10 g un
10 g nişasta

HAZIRLANIŞI
Kabak çiçeklerinin  içleri temizlenir. Bir kabın içerisinde ince doğranmış reyhan  ve tepsi peyniri karıştırılıp top hale getirildikten sonra kabak çiçeklerinin  içine doldurulur. Diğer bir tarafta bir kapta un ve nişasta biraz su ile karıştırılır. Kabak çiçeği dolgusu kızgın yağda kızartılır. Kızarınca yağı süzülerek servis edilir. 

ARAPSAÇLI KURU FASULYE
MALZEMELER 
250 g kuru fasulye
2 orta boy soğan
3 diş sarımsak
4 sivri biber
2 soyulmuş domates
20 g arapsaçı (yoksa rezene yaprakları)
10 g tereyağı
1 tutam tuz
1 tutam karabiber

HAZIRLANIŞI
Fasulyeler bir gece önceden ıslanır ve ertesi gün haşlanır.Bir tencere  içerisinde tereyağı eritilir. Soğan ve sarımsak eklenir. Soğanlar pembeleşince biberler ilave edilir. Biberler de  piştikten sonra haşlanmış fasulyeler, arapsaçı ve küp doğranmış domatesler eklenip kaynayıncaya kadar yüksek ateşte pişirilir. Daha sonra on dakikada kısık ateşte pişirilir ve  servise hazır hale gelir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...