Ana içeriğe atla

Balçova Balçova Balçova

Bugün Yurt Gazetesi'ndeki köşesinde Mehmet Ali Çalkaya'yı 80 öncesinin tutkulu devrimcisi olarak tanıtan Nihat Behram'ı bir gün yine Balçova'ya geldiğinde biz gezdirmek isteriz. Bizimle gezdiğinde devrimci belediye başkanının çok başarıları olmadığını ama bunları telafi edebilecek vizyona sahip olduğunu birlikte tartışmak, yerinde görmesini isteriz. 

Mehmet Ali Çalkaya, bir önceki yerel seçimlerde rekora yakın bir oyla seçilerek CHP'nin gülen yüzü olmuştu. Hizmetlerinin ne kadar faydalı olduğunu bir kez daha 3 gün önceki seçimde anlamış bulunmaktayız. Eski devrimci başkan, gerçekten de adına yakışanı yapıyor olmalı ki halkın sevgisini kazanmış ve tekrar göreve layık görülmüş. Ve neredeyse yine rekor bir oya sahip olarak. Bu küçümsenemeyecek bir başarıdır. Tebrik ediyoruz. 

Peki, geçtiğimiz döneminde Çalkaya'nın yanlışları yok mudur? Elbette vardır. Bazılarının dönüşü yok, bazıları ise telafi edilebilecek düzeydedir. 

Bir kaç yanlışını, seçim öncesi rakiplerinin ortak projelerinden anlayabiliyoruz. Örneğin Pazaryeri lokasyonunun yanlışlığı ve bu yanlışlığı yok edecek önlemlerin alınmayışı gerçekten büyük bir hatadır. Bu konuda tecrübelerimiz sabittir. Ancak neredeyse bütün rakiplerinin propaganda unsurları arasında Balçovalının kolayca ulaşabileceği modern bir pazaryeri vaatinin bir karşılığı olmalı ve Çalkaya yanlışını telafi etmelidir. Öncelikle modern derken, ulaşımı ve temizliği kolay, yazın serin, kışın korunaklı olmalıdır, trafiği kilitlememeli, otopark sorunu olmamalıdır. Ayrıca satılan ürünlerin kalitesi kontrol altına alınmalı, doğal ürünlere ve yerel üreticilere öncelik verilmelidir. 

Bu konu ile ilgili olarak 2 yıl önce otopark sıkıntısını oluşturan en önemli unsurun, pazarcıların araçlarını pazar etrafına park ederek gelecek müşterilerini engelledikleri, bir nevi kendi ayaklarına sıktıklarını belirttiğimiz Zabıta Şefi, bize şu cevabı vermişti: "Gücünüz yetiyorsa siz uğraşın pazarcılarla. Biz engel olamıyoruz..."  ???

Bir zamanların domates ve bademi ile meşhur Balçova'nın ekilecek bir alanının kalmaması ise acı vericidir. 

Teleferik Tesisleri belki Çalkaya'nın elinde değildir ancak ilçenin kaderini belirleyecek karar mekanizmasına etkisi olmalıdır. Kentin en önemli turistik tesislerinden birisi yıllardır kullanılamamaktadır. 

Çalkaya'nın bizim tespit ettiğimiz önemli bir yanlışı da kentin ilk ve en modern kentleşme çalışmalarından birisi olan İş Bankası Evleri dokusunun zedelenmesine göz yummasıdır. Tek tip, tek katlı, bahçeli evlerin teker teker yıkılıp yerlerine şekilsiz, zevksiz yeni alçak katlı binaların dikilmesi ayıptır, bunca yılın emeğine ihanettir. 

İlçenin önemli bir sanayi yoktur. Ama AVM'leri, İnciraltı ve Teleferik gibi iki önemli dinlenme yeri, Agamemnon kaplıcaları, Barajı, Üniversitesi gibi sembol işletmeleri vardır. Ayrıca önemli ölçüde azalsa da sera çiçekçiliğinin merkezi konumu tekrar kazanılabilir. 

Son olarak kültürel alanda özellikle amatör derneklere verdiği katkıyı yakinen bilen birisi olarak kendisini tebrik ediyor küçük bir hatırlatma yapmak istiyoruz. 

"Balçova'nın hatırlanmaya değer bir tarihi var. Halk Oyunları, Müzikleri, El Sanatları örnekleri var. Çıkartın artık şunları ortaya Başkanım." 

Yeni döneminizde başarılar dileriz...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...