Ana içeriğe atla

Sabetay Sevi'nin Evi

İzmir Kültür Turizminin Geliştirilmesi Projesi, İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) tarafından hazırlanan ‘’İzmir Kentsel Pazarlama Stratejik Planı’’ nı temele alarak geliştirilmiş ve proje kapsamında ‘’İzmir’in Gizli Kültür Cevherleri’’nin araştırılarak nihai tüketicilere ve ilgili kuruluşlara yazılı ve görsel kaynak oluşturulmasını hedeflemiştir."

Çalışmalarını bu cümleyle özetleyen proje ekibinin çalışmalarından birisine yer vermek istedik...



"Sabetay Sevi 1 Ağustos 1626 yılında İzmir’de dünyaya gelmiştir. Doğum tarihi, Yahudi tasavvuf anlayışında, gelmesi beklenilen Mesih’in doğum günü olarak belirtilir. Sabetay Sevi’nin babası Mordehay Sevi’nin İzmir’e 1614 yılında Mora’dan geldiği bilinmektedir. Sabetay ve iki erkek kardeşi İzmir’de doğmuşlar ve Bugünkü İkiçeşmelik caddesi üzerinde, Agora girişindeki evde büyümüşlerdir.

Sabetay Sevi genç yaşta, dönemin iki önemli din adamları olan İsak Dialba ve Jozef Eskapa’nın öğrencisi olarak dini eğitim almıştır ve Kabala’yı (Yahudi Tasavvufu) derinlemesine incelemiştir. Kendisinin son derece zeki olduğu ve 18 yaşına vardığında tüm din kitaplarını ezbere öğrenmiş olduğu söylenir.

1648 yılında Podolya’da meydana gelen büyük Yahudi katliamı ve aynı dönemde Yahudilerin Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşadıkları zulüm, tüm Yahudi topluluklarını derinden sarsarak onları Sufi inancının temelinde olan Mesih’in gelişini beklemeye ve arzulamaya yöneltmişti. Sabetay Sevi bu ortamda aynı hüzünü yaşayan ve Kabala’nın öğretisi doğrultusunda kendisinin beklenen Mesih olduğu inancı ile Yahudilerin kurtarıcısı olduğunu ilan etmişti. Müritleri kendisine İbranicede “Kralımız”, “Efendimiz” anlamına gelen Emire sıfatını vermişlerdir. Bunun üzerine Sabetay Sevi başlarında eski hocaları olan Hahamlar Kurulu tarafından dışlanmış ve İzmir’den kovulmuştur. Bununla birlikte, Sabetay Sevi birkaç yıl içine sadece Osmanlı İmparatorluğu sınırlarında yaşayan Yahudiler arasında değil, tüm Avrupa ülkelerinden ve hatta Hiristiyan ve Müslüman nüfus arasında da müritler edinmiştir. Sevi 1665 yılında İzmir’e döndüğünde, Yahudi nüfusun büyük kısımının kendisini Mesih olarak gördüğü söylenir. İşte bu Mesihlik hareketi sırasında Kemeraltı sinagoglarının yer aldığı sokaklarda bir isyan yaşanır ve Sabetay Sevi ile müritleri sık sık boy gösterirler, böylece İzmir Mesih heyecanının merkezi olmuştur.

Bu isyanın boyutları büyüdüğünde Sabetay Sevi saraya getirilerek hapse atılmıştır. Daha sonra da din değiştirerek Müslümanlığı kabul etmesine rağmen yaşamı boyunca Yahudi dinine bağlı kalmıştır. Müritlerinin bir kısmı da onu izleyerek Müslüman olmuştur.

Boyutları Türkiye sınırlarını aşan ve aynı zamanda bugüne kadar önemli bir tartışma konusu olan Sabetaycılığın doğum yeri, İzmir’in İkiçeşmelik semtindeki bu evdir. Sabetay Sevi’nin evi yakın zamanda restore edilmek üzere İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin programındadır. Sabetay Sevi’nin evi İkiçeşmelik Caddesi üzerinde bulunmaktadır." [1]

Proje grubu bu şekilde açıklasa da bambaşka görüşlerde mevcuttur. Sabetay Sevi'nin ve müritlerinin din değiştirip Müslüman olarak görülmesine rağmen halen Yahudi olduğu ve o geleneğe göre yaşadığı inancının günümüzde de sürdüğü iddia edilmektedir. Halk arasında bu isimlere dönek dendiği, bazı kesimlerde gizli müritlerin önemli görevlere geldikleri ve geleneklerini gizlice bir araya gelerek devam ettirdikleri üzerine sayısız kitap yazılmıştır. Bu konu ile ilgili yazılan önemli kitaplardan birisi de Soner Yalçın'ın Efendi isimli kitabıdır. 

Bilenen gerçek o dur ki, Sabetay Sevi isimli vatandaş İzmir doğumludur ve Agora'da yapılan kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında eski evinin ortaya çıktığıdır. Kimileri mesih olarak görür, kimileri hemşehri bu kısmı size kalmış. 

Kaynak
[1] İzmir Kültür Turizminin Geliştirilmesi Projesi "Sefarad Kültürü" http://www.izmirkulturturizmi.com/tr/sabetay.html

Görsel: 

İlk Yayın Tarihi : 4 Haziran 2013

Yorumlar

  1. Sabetaycı adlı kıtabımın okunmasını tavsıye ederım
    hayım erroll gelardsın

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...