Ana içeriğe atla

Serapeion (Kızıl Avlu)

Bergama Kızılavlu Bazilikası, M.S 2. yy’da İmparator Hadrian döneminde inşa edilmiş ve muhtemelen Mısır tanrıları Serapis, Harpokrates, ve İsis tapım görmüştür. 270.00 x 100.00 m, tapınak 60.00 x 20.00 m. boyutlarında olan tapınak Pergamon'un en görkemli anıtsal yapılarından birisidir. Tapınağın tamamının tuğladan yapılmış olması ve büyük ön avlusu sebebi ile tapınak halk arasında “Kızıl Avlu” olarak adlandırılmıştır. Döneminde Mısır kültürüne duyulan hayranlık sebebi ile tapınak Roma Dönemi aşağı Bergama kentinin tam merkezinde inşa edilmiştir. Tapınağın ön avlusu Bergama (Selinos) çayı üzerine yerleştirilen su tünelleri üzerine oturtulmuştur. Büyük bir mimari mühendislik eseri olan tapınak önünde tapınak ile aynı aks üzerinde avluya doğru çıkma yapan bir propylon ve gerisinde devasa bir tapınak kapısı yer almaktadır. Kapı ağır mermer sövelerle çevrili, kapı kanatları çok büyük ve muhtemelen bronz kaplamalı idi.

Kutsal mekanın sadece ön tarafı pencerelerle aydınlatılmış, kült heykelinin bulunduğu arka kısmın yarı aydınlık olmasını sağlamak amacıyla pencere yapılmamıştır. Arka kısımda iki yüksek kaide yer almaktadır. Devrinde mermer kaplı olan bu kaidelerin üzerinde muhtemelen 10-12m. yüksekliğinde oturur durumda kolosol bir kült heykeli yer almakta idi.

Bu podyum ve kaidenin altında bir sarnıç ve buradan ana binanın, yanlardaki yuvarlak yapıların ve avluların bazı bölümlerinin altında uzayıp giden gizli geçitler ve merdivenler vardı. Muhtemelen bu geçitlerden ilerleyen tapınağın baş rahibi içi boş olan kült heykelinin baş kısmına yükselerek oradan halka tanrı adına telkinlerde bulunuyordu. Tapınağın üzerini örten, çok sağlam yapıda ahşaptan bir çatı iskeleti vardır. Tapınağın iki yanındaki simetrik yuvarlak yapılarındaki mihraplarının ana tanrı yanında yan tanrıların olduğuna işaret etmektedir.

Erken Bizans döneminde kutsal mekanı içerisine mimari ilavelerle Anadolu’daki erken yedi kiliseden biri olarak kullanılmaya devam etmiştir.

Avlusu, yüksek duvarlarla dışarıya kapalı idi. İç kısmının andezit sütunlu galerilerle çevrili olduğu kabul edilir. Tapınağa, avlunun batı cephesinde yer alan üç anıtsal kapıdan  girilmektedir. Bu girişin halen bir kısmı ayaktadır.

Kaynak: https://muze.gov.tr/muze-detay?SectionId=BAZ01&DistId=MRK

İlk Yayın Tarihi  14 Haziran 2010

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...