Ana içeriğe atla

Kız Bergama (Yağcıbedir)



Yağcı Bedir Aşireti'nin Bergama Küçükkaya'da konakladığı dönemden, g
ünümüze kadar ulaşan söylencede Bergama ile Dikili arasında yaşayan Türkmen aşiretinin beyinin oğlu obadan bir kızı su başında görür, beğenir. Kız da oğlana vurulur ama duyulursa    babasının obada onurunun kırılacağını düşünerek orayı terk eder. Olay obada dilden dile dolaşır.

Aşiretin Beyi, kız tarafına elçiler yollar ama olay onur meselesi olduğu için elçileri geri çevirir.

Zincirleme devam eden tatsızlıktan dolayı oba ikiye bölünür. Sonunda olay kız tarafı ile oğlan tarafı arasında kanlı bir kavgaya dönüşür. Kavgada Bey’in oğlu ölür. Olayların daha fazla büyümemesi için oğlan tarafı topluca Sındırgı'ya göçer. Kız tarafı Bergama'da kalır. Sevdiğinden sonsuza kadar ayrılmak zorunda kalan kız, derdini dokuduğu halıya döker. Bu nedenle bu halı Kız Bergama olarak anılır.
Bedir aşiretinin yörükleri yerleştikleri Bergama, Dikili, Sındırgı ve Bigadiç civarındaki yaylalarda ordunun yay ve ok ihtiyacını karşılıyorlardı. Bu nedenle bölgenin ismi Yaycı Bedir olarak bilinmekteydi. Geçen zaman içerisinde bu isim Yağcıbedir olarak değişti.

Halılarda kök boyalarının başarıyla kullanılması, renginin atmaması ve daima parlak kalması, bu halıların üstünlüğünü göstermektedir. Ayrıca, halıların ev tezgahlarında dokunmuş olması da ayrı bir özellik taşımaktadır.

Halıcılık, geleneksel bir el sanatı olmasının getirdiği birikimle ve kültürümüzün üzerinde en net biçimde görüldüğü ürünlerin toplandığı bir alan olarak, diğer ürünlere göre ekonomik üstünlük sağlayabilecek bir sektör durumundadır.

Bergama'nın batısında Geyik dağının eteklerindeki Kocaoba, Mazılı, Yenice, Samanlık ve Çağlan köylerinde yapılan halı, kilim, heybe, torba, çuval ve çul üretimi iç ve dış pazarlarda ilgi görmektedir.

Bergama halıları 16. yüzyıldan 19.yüzyıla kadar çok fazla rağbet görmüştür. Özellikle Avrupa’da soylu aileler, koleksiyonerler ve hatta kiliselerde Bergama Halıları oldukça ünlüdür. Avrupalı ressamlar tablolarında Bergama halılarına da yer verdikleri için bazı halı kompozisyonları onların adıyla anılır olmuştur. Bergama halıları geç ve erken dönem olmak üzere 2 dönem ve 18 alt başlıkta sınıflandırılır. Bölgesel olarak da Yağcıbedir, Karadağ, Kozak Ve Yuntdağı olmak üzere 4 bölgeye ayrılır.

Yağcıbedir halılarının en önemli özelliği Türk Düğümü diye bilinen bir ilmik tekniği ile üretim yapılmasıdır. Yaklaşık olarak 100 cm² de 800-1000 düğüm vardır. Nar kabuğu, Ceviz kabuğu, Asma yaprağı, Palamut, Meşe Kabuğu, Kök boya gibi boyar maddelerle renklendirilen ilmiklerin renginin sabitlenmesi için yoğurt suyu, şarap ve tuz ile paslandırılmış demir kullanılır.

Kaynak: Dikili Guide, Wikipedia
Görseller: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi 
İlk Yayın: 10 Ağustos 2010

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...