Ana içeriğe atla

Akropol



Pergamon’da doğal bir düzlüğün olmaması yerleşimin en erken evresinden itibaren arazi teraslaması yapılmak suretiyle yer kazanılmasını gerekli kılmıştır. Azalan inşaat alanları ve yıllar içerisinde artan ihtiyaçlar, sebebi ile eski terasların yeni teraslar içerisinde eritilmesine sebep olmuştur. Bu da, şehrin en erken tarihi hakkındaki yeterli ipuçlarının bulunamamış olmasının başlıca sebebidir...


Kalede tespit edilen en eski yerleşim yerleri M.Ö 7.- 6. yy ‘lara tarihlenmektedir. Kent, başından beri iki ana kısımdan oluşan bir yapılar bütünü idi. Bunlar dağın en tepesinde yer alan ve  kendi surları olan Kale (Yukarı kent) ile güneyde daha yumuşak ve meyilli yamaçta yer alan ve sur duvarı ile çevrili bir Aşağı Kent idi. Konut alanları gerek büyüklük gerekse yayılma açısından siyasal ve ekonomik koşullara göre  birçok değişikliklere uğramıştır.

Athena Tapınağı, yukarı kentin en eski tapınağıdır. .Pergamon’un kent surları, en geniş dönemine II. Eumenes zamanında ulaşmıştır. II. Eumenes Devrinin en önemli yapıları arasında Galatların mağlup edilmesi anısına inşa edilen Zeus Sunağı, Athena Tapınağının propyloionu (anıtsal kapı) ve onu çevreleyen stoaları; 200.000 kitap rulosunun muhafaza edildiği ünlü kütüphane, büyük saray ve kent surları yer alır.

Bu gelişme dönemi sırasında, daha önce inşa edilmiş olan Athena Tapınağı ile 15.000 seyirci kapasiteli antik çağın en dik tiyatrosu korunmuş, Tiyatro terasının kuzey ucunda yer alan Dionysos Tapınağı güney tarafında ise Yukarı Agora yer almaktadır. Kent bu çekirdeğin üç bir tarafında yelpaze biçiminde açılan bir plan düzeni içersinde gelişmiştir.

Yukarı şehir daha çok kral aileleri ile ileri gelenlerin, aydınların, komutanların ikamet ettiği bir merkez idi. Bu nedenle burasının resmi bir karakteri vardır. Kentin orta kesiminde kuzeyden güneye doğru Hera ve Demeter Kutsal alanları, Asklepios Tapınağı, Gymnasionlar ve kent çeşmesi yer almakta idi. Bu yönü ile orta kentte, yönetim ile doğrudan ilgili olmayan yapılarla, halkın rahatlıkla girip çıktığı toplantı yerleri bulunmakta idi.

Aşağı kentte Aşağı Agora, orta ve yukarı şehre çıkan  ana yolun iki yanında sınırlanan çok sayıda dükkân ve Attalos evi olarak adlandırılan peristylli evler yer alır.

Yukarı şehirdeki agora, konumu ve işlevi bakımından hem çok yükseklikte idi, hem de sadece devlet işlerine ayrılmış idi. Bu bakımdan, II. Eumenes’in yönetiminin ilk yıllarında inşa edilmiş olan Aşağı Agora kentin ticaret merkezi konumunda idi.

Kenti bir baştan bir başa kat eden geniş ve düzgün rampalı yol, aşağı şehirde Eumenes kapısında başlar, birkaç zigzag ve orta kent yerleşim bölgesinde büyük bir kavis yaparak kent dağının güney yamacından yukarı şehre ulaşır.

M.S. II. yy ’da İmparator Traianus ve Hadrianus yönetiminde Pergamon  parlak bir dönem yaşamıştır. Kent artık sur duvarlarının dışına taşıp ızgara planlı bir yapılaşma ile ovaya kadar yayılmıştır. Genişlemenin en önemli yapısı Serapis ( Kızıl Avlu) tapınağıdır.  Roma kentine Roma tiyatrosu, amfitiyatro ve stadion da dahil edilmiştir.

Buradaki yapıları kısaca tanımlayacak olursak;

Heroon

Pergamon Kralları I. Attalos ve II. Eumenes ‘in kültü olduğudu bilinmektedir.18x21 m boyutlarında çevresi sütun ile çevrili bir yapıdır. Ana girişi güney batıda olup; ayrıca kuzeybatı da bir kapısı daha vardır. Asıl odası, avludan ayrılmış geniş bir ön galerinin arkasındadır. Roma döneminde duvarları mermer kaplanmıştır. Heroon ‘da gömüte rastlanılmamıştır. Kuzeyinde ise dizi dükkan sıralanır.

Athena Kutsal Alanı

 Tiyatro terasının üstündedir. Günümüzde yalnızca temelleri kalan Bergama ‘nın en eski tapınağıdır. Bölümlere ayrılmış cellası (kült odası) ile Dor düzeninde bir peripteros (tapınağının etrafını 1 sıra sütun ile çevreleyerek elde edilen plan tipi. daha çok, küçük planlı tapınaklar için kullanılmıştır. en çok tercih edilen plan tipidir) tarzında hazırlanmıştır. Tapınak, Zeus ve Kent tanrıçası Athena'ya adanmıştı. Sütunlu galeriler ve giriş yapısı II. Eumenes döneminde kralın Galatlar, Makedonyalılar 'a karşı kazandığı başarılarının anısına yapılmıştır. İki katlı galerilerin, üst katları İon, alt katları Dor düzenindedir. Arka duvarlarda heykel konulması için nişler vardı. Üst katlardaki mermer korkuluk yüzeylerinde, kabartma olarak düşman silahları betimlenmiştir. Yapıyı; Kral Eumenes'in Athena'ya adadığı sanılmaktadır.

Kütüphane

II. Eumenes tarafından kuzey galerinin doğusuna Helenistik Dönem 'de yaptırılır. Carl Humann ve Prof. Conze’nin 1880 kazılarında ortaya çıkardıkları Kütüphane, Athena Kutsal alanındaki Kuzey galerisinin 1. katından girilen ve yan yana dizilmiş 3 odadan oluşuyordu. Büyük odaya, Raflar; kitapları nemden korumak için duvardan 50 cm boşluk bırakılarak yerleştirilmişti. Salon, tavana yakın olarak açılmış pencerelerden ışık alıyor, diğer odalar ise depo olarak kullanılıyordu. Pergamon, M.Ö. 133'de Roma egemenliğine geçtiğinde Antonius tarafından, Mısır Kraliçesi Kleopatra 'ya armağan edilen Bergama Kütüphanesi‘nde çok az rulo kalmış, bunlar M.S.700’e kadar korunabilmişlerse de daha sonra kalanlar da yok edilmiştir.

Saraylar

Üst kentte, Athena Tapınağı ve kitaplığı çeviren galerinin doğusundaki yapılar, Helenistik dönem Pergamon krallarının kullandıkları saraylardır. Saraylar, tapınaklara göre oldukça sade yapılardır

Depolar/Arsenaller

Yukarı kentin kuzey kenarında, birbirine koşut beş uzun yapıdan oluşmaktadır I. Eumenes döneminde yapımına başlanıp, II. Eumenes döneminde son biçimini almıştır. Depolar dizilişleri ile savunma duvarları oluşturuyordu.

Su Yolları 

Helenistik su yolları MÖ II.-III. yy. ‘da yapılmıştır. Tek kol olarak başlar üç kol halinde devam eder. 50-75 cm uzunluğunda 200.000 toprak künkten oluşmaktadır. Madra Dağı'ndan Yukarı Kent'in karşısındaki depoya gelen su buradan tunç borularla kente dağıtılmaktaydı. Depoların kuzeyinden görülen  ve  MS. II. yy. ‘da yapılan su kemerlerinden üç katlı olanı 540 m uzunluğu, 35 m yüksekliği ile Roma su kemerlerinin en büyükleri arasındadır. Ayrıca su kemerlerinin yanında yapılan çift hatlı pişmiş toprak su boru hattının yaklaşık 70 km. olduğu bilinmektedir.

Trajaneum/ Traian Tapınağı

Akropolde 1883-1885 yıllarında yapılan kazılarda ortaya çıkmıştır. Akropolün en üst kısmına yapılan tapınak için öncelikle güçlü alt taşıyıcı sistem (kemerli yapı) yapılmıştır. Tapınağın üç tarafı (kuzey, güney ve batı olmak üzere) galerilerle çevrilidir. Tapınak Roma İmparatoru Traianus için yapılmaya başlanılmış, İmparator Hadrianus döneminde bitirilmiştir.  

Tiyatro ve Tiyatro Terası

Akropol’un çok dik olan batı yamacında yapılmıştır. Dikliği bakımından dünyanın en dik (yaklaşık 70 derece) tiyatrosudur. Büyüklüğü bakımından da ender tiyatrolardan biridir. II.Eumenes'in krallığı döneminde yapılmıştır.Helenistik dönem mimarisini yansıtan bir yapıdır. 80 sıralı seyir bölümünün en üst sırası ile orkestra arasında 36 m. kot farkı vardır.

Dionysos Tapınağı 

Helenistik dönemde M.Ö. III.yüzyılda, tiyatro terasının kuzey ucuna yapılan iyon düzenindeki tapınak, ilk yapılışında andezit taşındandı. Roma döneminde Roma İmparatoru Carcalla (M.S.211-217) tarafından bütünüyle mermerle kaplanmış, prostylos (önünde sütunlu bir sundurması bulunan tapınak) plana dönüşmüştür.

Yukarı Agora (Pazaryeri)

Zeus sunağının güneyinde, bir teras aşağıdadır. Agora kare biçimindedir.

Demeter Kutsal Alanı

100x50m'lik alana kuruludur. Helenistik dönemde andezitten inşa edilmiş olan tapınak, Roma döneminde mermer sütunlar eklenerek  prostylos (önünde sütunlu bir sundurması bulunan tapınak) plana dönüşmüştür. Andezit sunağın iki yanı, kabartma kıvrımlarla bezelidir. Helenistik dönemde yapılan galeriye Roma döneminde Korinth yada İon düzeninde ekler konulmuştur. Galerinin doğusunda, dinsel oturma törenlerin izlenmesi için 800 kişilik oturma yeri bulunmaktadır.

Hera Kutsal Alanı

Gymnasion'un kuzeyinde, iki teras üstündedir. Ön odanın baştabanındaki yazıtta, II. Attalos döneminde Hera Basilea için yapıldığı yazılıdır. Tapınak, podyum üstünde, iki yanı korkuluklarla çevrili dört sütunlu Dor düzeninde ve yapının ön yüzü güneye dönüktür. Tapınağın batısında yuvarlak oturma bankı ile heykel kaidesi, doğusunda sütunlu galeri yer alır.

Zeus Sunağı

Athena tapınağının güneyinde, bir terastadır. Helenistik dönem, anıt mimarisinin ve heykeltraşçılığının en güzel örneği olan ve Athena' ya adanan yapıt, II.Eumenes zamanında, Galatlara karşı kazanılan zaferin anısına yapılmıştı. Temelin üzerindeki 120 m uzunluğunda, 2.30 m yüksekliğindeki kabartmalı frizde Gigantlarla Olymposlu tanrıların savaşı ile ilgili sahneler betimlenmiştir.

İlk Yayın Tarihi 06 Haziran 2010

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...