Ana içeriğe atla

Kokluca



Bu yazıyı İzmir'de Sanat sitesinde görünce burada paylaşmam gerektiğini düşündüm çünkü; rahmetli babaannem ve adını taşıdığım dedem Kokluca mezarlığında yatıyor. Kokluca neresidir, neden Kokluca'dır merak ediyorsanız buyurun...

Kokluca, bu günün Altındağ semti. 90 yıl önce İzmirin yanıbaşında bulunan bir rum köyü idi. Pınarbaşı gibi İzmire doğudan gelen yolun üzerinde bulunan bu köy o zamanlar İzmire (Konak) 1 saatlik mesafe uzaklıkta bulunuyordu.

Bozdağların batıdaki son uzantısının üzerinde yer alan Kokluca köyünün evleri sık değil aralıklı olarak inşa edilmiş ve meyve bahçeleri, zeytinlikler içinde bulunuyordu. Köyün tüm halkı rum idi ve yaklaşım 100 aileden (Daha sonra başka bir kaynak da 3000 kişi olarak bahsedilmiştir) oluşuyordu. O zamanlar (19.yy) bu köyde su sıkıntısı yaşanmasına rağmen köy sakinleri rahatça köye su getirebilecekleri bir bütçeye büyük bir çan kulesi yapmayı yeğlemişlerdi. Meryem Ana adına yapılan kilise günümüze ulaşmasa da o zaman ki gezginler tarafından güzel bir kilise olarak adlandırılmıştır.



Burası hakkında dönemin romantik Yunan/Rum yazarları tarafından binlerce yıllık Yunan geleneklerini kaybetmemiş hatta İonların torunları olarak bahsedilse de daha önceleri burada Hollandalı seyyah tarafından görülen cami harabesi köyün aslında ilk sakinlerinin Türkler olduğu zamanla Rumlaştığı konusunda bize fikir vermektedir.

Efelerce durdurulana kadar Müslüman ahaliye korku saçan Koklucalı Vasil gibi dönemin azılı haydutlarını ve çetelerini de çıkarmış olan Koklucalı Rumlar dönemin kaynaklarında Türk düşmanı, eşkiyalığı seven ve aşırı Yunan milliyetçisi olarak tanımlanmaktadır. Bunun göstergesi olarak, Yunan İşgal döneminde bir çok Koklucalı Rum genci Yunan ordusuna gönüllü katılmıştır.

1922’de burada bulunan köylüler milis olarak Türk ordusuna karşı koymaya çalışmışlarsa da köy halkı 9 Eylül 1922’de burası Yunan Ordusunun artıklarından temizlenmiştir. Köy halkıda Yunanistan’a yerleşmiş ve Nea Kokluja (Yeni Kokluca) isminde bir kasaba kurmuşlardır.

19. yy da köy de 1 erkek, 1 kız rum okulu bulunmakta idi. Bu okullardan birisi özgün yapısını kaybetse de Altındağ İ.Ö.O. olarak eğitime devam etmektedir. Yörede bir zamanlar bulunan mağaralardan dolayı yöreye Opeon adı da verilmişse de bu gün söz konusu mağaraların nerede olduğu belli değildir.

1922’de tahrip olan, yanan köy bir süre askeri birliklere ev sahipliği yapmış, mübadelede giden Rumların yerine köye Yunanistan sonraları ise Bulgaristan'dan, Yugoslavya'dan gelen göçmenler yerleşmiş olup hala Balkan kökenli vatandaşlarımızın yoğun olduğu bir semttir. 1950’lerde Marshall yardımlarıyla İzmir artık bağları bahçeleriyle ünlü tarım kimliğinden sanayi kimliğine geçerken, Bornova’ya bağlı Altındağ’ın kısmetine de bu fabrikalarda işgücünü satacak işçilerin yerleşim bölgesi olmak düşmüş. Önceleri tarlaların bir kısmı, tüccar sanayicilere fabrika yeri için satılmış, sonra kalan yeşil arazilerin üzerine beton dökülüp, buralarda çalışacak işçilere kiraya verilecek çok katlı evler yapılmış.

Bu aşamada ise eski rum evleri bir bir kaybolmuş, kiliseden eser kalmamış, yoğun ve çarpık konutlaşmadan dolayı yeşil alanı sadece mezarlık alanları olan bir yerleşme haline gelmiştir Kokluca.

Kokluca ismi bugün daha çok Kokluca Mezarlığından dolayı bilinmektedir. 1920’lerden sonra oluşturulan genç cumhuriyet dönemi mezarlığı şu an cumhuriyet tarihinin bir çok ünlü İzmirlisini de bağrına basmıştır.

Kokluca aynı zaman da pek bilinmeyen küçük bir Ortodoks mezarlığına ev sahipliği yapmaktadır. 1922’den sonra İzmirde kalan çok az sayıdaki Ortodoks rum için kurulan bu mezarlık da sadece 48 adet mezar bulunmaktadır. Adamopoulos, Amira, Anggelidiou, Anakaroni, Aslani, Basta, Berovitch, Bon, Bragioti, Consolo, Dimitriou, Filidis, Filippovich, Fornetti, Galdies, Gkouvisi, Ioanniais, Ioannidis, Kakye, Kalças, Karpathakis, Kladis, Koen, Leodi, Mamounasi, Menoudakos, Natovits, Pantelaki, Petridis, Pyrgousi, Raduman, Samoglou, Spyrou, Stavridiou, Stavridis, Triandafilidis, Vari, Xalikiopoulos, Xatzoudis, Yorgalo, Zaxariadis soyadlı rum vatandaşlara ait bu mezarlığın içinde ayrıca küçük bir şapel (kilsecik) bulunmaktadır.

Kokluca ismine gelince, Kokluca’nın arkasında Kandere’de Rumların baruthanesi varmış, dereye karışan atıklar mıdır, kimyasal mıdır neyse, kötü kokusu ve rengi nedeniyle “Koğuluça” yani Kokuluçay dermiş yöre halkı. Koğulça köyünün adı, Kokluca’ya değişmiş zaman içersinde. 1926′da ise Kokluca değiştirilerek Altındağ olarak resmi kayıtlarla işleniyor. Şimdi köyün eski adı ”Kokluca” mezarlıkta yaşıyor!

Evren ÜNLÜ
http://evrensmyrna.blogspot.com/2011/09/koklucaaltindag.html

İlk Yayın Tarihi : 21 Haziran 2012

Yorumlar

  1. Altındağda evleri mevcut arkadaşlarım var...Altındağın bu yönünü hiç duymamıştım fotoğraflar ,bilgiler harika...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...