Ana içeriğe atla

İzmir Lezzetleri | Kumru



İzmir'i İzmir yapan farklılıkları sayılsa akla gelen ilk 10 isim içerisinde kumru ve  yengen de yer alır. Kumru bildiğimiz kuş, Yengen de amca veya dayımızın eşi değildir. Karışıktır biraz, imbat kokar, gavurdur,  bazen canın çeker de yiyemezsen asfalyaların atar, boyoz kadar yağlı değildir, sayas peynirlidir, yengen olursa pek bi makbul olur, deniz kenarında yenir, yemek için saate bakmanıza gerek yok günün her saati yenir...

Kumruyu diğerlerinden farklı kılan nohut mayasından yapılmış susamlı bir sandviç ekmeği olmasıdır.  Makedonya tarafından göç edenler tarafından getirildiği sanılıyor. İzmir'in kumruyla tanışmasının 100 yıldan fazla bir geçmişi olduğu tahmin edilse de meşhur olması 50 yıllık bir geçmişe sahip. 

Doğal maya ile yapılıp bekletilen hamurun, pekmez kazanına atılıp çıkartılması ve daha sonra tavalara dizilerek ikinci kez mayalanmaya bırakılması usulü ile kumru ekmeği yapılır.  Şekil verilip, kara fırında pişirildikten sonra bayatlaması beklenir ve servise böylelikle konulur. İzmir'de iki tipte kumru bulabilirsiniz; kömür ateşinde pişirilen ve sosis, salam, sucuk, sayas seçeneklerini barındıran sıcak kumru ve sadece İzmir tulumu ve domatesle sunulan soğuk kumru. Sıcak kumruyu kumru yapan tadların biriside kömürde pişirilmesinden kaynaklanan o isli tattır. 

Antalya'da da kumru geleneği gelişmekle birlikte İzmir'de yapılan kumrulardan farklılıklar arz eder. Antalyalılar kumru ekmeği olarak yukarıda tarifini yaptığımız ekmek yerine farklı bir ekmek kullanırlar ve içinde sucuk ve sayas olmaz. 

Kumrucuya gittiğinizde kumrucunun işini bilip bilmediğini şöyle anlayabilirsiniz. 


Menülerinde karışık kumru diye bir terim olmaz bu seçenek yengen olarak yer alır. 
* Yengen siparişlerinin içerisinde yer alan peynir sadece sayastır. Diğer peynirler alternatif değildir. 
* Kumruya ketçap, mayonez ve diğer soslar kesinlikle kullanılmaz. 
* Kumru ekmeği sert ve bayatımsı olur. 
* Kumru is kokar
* Kumru hazırlandığında neresinden ısıracağınızı düşünmeniz gerekir. Çünkü bildiğiniz sandviçler kadar ince değildir. 

Netice olarak kumrunun çıkış noktası olarak Çeşme'yi göstermek çokta yanlış olmaz. Çeşme'nin sembollerinden birisi olmuştur kumru. Günlük yaşantının içerisinde yerini almıştır.  Sıcak yaz gecelerinde diskodan, bardan çıkanlar, saat kaç olursa olsun kumrucuya gitmeden yatmaz. Çeşme sahillerindeki kumrucular sabahın ilk ışıklarına kadar izdiham yaşarlar. 

Meşhur Kumrucular Çeşme merkez, Çeşme Ilıca, Karşıyaka, Bostanlı ve İnciraltı'nda yoğunlaşmışlardır. Ancak İzmir'in diğer semtlerinde de kumrucuya sıklıkla rastlamak mümkündür. Siz siz olun, İzmir'e yolunuz düşerse mutlaka bir kumrucuya uğrayın ve sayas peynirli kumrularda mutlaka yiyin.

İlk Yayın Tarihi 25 Nisan 2010

Görsel: https://i4.hurimg.com/i/hurriyet/75/750x422/5f60babb7152d8193c89bf7b.jpg

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...