Ana içeriğe atla

İzmir'in Dibindeki Güzellikler





İzmir çevresinde, nispeten kısa mesafede görülecek epeyce güzel yer var. Bu yerlerlerden birisi Menemen ile Aliağa arasında kalan Su Uçuran şelalelerinin olduğu yer. Yürüyüş, kanyona yakın bir kaç yerleşim yerinin olduğu Turgutlar dan başladı. Aslında vadi Turgutlar a gelmeden önceki Çukurköy den başlıyor, yeşil bir dere ile şelalelerin bulunduğu yere geliyor. Daha uzun yürümek için tercih edilebilir.

Uzakta Güzelhisar barajı görünüyor.

Dere boyunca çok gür olmayan su şelaleden 30-40 metrelik mesafeden düşüyor. Kesin olmamakla birlikte Ege bölgesinin en yüksekte düşen şelalesi olduğu söyleniyor. Şelalenin suyu daha önceki köylere uğradığı için içmek için güvenli değil.

Büyük şelalenin yaklaşık 300 m ilerisinde küçük şelale var. Buradan sonra dere yavaş yavaş akıp daha ilerideki Güzelhisar barajına ulaşıyor.

Derenin uçurumun sonuna ulaşıp şelale oluşturduğu yer. Bahar aylarında su bu kadar cılız ise yazın daha başında bu derenin kuruyacağı kesin gibi.

Su uçuran ya da kimi kaynaklardaki Büyük Aliağa şelalesi

Kaynak: İzmir Gazetesi
İlk Yayın Tarihi 10 Şubat 2010

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...