Ana içeriğe atla

Kızılçullu Nasıl Şirinyer Oldu?


Bu resim Şirinyer'i en güzel gösteren yerlerden birisi. O zaman güzelliği ile ün salan Kızılçullu, bugün çirkinlikten geçilmese de adı Şirinyer...

Egede Sonsöz gazetesinin yazarlarından Oktay Gökdemir'in bir yazısını alıntılıyoruz...


Türkiye’de yer adlarının değiştirilmesine yönelik gelenek 1913’te Enver Paşa’nın öncülüğünde İttihatçılarla başladı. O dönem Balkan savaşlarının yarattığı psikolojik ortam içerisinde Rumca ve Bulgarca kökenli bir çok yer adı değiştirilmişti. Cumhuriyet döneminde de sürdürülen bu politika 1950’li yıllarda daha geniş bir içerik kazandı. Zira 1959 yılında İl İdari Kanunu’nunda bir değişiklik yapılarak İçişleri Bakanlığı’na köy adlarını değiştirme yetkisi verildi. 27 Mayıs 1960’dan sonra yaklaşık on yıl içinde Türkiye’de 12 bin köy adı ile akarsu, dağ ve tepelerden oluşan coğrafi tanımlamalar Türkçeleştirildi.

Hiç kuşkusuz yer adlarının değiştirilmesinin ardında ideolojik ve politik olarak devlet reflekslerinin yattığı tartışılmaz bir durumdur. Bütün bunlara bir de durumdan vazife çıkarmak isteyen vali, kaymakam, belediye başkanı gibi taşrada görev yapan işgüzar yöneticilerin akıl almaz gerekçelerle yaptıkları değişiklikler eklendiğinde durumun vahameti içinden çıkılmaz bir hal almıştır.

İşte sizlerle bugün hikayesini paylaşacağım Kızıçullu’nun Şirinyer olarak değiştirilmesi olayı da bunlardan belki de en çarpıcı olanı…Kızılçullu’ya Levantenler Paradiso yani cennet adını koymuşlar. Bu ad öylesine benimsenmiş ki Osmanlı tapu kayıtlarında yer tespiti yapılırken hep “Paradiso mevkii” denmişti. Cumhuriyet’in ilk yıllarında modern ulus-devletin kuruluş refleksi olarak Paradiso yerine Kızılçukur değişikliği yapılmasına rağmen halk bölgeye daha çok Kızılçullu demeyi benimsemişti. Söylencelere göre Kızılçullu adı, aslında Moğol imparatoru Timur’un İzmir’i fethi sırasında bu bölgede kurdurduğu kırmızı renkli çul çadırlardan geliyormuş…

https://i.pinimg.com/originals/41/13/14/4113147d2424c6b6a06a5d5f669b07a2.jpg


Paradiso-yani cennet 19.yüzyılda Levanten yaşam tarzının en rafine örneklerinin sergilendiği bir yer oldu. Bölgede ki geniş düzlük ve çayırlarda at yarışları, tenis ve golf gibi sporlar yapılmaya başlandı. Bölgede Mr.Maclahlen’in öncülüğünde 1900’lerin başında bir İnternational Boys Schooll adlı bir Amerikan misyoner okulu kuruldu. Cumhuriyet döneminde 1932’de okul kapatıldı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından satın alındı.1937 ise İzmir Kız Lisesi binasında eğitim-öğretim gören İzmir Erkek Muallim mektebi öğrencileri burada eğitim görmeye başladılar.17 Nisan 1940’da çıkarılan Köy Enstitüsü Kanunuyla da okul, Kızılçullu Köy Enstitüsü adını aldı.


Türkiye 1946’dan itibaren iç ve dış politikada soğuk savaş dönemi argümanlarını sahiplenince her şey tersine döndü.1950’de iktidara gelen Demokrat Parti Türkiye’yi “Küçük Amerika” yapma programını uygulamaya koydu ve soğuk savaşın “komünizm düşmanlığı” üzerine oturan en ağır uygulamalarıyla tüm ülkede bir cadı avı başlatıldı. Bu durumun en çarpıcı örneği Kızılçullu Köy Enstitüsü binasının 1953’de Nato Karargahı yapılmasıyla yaşandı.1950’lerin ortalarına doğru işgüzar yöneticiler devreye girmekte gecikmedi. Zira onlara göre kızıl adı Sovyetler Birliği ve komünistleri çağrıştırıyordu. Bu durumun derhal değişmesi gerekirdi. Böylelikle Buca Belediye Meclisi 3 Mart 1954’de bir karar alarak Kızılçullu adını Şirinyer olarak değiştirdi. İzmir Valiliği de 10 Ocak 1955’de bu kararı onadı. Gerçekten Cumhuriyet Arşivi’ndeki belgelerden de konuya ilişkin olarak bu dönüşümü izlemek olasıdır. Örneğin daha büyük dönüşüm başlamamış iken yani 1946 yılının Temmuz ayında Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde ki bir belgeye göre İzmir’in Buca nahiyesine bağlı Kızılçullu köyünün belediye sınırları içine alınmıştı. Aradan tan 9 yıl geçtikten sonra yine aynı arşivde ki bir belgeye göre ise İzmir’in Buca Nahiyesi’ndeki Kızılçullu İstasyonu’nun Şirinyer olarak değiştirildiği kararını görmekteyiz.

Değerli Egede sonsöz okurları…Şimdi Buca’da Kızılçullu adını yaşatmaya çalışan ve zaman zaman güzel etkinliklere imza atan bir Kızılçullular Derneği var. Geçtiğimiz cumartesi akşamı bu derneğin düzenlediği yemekli bir toplantıya katıldım. Yemekte Kızılçullu’nun en eski sakinleri o güzelim günleri nostalji dolu bir havayla yad ettiler. Özellikle Kızılçullulu Mustafa Yurteri’nin nam-ı diğer “mutuş” ve arkadaşlarının çalıp söylediği şarkılar geceye ayrı bir hava ve renk kattı.

Bitirirken bir önerimiz de şimdiki Buca Belediye Meclisi’ne olacak. Şirinyer isminin tam olarak değiştirilmesi değil belki ama en azından Şirinyer’de yapılması planlanan kamusal alanlara Kızılçullu adının verilmesinin sağlanması için önergeler hazırlayıp kararlaştırmak. Böylelikle kolektif hafızamızı ve belleğimiz sürekli canlı tutulacak ve genç kuşaklar yaşadıkları yerle doğru bir tarih bilinci bağlantısı oluşturacaklardır. Zira yaşadıkları yerin tarihini bilmeyenler hep söylediğimiz gibi o kenti yalnızca tüketeceklerdir.

Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi Belgeleri
Tarih: 23/8/1946
Sayı: 20555
Dosya:
Fon Kodu: 30..11.1.0
Yer No: 186.32..1.
İzmir'in Buca nahiyesine bağlı Kızılçullu köyünün Belediye Sınırları içine alınması.
Belge 1: Kızılçullu köyünün belediye sınırları içine alınması
Tarih: 26/7/1955
Sayı: 27905
Dosya:
Fon Kodu: 30..11.1.0
Yer No: 252.24..6.
İzmir'in buca nahiyesindeki Kızılçullu Istasyonu adının "Şirinyer" olarak değiştirilmesi.
Belge 2: Kızılçullu istasyonun Şirinyer olarak değiştirilmesi


Sayfa Adresi: http://www.egedesonsoz.com/yazar/Kizilcullu-nasil-Sirinyer-oldu/5459

İlk Yayın Tarihi: 30 Haziran 2014

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...