İzmir'in Türk Patent Enstitüsü tarafından tescillenmiş coğrafi işaretli markalarına yer vermeye devam ediyoruz. Bu yazımızın konusu Bergama El Halıları.
1997 yılında tescili yapılan Bergama El Halıları aslında 4 grupta inceleniyor. Yağcıbedir, Karadağ, Kozak ve Yuntdağı... Önceki yazılarımızda Yağcıbedir (Kız Bergama) halısına yer vermiştik.
Bu yazımızda Bergama El Halıları'nı Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan alıntı yaparak genel bir bakış açısıyla irdeleyeceğiz ancak her bir halı türünü de incelemeyi kendimize görev yazıyoruz...
Bergama yöresinin en gelişmiş el sanatlarından olan halı, kilim, çuval, heybe, seccade gibi yünlü dokumalar yöresel olarak ıstar da denilen el tezgahlarında dokunmaktadır. Yapağı halinde koyundan elde edilen yünler, eğrilip, bükülerek ip haline getirmektedir. Tabiatta bulunan çeşitli bitkilerden elde edilen kök boyalarla renklendirilen yün ipler sayesinde Bergama halıları canlı rengini ve parlaklığını çok uzun süre korumaktadır. Halıların Gördes-Türk düğümü ile dokunmuş olması da sağlamlık açısından ayrı bir özellik taşımaktadır. Günümüzde hala Bergama’nın bazı köylerinde halı üretimi yapılmaktadır.
Bergama halıları 16. yüzyıldan 19.yüzyıla kadar çok fazla rağbet görmüştür. Özellikle Avrupa’da soylu aileler, koleksiyonerler ve hatta kiliselerde Bergama Halıları oldukça ünlüdür. Avrupalı ressamlar tablolarında Bergama halılarına da yer verdikleri için bazı halı kompozisyonları onların adıyla anılır olmuştur. Bergama halıları geç ve erken dönem olmak üzere 2 dönem ve 18 alt başlıkta sınıflandırılır. Bölgesel olarak da Yağcıbedir, Karadağ, Kozak Ve Yuntdağı olmak üzere 4 bölgeye ayrılır.
Bergama halıları, çeşitli renk ve özelliklerinin yanında öyküleri ile de ilgi çekmektedir. Özellikle "Kız Bergama" adı ile anılan halıları dokuyan Yağcıbedir Aşiretinin bir öyküsü bahse konu halının içine sığdırılmıştır.
Günümüze kadar ulaşan söylencede Bergama ile Dikili arasında yaşayan Türkmen aşiretinin beyinin oğlu obadan bir kızı su başında görür, beğenir. Kız da oğlana vurulur ama duyulursa babasının obada onurunun kırılacağını düşünerek orayı terk eder. Olay obada dilden dile dolaşır.
Aşiretin Beyi, kız tarafına elçiler yollar ama olay onur meselesi olduğu için elçileri geri çevirir.
Zincirleme devam eden tatsızlıktan dolayı oba ikiye bölünür. Sonunda olay kız tarafı ile oğlan tarafı arasında kanlı bir kavgaya dönüşür. Kavgada Bey’in oğlu ölür. Olayların daha fazla büyümemesi için oğlan tarafı topluca Sındırgı'ya göçer. Kız tarafı Bergama'da kalır. Sevdiğinden sonsuza kadar ayrılmak zorunda kalan kız, derdini dokuduğu halıya döker. Bu nedenle bu halı Kız Bergama olarak anılır.
Kaynaklar: www.kulturportalı.gov.tr
KARAÇOBAN, Necati, Günümüze Değin Bergama Sergeni, Bergama Belleten, Berksav. Sayı: 11, İzmir (2002)
KAYIPMAZ, Fahrettin- KAYIPMAZ, Naciye- GENÇ, Mustafa, Tarihten Günümüze Bergama Halıları, Bergama Belleten, Berksav. Sayı: 10, İzmir (2001)
Yorumlar
Yorum Gönder