Ana içeriğe atla

Mustafa Bey Caddesi, Gül Sokak Değildir !!!

Gül Sokak - İZMİR İzmir'in meşhur sokakları vardır.  Bornova Sokağı, Dere Sokağı, Havra Sokağı, Arabacılar Sokağı, 

Gül Sokak olarak tanınan 1382 sokak da bu ünlü sokaklardan birisi, hatta en ünlüsü bile olabilir. 

Fakat doğru bilinen yanlışı düzeltmek için bu yazıyı okumanızı tavsiye ederiz. 

Kendini iyi İzmirli olarak tanımlayan çoğu kişi Gül Sokak olarak tarif ettiği yer aslında Dr. Mustafa Enver Bey Caddesi, yani İzmir şivesi ile MustaaBey... 

Oysaki Gül sokak orası değil, bir paralelidir. 1. Kordon'dan başlayıp, Şair Eşref Bulvarı'na kadar devam eden yaklaşık 500 metrelik 1382 sokaktır. 2. Kordon ve Plevne Bulvarları bu sokağı keser. Ama esas Gül Sokak diye tabir edilen kısmı 2. Kordon ile Plevne Bulvarı arasında kalan kısmıdır.




Bu haritadan göreceğiniz üzere A ve B noktaları arası Gül Sokak'tır. 

Tarihin tozlu yapraklarını araştıranların seyyahların bu bölgeyi güllerle dolu Frenk mahallesi olarak tarif etmesi de bu sokağın adının nereden geldiğini biraz olsun açıklıyor.  Bu bilgiyi "İşte Bizim Gül Sokak" kitabında Raşel Rakella Asal da bu bilgiye yer vermiş. Kitabından küçük bir bölümü şöyle; 
"Gül Sokağı aslında Frenk Mahallesi olarak bilenen semtte, Rumların ve Levantenlerin oturdukları bir sokak. Tarih kitaplarında, 19. yüzyıl başlarında Gül Sokağı’nın gerçekten İzmir’in en modern köşesi olduğunu okuyoruz. Ayrıca geçmişte bu sokak Kervan Köprüsü’ne bağlandığından oldukça ünlü ve işlekmiş. Vaktiyle bir gül tarlası olan bu yerde kentin en güzel evlerinin çoğu inşa edilmiş. Buranın, gezginlerin hayranlığını çekmesinin bir nedeni de bu güzel evlerin kapılarının genelde açık bırakılmasından kaynaklanmış. Gezginler bu açık kapıların ardındaki güzellikleri seyretme olanağı yakalayabilmişler. Bu döneme ait bir gezi notunda anlatıldığına göre Frenk Mahallesi’nde Gül ya da Güller Sokağı’nda güzel evlerin açık bırakılmış kapılarından Doğu lüksünü Batı konforuyla bağdaştıran zarif, mermer karolarla döşenmiş, ortasında, fıskiyeli küçük bir havuzu olan, ağaçlıklı arka bahçe, rahatlıkla görünürmüş. Salon ve odalar ise yumuşak divanlı, kapitone mobilyaların içinde Paris’ten, İran’dan ya da Hindistan’dan getirilmiş değerli eşyaların yanı sıra biblo, vazo gibi aksesuarlar ile süslüymüş" 


Şimdilerde sokağın silüeti değişiyor. 10 sene önceki mağazaların çoğu değişti. Değişmeyen yılların Venedik Pizza Restaurant'ı, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Binası, hala sokakta bulunuyor.

Ancak o kadar ezbere yaşıyor ki gençlerimiz, bir sokak paralelinde bulunan Dr. Mustafa Enver Bey Caddesi'nin üzerinde bulunan ünlü kafeteryalarda oturan yüzlercesine burası neresi diye sorsanız size %90 "Gül Sokak"  diyecektir.

Gül Sokak ile Nişantaşı'nı karşılaştıran yazısında Ayşe Özyılmazer'de aynı hataya düşmüş. O yazıyı da bu blogda paylaşmıştık. Buradan ulaşabilirsiniz.

Görsel Kaynak: Flickr/ Gözde Berberoğlu
Kaynak: http://arsiv.salom.com.tr/news/print/19843-Iste-Bizim-GUL-SOKAK.aspx

İlk yayınlanma: 10 Temmuz 2012

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...