Ana içeriğe atla

Kısa Bir Yaşamın Öyküsü



Yıllar boyunca çeşitli olaylarla kendisine tarihin tozlu sayfalarında yer edinen Karşıyaka'nın Müslüman alemin arşivlerine girişi çok eski değil. Henüz 12 yıl önce 1998'in soğuk bir kış günü, kentin modern camii Beşikçioğlu'nda kadınlar tarihte ilk defa erkeklerle birlikte saf tutarak bir cenaze namazı kılmışlardı. O zamanlar çok büyük ilgi ve tepki çeken bu girişimin ardından dinen kadınların cenaze namazına katılmasında bir sakınca görülmediği ortak bir dille kabul edilmişti.

Bir İzmirliye, Bir Karşıyakalıya yakışır bir duruştu. Peki cenazenin kime ait olduğunu hatırlıyor musunuz?...

İmren ve Tüzüm Kızılcanın oğlu Dr. Tibet Kızılcan 16 Kasım 1965 yılında Karşıyaka’da doğdu. İlkokulu Karşıyaka Cumhuriyet İlköğretim Okulunda, Liseyi İzmir Atatürk Lisesinde okudu. Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirerek Doktor oldu.

Mecburi hizmetini Zafertepe Sağlık Ocağında yaptı. Askerliğinin acemi birliğini Samsun’da tamamlayarak, Şırnak’a gitti ve teskeresini buradan aldı. Karşıyaka Merkez Sağlık Ocağı’nda hekim olarak görev yapan Kızılcan’a Karşıyaka Atatürk Ormanının ağaçlandırılmasına verdiği destek, katkı ve çalışmaları nedeniyle ormanın bir bölümüne “Dr. Tibet Kızılcan” ormanı adı verildi.

1994 yılındaki hastalığına kanser teşhisi konulan Kızılcan ilk ameliyatını 1994 yılında Amerika’da geçirdi… 12 Ekim 1997’de ikinci kez tedavi için Amerika’ya gitti. Yaşamının her bölümünde insanlarla birlikte ve sevgi içerisinde oldu.

Herkese dost, yoksul hastalara derman olan, onları ücretsiz tedavi eden Dr Tibet Kızılcan Karşıyaka Spor Kulübü’nde uzun yıllar Yönetim Kurulu Üyeliği ve Voleybol Şube Başkanlığı yaptı.

5 Ocak 1998 tarihinde saat 20.45’de Karşıyaka’da vefat eden Dr. Tibet Kızılcan’ın cenazesinde Türkiye’de bir ilk yaşanmış kadınlar ve erkekler birlikte cenaze namazı kılmıştır.

İlk Yayın Tarihi : 28 Ekim 2010

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...