Ana içeriğe atla

Rüyalara Fikir Ekmek

Geçtiğimiz haftalarda vizyona giren bir film hakkında görüşlerimi yazmak istedim. Tüm dünyada en çok beğenilen 250 film arasına 3. sıradan girdiği iddia edilen, erkek oyuncularının kostümleri Eskişehirli bir firma tarafından sponsore edilen, yakışıklı oyuncu Leonardo Di Caprio'nun başrolünü oynadığı film "Başlangıç"...


 

Çok yadırganacağını biliyorum ama ben gişede rekorlar kıran filmleri izlemeyi pek sevmem. Örneğin Matrix serisi ile ilgili ilk filmin ilk 15-20 dakikası dışında hiç bir fikrim yoktur. Yüzüklerin Efendisi ona keza... Bu tarz filmlerden zevk almıyorum. Konusu iyi olabilir, oyuncuları iyi olabilir ancak gişe kaygısı filmde verilmek istenenin önüne geçer. Bu da benim hoşuma gitmiyor.



Başlangıç filmine eşimin zoruyla demek istemiyorum ama onun hatrına gittim. Buradan filme istemeyerek gittiğimi düşünmeyin. Sadece eşim olmasaydı muhtemelen ben bu filmi izlemezdim olarak algılayın. Neyse film hakkında biraz ciddi bilgiler verip daha sonra benim hoşunuza gitmeyecek ve merak etmediğinizi düşündüğüm fikirlerimi  yazacağım.

Filmin yönetmeni Christopher Nolan aynı zamanda senaryoyu yazmış. Başrolü ise Leonardo Di Caprio üstleniyor. Marion Cotillard , Ellen Page , Michael Caine , Joseph Gordon-levitt diğer oyuncular.

Filmin özeti kısaca şöyle; Dom Cobb (Leonardo DiCaprio) çok yetenekli bir hırsızdır. Uzmanlık alanı, zihnin en savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır. Cobb’un bu ender mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Ancak, aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği herşeye malolmuştur. Cobb’a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız “başlangıç”ı tamamlayabilirse. Mükemmel soygun yerine, Cobb ve takımındaki profesyoneller bu sefer tam tersini yapmak zorundadır; görevleri bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. Eğer başarırlarsa, mükemmel suç bu olacaktır. Ama ne dikkatle yapılan planlamalar, ne de uzmanlıkları, onları, her hareketlerini önceden tahmin ettiği anlaşılan tehlikeli düşmanlarına karşı hazırlıklı kılabilir. Bu, gelişini sadece Cobb’un görebildiği bir düşmandır.
Filmin IMDB puanı 9.2, sinemalar.com'da ise 8.5 puan almış. Bilindiği üzere Sinemalar.com sadece Türk izleyicilerin puanları ile oluşuyor. Ben bu filme 10 üzerinden 7 verdim. Puan kırdığım yerlerden bazıları şöyle; gişe kaygısı ile yapılmış aşırı ve gereksiz bazı efektler(görüntü ve gürültü), filmin güzel ve sürükleyici bir müziği olmaması, konunun bazı yerlerde çok dağınık anlatılması ve filmin devamının çekileceğinin son sahnede açıkça gösterilmesi.

Forumları ve yorumları okuduğumda benim bu fikirlerimin başka izleyicilerde de oluştuğunu görüyorum. Ancak dediğim gibi çoğunluk filmin muhteşemliğinde kalmış .

Ne denir zevkler ve renkler tartışılmaz. Ben böyle düşünüyorum sadece bilin istedim. Son yorumum şöyle olacak. "Bu filmi izleyin"

Görseller ve Filmin Özeti: sinemalar.com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...