Ana içeriğe atla

İzmir Enternasyonel Fuarı

Bu yıl 79. kez kapılarını açacak olan İzmir Enternasyonel Fuarı, geçmişte yaşadığı şaaşalı günlerine geri dönmek istiyor. Özellikle 70'li yıllarda ve 80'li yıllarda fuarda ticaret ve sanayi çevrelerinin yanısıra bir ay boyunca ülkenin en büyük eğlence ve magazin merkezi konumunda olan İEF, son yıllarda kaybettiği popülaritesini geri kazanmak istiyor.

Gaziantep şehrinin onur konuğu olacağı 2010 Fuarı, 27 Ağustos günü kapılarını ziyaretçilerine açacak. Fuarın bu seneki teması Enerji olarak belirlendi. Fuarın tanıtımı ile bir kaç yazı daha yazacağız ancak bugün İzfaş internet sayfasından edindiğimiz İEF'nin tarihini biraz incelemek istiyoruz...

İzmir Enternasyonal Fuarı’nın doğuşu, 17 Şubat 1923’te Atatürk’ün talimatı ile İzmir’de toplanan İktisat Kongresi’nde açılan sergiye kadar uzanır.

İktisat Kongresi Sergisi’nden alınan ilham ile dört yıl sonra 4 Eylül 1927’de Mithat Paşa Sanat Mektebi’nde Dokuz Eylül Sergisi açıldı. 12.000 m² kapalı ve 13.000 m² açık bir alanda açılan bu sergiye, 195 Türk firması, 71 Ticaret Odası, borsalar, resmi ya da yarı resmi kuruluşlar ile Polonya, Almanya, Rusya, Amerika, İngiltere, İtalya, Fransa, İsviçre ve Macaristan’dan 72 firma olmak üzere toplam 338 firma katıldı. Bir yıl sonra yine aynı mekanda açılan İkinci Dokuz Eylül Sergisi ise bir öncekine göre gerek katılımcı gerekse ziyaretçi sayısı açısından daha başarılı geçti.

1929’daki Dünya Buhranı’nın Türkiye’deki etkileri 1930-1932 yılları arasında ciddi bir iktisadi krize dönüştü ve bu yıllarda Dokuz Eylül Sergileri açılamadı.

1933 yılında ulusal mahiyette hazırlanan ve “Dokuz Eylül Panayırı” adını alan üçüncü sergi, panayır için özel olarak hazırlanan Cumhuriyet Meydanı’ndaki alanda açıldı. 1934 ve 1935 yıllarında ise Dokuz Eylül Panayırı uluslar arası bir mahiyet kazanarak, “Arsıulusal İzmir Panayırı” adı ile yine aynı alanda açıldı.

1936 yılındaki panayırın, yangın alanında oluşturulması düşünülen Kültürpark’ta açılmasına karar verildi. Bu amaçla 1935 panayırı kapanır kapanmaz yoğun olarak faaliyete geçilerek 01 Ocak 1936’da Kültürpark’ın temeli atıldı. Böylelikle 1936’da altıncısı düzenlenen panayır, “Arsıulusal İzmir Fuarı” adı ile 360.000 metrekarelik Kültürpark’taki yeni yerinde Başbakan İsmet İnönü tarafından 01 Eylül’de görkemli bir törenle açıldı.

Fuar kapandıktan sonra ve 1937 yılı boyunca Kültürpark’ın hazırlık çalışmalarına devam edildi. Bir yandan Sağlık Müzesi inşaatı sürerken diğer yandan Paraşüt Kulesi yapılıyor, Fuar alanındaki pavyonların çevresinde belediye tarafından yollar, havuz, gazino ve bahçeler hazırlanıyordu.

20 Ağustos 1937’de fuar “ İzmir Enternasyonal Fuarı” adını alarak, dönemin Ekonomi Bakanı Celal Bayar tarafından açıldı. 20 Ağustos 1939’da yine parlak bir törenle açılan dokuzuncu İzmir Enternasyonal Fuarı, tam on üçüncü gününde ne yazık ki tüm dünyayı derinden sarsacak olan bir olayın başlangıcına tanık oldu: 01 Eylül’de Almanya’nın Polonya’ya saldırması ile İkinci Dünya Savaşı başladı.

1940 ve 1941 yıllarında İkinci Dünya Savaşı dünyada tüm hızıyla devam ediyor, her geçen gün yeni bir cephe açılıyordu. Dünyada böylesi sıcak gelişmeler yaşanırken 1940 ve 1941 yıllarında İzmir Enternasyonal Fuarı uluslar arası özelliğini koruyarak açılmaya devam etti. Ancak İkinci Dünya Savaşı’nın sürmesi nedeniyle 1942 yılında hükümet kararıyla İzmir Enternasyonal Fuarı açılamadı. Fuar döneminde İzmir’e alışık olduğu ziyaretçi akınını sağlamak üzere bu kez “Kültürpark Eğlenceleri” hazırlandı.

1943 yılında tekrar uluslar arası mahiyette açılan İzmir Fuarı, 1944 yılında milli mahiyette açıldı. Ne yazık ki savaşın tüm dünyada ve ülkemizdeki olumsuz etkilerinin sürmesi nedeniyle 1945 ve 1946 yıllarında da İzmir Fuarı’nın yine milli mahiyette açılmasına karar verildi. İzmir Fuarı tekrar uluslar arası özelliğine 1947 yılında kavuşabildi. 1948 yılında İzmir Enternasyonal Fuarı, Uluslararası Fuarlar Birliği’ne (UFI) üye oldu.

1950’li yıllardan itibaren günümüze kadar kesintisiz bir şekilde açılmaya devam eden İzmir Enternasyonal Fuarı, bu yıl 79. kez kapılarını açacak olmanın mutluluğu ve gururunu yaşıyor.

Not: İzmir Fuarının tarihçesi İzfaş'ın internet sitesinden alınmıştır. Ne varki İzmir Fuarı'nın bugünlere gelmesinde büyük çalışmaları olan değerli isimlerin anılmaması tarafımızdan tuhaf karşılanmıştır. Behçet Uz, bu isimlerin başında gelmektedir. Bu eksikliğin ayıp olmadan giderileceğini düşünüyor olayın ardında bir art niyet olmadığını umuyoruz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...