Ana içeriğe atla

Çocuğunuza Doğaya Can Vermeyi Öğretin

İzmir'i yaşamak kadar doğayı yaşamakta gerekiyor. Hatta yaşatmayı öğrenmek gerekiyor. 

Geçtiğimiz günlerde Günselim adlı siteyi gezerken bir yazı ile karşılaştım. Ve güzel bir pazar yazısı olarak paylaşmak istedim. 

İyi pazarlar... 



Son zamanlarda kendi yaşantımızla o kadar meşgulüz ki birçoğumuzun çevre sorunlarıyla ilgilenecek vakti yok. Ancak çocuklarımıza zaman ayırıp kendi çiçeklerini bitkilerini yetiştirmelerini öğretebiliriz.  Bu onlar için bambaşka bir deneyim olacaktır ve bitkilerle bağlılık kurması için küçük yaşlarda kendi çiçeğini yetiştirmesi çok faydalı olacaktır.

Belki bahçenizde, evinizde yada balkonunuzda birçok çiçeğiniz olabilir. Başlangıçta onlardan birininin sulaması görevini ona  vererek küçük bir başlangıç yapabilirsiniz.

Öncelikle birkaç deneme yapmalı.

Çocuğunuza birkaç saksı, yere sermesi için gazete kağıdı, saksınız yoksa plastik bardaklar (su geçebilmesi için altında delik olmalı)

Bu çok önemlidir çünkü çok fazla su konulduğunda, kökler oksijeni alamaz ve su altında kalır.

Saksıyı toplarla doldurun. Ve ekeceğiniz bitkiden bir parçasını ayırın ve çocuğunuzun saksıya koysun. Toprağı eşeleyin. İlk suyunu verin.

Bundan sonra görev çocuğunuzda, biraz ilgiyle toprağın filizlenmesine yardım edicektir.

Çocuğunuzu bu konuda cesaretlendirin.

Ancak bitki hakkında bilgi edinmesini sağlayın.

Bitki çiçek vericek mi?

Bitkinin adı ne?

Ne kadar su vermeli?

Bitki kökü nedir?

Çocuğunuzun bu bilgileri öğrenmesi için kitap verebilirsiniz

Bitkiler toprak kaymasını engeller

Ağaçların ve bitkilerin ne kadar önemli olduğunu açıklayın. Ağaçlar ve onların kökleri bir yerin ıslanarak kaymasını engeller, eğer hiç ağaç, toprak olmasaydı topraklar tepelerden kayardı.

Bitkiler güneşte yetişir

Çocuğunuzun bunu anlaması için iki ayrı saksıya çiçek ekin, birini güneşten uzağa birini güneş gören bir yere yerleştirin. Kısa bir süre sonra çiçeklerin yönlerinin güneşe döndüğünü fark edeceksiniz. Güneşten uzakta olan çiçek çok daha yavaş büyüyecektir.

Bir bitki yetiştirmek çocuğunuz için çok anlamlı bir deneyimdir. Sadece eğlenmekle kalmaz sorumluluk duygusu da gelişir.

Bir süre içinde bitki büyümeye başlıyacak ve çiçekleri olucak bunu izlemek onun için başlı başına bir keyif olucak.

Ayrıca kendisine verilmiş bir görevi başarmış olmanın mutluluğunu tadacaktır.

Bahçecilik ve bitki yetiştirme başlı başına bir hobidir. Ve daha da büyüdüğü zaman gelecekte devam edeceği bir hobiye sahip olabilir.

Bunun dışında bir başka öneri

Küçük bir yoğurt kabına pamukları ıslatıp arasına fasulye, buğday, nohut…vb tohumlar koyunuz sonra kurudukça sulayarak bitkinin tohumdan filize dönüşmesini birlikte izleyiniz.Bu onları çok mutlu edecektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...