Tıp, biyoloji ve arkeoloji eğitimi alan Mara, günün birinde annesinin getirdiği kutuyu incelerken kendisini hiçte uzmanı olmadığı bir konunun içinde bulur.
Kutunun içinden çıkan defterlerde yazan tarifler yemek tarifi gibi yazılmıştı ancak yemek tarifi değildi. Bunlar birer şurup, merhem tarifiydi...
Mara Meimaridi kitabında anlattığı Maria'dan başkası değil aslında. Ancak gerçek olayları sadece isimleri ve bazı konuları kurgulayarak kaleme almış.
Teyzesinin mirası olan kutunun içindeki defterlerde yazanların, büyü tarifi olduğunu anlaması çok uzun sürmemiş.
Katina teyzesini, İzmir'in kenar mahallelerinden birisinde yaşayan ve bir erkeği gözüne kestirirse ne yapıp edip, sonunda onu ağına düşüren bir kadın olarak anlatıyor.
Romanın bir diğer kahramanı ise Attarti Ana adında bir Türk kadınıdır. Katina, Attarti Ana'dan büyü sanatının sırlarını öğrenir. Genç kadının zaten tek bir amacı vardır; zengin ve yakışıklı bir koca bulmak. Katina, Attarti Ana'nın sırları sayesinde harekete geçer. Her biri birbirinden daha yakışıklı ve daha zengin olan beş erkekle evlenir. Sosyal sınıfta yükseldikçe onların işlerine karışmaya, ticaret ve banka işlerinde söz sahibi olmaya başlar.
Katina büyülerini iyi insanlara yardım etmekte de kullanır; akıl hastası bir çocuğa yüzyıllar önce ölmüş bir ressamın ruhunun verilmesini sağlar. Attarti Ana ona her sorununda yardım eder. Katina, Attarti Ana sayesinde Haseki Sultan'la tanışır. İzmir'in felaketinden kısa bir süre önce Yunanistan'a gelir. Egina Adası'nda uzun yıllar yaşar. Öldüğünde çok yaşlıdır. Ancak ölmeden önce kardeşi Eleni'ye yani Mara'nın annesine 23 yıl sonra açılmak üzere bir sandık bırakır. Katina, 23 yıl sonra başka bir bedende yeniden dünyaya geleceğine inanmaktadır.
Bu romanı İzmir'de okuyor olmak kitapta yazılı olmayanları okuyor olduğum hissini veriyor. Attarti Ana'nın izine düşmemiş olmak İzmir de kaybolmak yada kaybetmek.
YanıtlaSil