Ana içeriğe atla

Asker Ressamlar


Türk Resim Sanatı’nın başlangıç ve gelişim olgusu, toplumumuzda asker ressamların varlık ve etkinlikleri ile doğrudan bağlantılıdır. Öncüler ve onları izleyen asker ressamlarımız 19. yüzyılın ilk çeyreğinden 20. yüzyılın ilk çeyreğine uzanan yüzyıllık dönemde, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemi, I. Dünya Savaşı ve Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışının ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu kapsayan savaşlar ve yeniden yapılanma döneminde yaşamış ve eser vermişlerdir. Yüzyıllık zaman diliminde yaşanan bu köklü değişimin sonucunda, batılı yaşam tarzına dönük olarak devletin tüm kurum ve kuruluşları ile sosyal ve kültürel yapı yeniden biçimlenmiştir. Asker ressamlarımız bu süreç içinde asli meslekleri gereği vatan savunmasında görevlerini yapmışlar ayrıca sanatçı olmanın getirdiği bilinç ve sorumluluğu da taşımışlardır.


İlk ve ikinci kuşak asker ressamlarımız seçkin birer Osmanlı Subayı olarak yetiştirilmişler, askeri okullarda resim hocalığı görevinden cepheye koşmuşlar, fırsat buldukları her ortamda silahlarını bırakıp kalem ve fırçalarına sarılmışlardır. Savaşın yıkıcı koşullarını yaşamaları ve cephede aldıkları notlardan daha sonra gerçekleştirecekleri tablolarda yararlanmaları sonucu Türk tarihinin önemli savaşlarını özellikle Kurtuluş Savaşı’nı güçlü fırçalarıyla yorumlama olanağı bulmuşlardır. Cumhuriyet’in kuruluşu ile birlikte Cumhuriyet ideolojisinin ve Atatürk devrimlerinin benimsetilmesi çabalarına eserleri ile katkı sağlayan dönemin ressamları arasında onların özel bir yeri olmuştur.

Primitiflerden 1900’lere dek asker kökenli ressamlarımızın sanat gelişimi, Türk Resim Sanatı tarihinin gelişim sürecinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Eserlerinde –klasik akademik anlatımdaki savaş konularının dışında- manzara ve natürmort betimlerine öncelikle yer vermişlerdir. Resim anlayışları, saf yürek, foto-gerçekçi biçimlendirmeden perspektifli, ışık-gölgeli pentüre çevrilmiştir. Açık hava manzara resimlerinde gün ışığının etkilerini araştırmaları, izlenimci tarzda resim yapma doğrultusunda atmış oldukları güçlü bir adımdır. 1914 Grubu dâhilinde yer alan üyeleri özellikle Kurtuluş Savaşı’nı güçlü fırçalarıyla yorumlamışlardır. Cumhuriyet’in kuruluşu ile birlikte Cumhuriyet ideolojisinin ve Atatürk devrimlerinin benimsetilmesi çabalarına eserleri ile katkı sağlayan dönemin ressamları arasında onların özel bir yeri olmuştur. Ayrıca “İstanbul Resimleri” ve “Boğaziçi Peyzajları” olmak üzere kişisel üslup özelliklerinin vurgusunu taşıyan eserleriyle bize özgü izlenimci duyarlığı zenginleştirmişler, Türk resminin başyapıtlarından sayılabilecek eserlere imzalarını atmışlardır. Figür ve portrede, nü ve nülü kompozisyon temalarında seçkin eserler vermişlerdir. Asker Ressamlar, Türk resminin başyapıtları arasında sayılacak eserleri topluma armağan etmelerinin yanı sıra verdikleri çok sayıdaki özgün eser ile resim sanatının toplumun geniş kesimlerince benimsenmesi ve sevilmesi için gerekli altyapıyı oluşturmuşlardır.  

73 tanesi Lucien Arkas’ın koleksiyonuna ait olmak üzere 119 eserin yer aldığı sergi; Şeker Ahmet Paşa, Hüseyin Zekai Paşa, Osman Nuri Paşa, Süleyman Seyyid gibi erken dönem asker ressamlarıyla başlayan ve Hoca Ali Rıza, Bahriyeli İsmail Hakkı, Sami Yetik gibi mihenk taşı ressamlarımızın öne çıkan eserlerinden oluşan seçkiyle, Asker Ressamlar Kuşağı’nın yaklaşık 65 yılını kapsayan zaman dilimini 9 Ağustos tarihine kadar ziyaretçilerle buluşturuyor.

Yaz uygulaması kapsamında haftanın 5 günü açık olacak olan sergi Pazartesi-Salı-Çarşamba-Cuma günleri 10:00-18:00, Perşembe günleri ise 10:00-20:00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...