Hürriyet Gazetesi'nin Pazartesi günleri yayınladığı Seyahat eki bu hafta Ege Bölgesi'nin baharın gelmesi ile birlikte coşan doğanın verdiği nimetleri konu alıyor.
İlk olarak Mehmet Yaşin'in kaleminden Tire...
Bu mevsimde İzmir’in şirin ilçesi Tire çıldırır. Ağaçlar çiçeklerle süslenir, papatyalar insanın yarı beline kadar büyür. Doğanın yeşiline, papatyaların beyazı, sarısı karışır. Tire küçüktür ama tarihteki yeri büyüktür. Geçmişte yaşadıklarını bilseniz onu tanımlamak için iddialı sıfatlar kullanırsınız. Örneğin Bizans tarihçisi Pachmeres buraya “Keşişler Yöresi” demiş. Evliya Çelebi “Şehr-i Muazzam”ı uygun görmüş. Katip Çelebi ise “Eski Taht Şehri”ni yakıştırmış. Bu mevsimde bir yolunu bulup yolumu mutlaka Tire’den geçiririm.
Tire’yi anlatırken, cuma ve salı günleri kurulan Tire Pazarı’ndan bahsetmemek olmaz. Dualarla başlayan pazarda ne ararsanız bulursunuz. Hem de öylesine ucuz ki, insanın bu fiyatlara inanası gelmez. Hele köylü kadınların sattıkları çeşit çeşit otlar öylesine iştah açıcı ki insan almadan edemez. Hele bu aylarda pazarın otlarına doyum olmaz. Tire’ye kuşbakışı bakan Kaplan Restoran’da Hürmüz ve Lütfü ikilisi işte buradan aldıkları otlarla harikalar yaratır. Arapsaçı, radika, deniz fasulyesi, hardal otu, turp otu, kabak çiçeği dolması ile masayı bir donatırlar ki bırakın yemeyi, seyrederken bile ağzınız sulanır. Çünkü bu otların en lezzetlileri bu ayda yenir.
Tireliler sabah kahvaltısında tandır yer. Eğer meraklıysanız, erkenden Hüsamettin Camii’nin karşısındaki Namık Kuyu Kebabçısında soluğu almanız gerekir. Çünkü tandır sabah 07.00 civarında tükenir. Tabii Tire kebabı yenmeden Tire’den dönülmez. O apayrı bir yazı konusu olacak bir lezzettir.
Kaynak: Hürriyet Seyahat (16.05.2011)
Yorumlar
Yorum Gönder