İmbatıyla ünlü kumsallarının güzelliğiyle yetinmeyen İzmir, yılın 12 ayına yayılan termal, kongre ve kültür turizmi olanaklarıyla beş yılda beş milyon turist ağırlamayı hedefliyor.
Yılbaşından önce Paris’teki ünlü Louvre Müzesi’nde açılan İzmir’den Smyrna’ya Sergisi, 8 bin 500 yıllık bir mirasa işaret ediyordu; yani İzmir’in kozmopolit tarihine... Helenistik dönemin tıp ve sanat merkezi İzmir, Ege Denizi’nin en önemli limanıydı. Bugünkü İzmir’in kültürel kimliği önemli bir potansiyeli barındırıyor. Bu birikimin iyi değerlendirilmesi İzmir’i Doğu Akdeniz’in kültür merkezi haline getirebilir. İzmir’in bir kültür, sanat ve tasarım havzası olarak Ege’nin kalbi olması mümkün. Bu hedefle toplanan İzmir Kültür Çalıştayı’nın en önemli güvencesi, yöre insanının bu projeye duyduğu heyecan...
Akdeniz’e özgü sıcaklığa ve rahatlığa sahip insanlarıyla tanınan İzmir; Efes’ten Çeşme’ye Urla’dan Karaburun’a uzanan dev hinterlandıyla Türkiye’nin en gözde turizm kentlerinden biri. Meşhur imbat esintilerinin serinlettiği şehir merkezi İzmir’in turistik çevresini kıskandıracak kadar güzel. Palmiyelerin gölgelediği cumbalı evleri, açık hava restoranları, pastaneleri ve şık vitrinleriyle Alsancak, modern İzmir’in alışveriş ve eğlence merkezi. İzmirli Levantenlerin izini sürebileceğiniz semtin kalbi durumundaki Kıbrıs Şehitleri Caddesi ise Beyoğlu’ndaki İstiklal Caddesi’nin minyatürü gibi. İzmirlilerin Central Park’ı işlevini gören Kültür Park, konserler ve çeşitli fuar organizasyonlarıyla yıl boyu hareketli. Tarihi Alsancak Garı ve asırlık pastanelerle karşılaştığımız keyifli bir yürüyüşün devamında Kordon sefası sizi bekliyor. Siz siz olun, sahil boyunca sıralanan balık lokantalarından birinde, bol roka eşliğinde sunulan çupra ızgara söyleyin. Fayton sefası ise ziyafetten sonraya kalsın.
İzmir'in Orta Yeri
Orhan Veli Kanık, “İstanbul’un orta yeri sinema” demişti. İzmir’inki için de Konak denilebilir. Güvercinleriyle ünlü Konak Meydanı’nda yükselen tarihi Saat Kulesi, İzmir fotoğraflarının vazgeçilmezi. 1901 tarihli kulenin saati İkinci Wilhelm’in Almanya’dan Abdülhamit’e yolladığı nadide bir armağan. Kütahya çinileriyle bezeli 18. yüzyıldan kalma Yalı Camii, meydanın simge yapılarından biri. Meydandaki mimari üçlemeyi tamamlayan Hükümet Konağı ise 1872 yılında tamamlanmış. 9 Eylül 1922 tarihinde Türk ordusunun gelişinin şerefine bu binaya çekilen bayrak, İzmir’in kurtuluşunu simgelemiş. Meydana açılan Kemeraltı’nın labirent sokakları, bin bir çeşit ürünün bulunabileceği dev bir açık hava pazarı. Bir zamanlar iç kale olarak kullanılan Kemeraltı’ndaki tarihi hanlar, çarşı ve kahvehane olarak turizme hizmet veriyor. En yenisi iki asırlık olan Osmanlı hanlarının gözde adresi ise Kızlarağası. Ortasında genişçe bir avlu bulunan tarihi hanın çevresindeki sokaklar esnaf lokantalarıyla dolu. İzmir’in en eski semtlerinden Basmane, Kemeraltı’ndan uzayıp giden uzun bir caddeyle bölünüyor. Şehir merkezinde görülebilecek az sayıdaki ören yerinden biri olan Agora da buraya yakın. Namazgâh semtindeki antik pazar yeri, Roma döneminde ve ızgara planlı olarak inşa edilmiş.
Nostaljik Sayfiyeler
Konak ve Alsancak gibi iş ve eğlence merkezlerine yürüyüş mesafesindeki Konak Pier, geniş bir iskele üzerine kurulmuş eski bir gümrük binası. Çelik konstrüksiyonlarıyla ünlü yapı, günümüzde modern bir alışveriş merkezi. Buradan Pasaport’a uzanan sahil yolunu keyifli bir yürüyüş parkuru olarak kullanabilirsiniz. Özellikle hafta sonları sahil kahvehanelerini dolduran İzmirliler, burada Körfez’in tadını çıkarıyor. Konak’tan keyifli bir vapur yolculuğu ile Karşıyaka’ya uzanarak gezinize yeni bir renk katmak elinizde. Karşıyaka’da dükkânlar, restoranlar ve kültür mekânlarıyla canlı bir çarşının sizi beklediğini unutmayın. Şehrin farklı tatlarını yakalamak için İzmir’in termal bölgesi olan Balçova’ya uzanabilirsiniz. Antik çağlardan bu yana Agamemnon adıyla kullanılan Balçova Kaplıcaları, Osmanlı döneminde de bir şifa merkezi olarak değerlendirilmiş. Balçova’nın iskelesi konumundaki İnciraltı, deniz; Teleferik dağ havası almak isteyenlerin uğrak yeri. Kentin eski sayfiyelerinden Buca ve Bornova ise dev birer üniversite kampüsü görünümünde. İzmir’in kültürel tarihinde önemli yeri olan Levantenlerin konak ve köşklerini buralarda hâlâ görmek mümkün. İzmir’de geçireceğiniz keyifli bir güne yakışır finali Asansör’de yapabilirsiniz. İzmir’in mutena semtlerinden Karataş’ta, Mithatpaşa Caddesi ile tepedeki Halil Rıfat Paşa semtlerini bağlayan Asansör’ün en üst katındaki İzmir manzarası gerçekten doyumsuz. 1907 yılında iki mahalle arasındaki dik merdivenlerin yerine yaptırılan Asansör, buradaki semte adını vermiş. Duygulu şarkılarıyla bir döneme damgasını vuran Dario Moreno’nun bir süre yaşadığı ev de bu semtte.
Kumru ve Buzlu Badem
Gezip gördüğümüz yerleri bize sevdiren yöreye özgü lezzetler değil midir biraz da? Pek çok yerde benzerleri yapılıyor olsa da, adı İzmir’le özdeşleşen kumruyu (bir tür sandviç), sakızlı muhallebiyi ve lokma tatlısını bir de İzmir’de denemelisiniz. Kordon ve Alsancak gibi sahil yerleşimlerinde tepsi içinde dolaştırılan buzlu bademler, İzmirlilerin atıştırma zevkini doyuruyor. Eğer şehir havasından uzaklaşmak isterseniz, birkaç saat içinde kendinizi bambaşka dünyalara atabilirsiniz. Alaçatı, Kuşadası, Bergama, Dikili, Seferihisar ve Kemalpaşa... Seçim sizin! Ancak bilmelisiniz ki her köşesi başka bir keşif mekânıdır İzmir’in. Efes - Selçuk - Şirince rotası Antik Yunan’dan Roma’ya, Selçuklu’dan Osmanlı’ya eşsiz bir kültürel sentez serecek önünüze.
Anadolu’nun en eski milli parklarından biri olan Dilek Yarımadası, nadir bulunan bitki ve hayvan türleri, ayrıca el değmemiş plajlarıyla başlı başına bir gezi alanı. Akdeniz fokları, siren kayalıkları, kuytu plajları ve nezih balık restoranlarıyla Foça, İzmir’in önemli turizm merkezlerinden. Tarihin ilk zeytinyağı üretim merkezi Urla, Karantina Adası ve sahil kahveleriyle anılarımızda kalmış bir Ege kasabası gibi. Limon ve mandalina bahçelerinin arasına sığınmış Sığacık, münzevi ruhlu bir Ege köyü. Geleneksel Osmanlı peyzajının zarif çizgilerini yaşatan Tire ve Birgi ise hâlâ birer anılar kasabası. İzmir’de gezilecek yer çok, onu fazla bekletmeyin. Urlalı şair Seferis’e hak vereceksiniz: “Liman yaşlıdır, artık bekleyemem, açık deniz için çekip giden arkadaşları…”
Kaynak: Anadolu Jet Magazin Mayıs -2010
Yorumlar
Yorum Gönder