Ana içeriğe atla

Bir Yangın Ormanından Püskürmüş Genç Fidanlardı


"12 Mart sonrasının kahır günleriydi. Bir sabah radyoda duyduk ağır haberi: Deniz’lere kıymışlardı. Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek için vapura bindim. Deniz bulanıktı; simsiyah, alçalmış bir gökyüzünün altında hırçın, çalkantılı… Acı bir yel esintisinin ortasında aklıma düştü ilk mısra… Vapurda sessiz bir köşe bulup yüksek sesle tekrarladım. Vapurdan indikten sonra da rıhtım boyunca bu ilk mısraları tekrarlayarak yürüdüm”  

A. İlhan





Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız  

O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız  

Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız  

Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız  

O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız  

Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı  

Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı  

Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı  

Gittiler akşam olmadan ortalık karardı 

Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra 

Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara 

Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara 

Geceler uzar hazırlık sonbahara


6 Mayıs 1972 sabahı radyodan duyduğu 3 fidanın idam edildiği haberi Attila İlhan'a çok ağır gelmişti. O sabah  09:15 Karşıyaka - Konak vapurunda kaleme aldığı ve sonrada adını Mahur Beste koyduğu bu şiiri, çok sevdiği ama çabalarının sonuç vermeyeceğini bildiği Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan, Hüseyin İnan için yazmıştı.

Sanılanın aksine Müjgan bir kadın adı değil kendi gözyaşlarının damladığı kirpikleriydi. Farsçada kirpik anlamına gelen müjgan büyük usta tarafından, ustalıkla kullanılmıştı. 1993 yılında Ahmet Kaya tarafından bu güzel sözlere mahur makamında olmayan bir beste yapıldı, beste satırların sahibine dinletildi. Usta, "Deli Kara Çocuk" dediği Ahmet Kaya'ya bu satırları nasıl kaleme aldığını anlattı. O görüşmeden sonra şarkının okuması bir kez daha yapıldı ve bu formuna kavuştu. 

Evet büyük bir aşık tarafından kaleme alınmıştır ama bir aşk şarkısı değildir.

En azından bütün hemşehrilerinin bu hikayeyi bilerek şarkıyı dinlemelerini arzu ettik. 



Kaynaklar: 

Attila İlhan Olmak

Attila İlhan 'Mahur Beste'yi' Kime Yazdı? 

Karşıyaka Vapurunda O Mahur Beste

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...