Ana içeriğe atla

Kozbeyli



Bugün bir gezi izlenimlerimizi paylaşacaktık ve küçük bir araştırma yapmak istediğimizde yazımızın mecrası değişti. O nedenle; gezimizden kısaca İzmir'in etrafında gezecek değişik bir yerler  arıyorsanız ve gitmişken güzel bir yemek yiyeyim diyorsanız Kozbeyli ideal bir yer diyerek bahsedelim.
 
Değişik bir yapısı olan köyün Şirince, Alaçatı, Boncukköy gibi turistik bir köy olma yolunda hızla ilerlediğini söyleyebiliriz. Köy meydanında yiyebileceğiniz nefis ızgaraları yine hemen oracıkta içeceğiniz has dibek kahvesi birbirini bu kadar güzel tamamlayabilirdi.
 
Bu kadar kısa bahsedelim de sizde gidip gerisini orada görün. Özellikle hafta sonları.
 
Şimdi Kozbeyli ile ilgili Foça Kaymakamlığı sitesinde yer alan eşine az rastlanır bir yazı örneğini sizlerle paylaşmak istiyoruz...

Şaphane Dağının Gencerlik Körfezini kuşbakışı seyreden bir yamacında; çam ormanları ve zeytinlikler arasındaki  köyün  geçmişi en azından altı yüzyıl öncesine dayanıyor, eski taş evleri, camisi ve tarihi kalıntılarıyla zamana tanıklık ediyor.Kozbeyli köyünün ilk olarak 14.yüzyılda Saruhanoğulları Beyliği döneminde Yolmuç olarak adlandırılan mevkide kurulduğu kabul ediliyor. Kozbeyli'ye yaklaşık 3 km uzaklıktaki bu yerleşim üç yüz yıl kadar önce terk edilmiş ve köy şimdiki yerine taşınmış. Yolmuç'ta ev, yağhane, hamam yıkıntılarıyla; Osmanlı döneminden kalma mezar taşları görülüyor. Çok uzaklardan görülebilen bir noktada kurulmuş olan Yolmuç  sık sık korsanların saldırısına uğrarmış. Bu yüzden  köy denizden görünmeyen bir bölgeye, yani günümüzdeki yerine  taşınmış.

Köyün kurucusunun hakkında fazla bilgi bulunmayan Kuzubeyi adlı bir derebeyi olduğu söyleniyor. Köyün adı da buradan geliyor zaten, Kuzubeyi adı zaman içinde Kozbeyli’ye dönüşmüş, ama civar köyler köyü hala Kuzbeyli olarak adlandırıyor. Caminin yanında yer alan Kocakule’nin de Kuzubeyi’nin kulesi yani bir tür şatosu olduğu kabul ediliyor. Kocakule aynı zamanda küçük bir kale gibiymiş, duvarlarındaki mazgallarda bunu gösteriyor, yakın çevrede bunun gibi kule-evlere sıkça rastlanıyor.

Bu çevrede çok eskilerden beri yerleşimlerin olduğu, Şaphane Dağında Bizans ve Cenevizliler zamanında şap çıkarıldığı biliniyor. Ancak Kozbeyli’nin Türklerce kurulan bir köy olduğu, Rumların köye sonradan yerleştiği kabul ediliyor. Kozbeyli köyü mübadeleye kadar Türklerle Rumların barış içinde yaşadığı yerlerden biriymiş. Rumların bıraktığı evler Limni adasından gelen mübadillere verilmiş.

Çam ormanları ve yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarıyla çevrilmiş köyün etrafı adeta bir cennet gibi.  Kozbeyli pınarlarıyla da ünlü, köye giden yolun üstünde buz gibi suların aktığı çeşmeler var. Bunlardan ilki 1953 yılında Dumlupınar denizaltısında ölen Yeni Foçalı Necati Galan için yaptırılmış ve Şehit Çeşmesi deniyor. 

Şakir'in Dibek Kahvesi

Son yıllarda turizmle tanışan Kozbeyli köyü dibek kahvesi ve zeytinyağıyla ünlenmiş, yakında ikinci Şirince olacak gibi gözüküyor. Köyün meydanında antikacıdan yöresel yemeklerin pişirildiği lokantalara kadar bir çok turistik işletme açılmış bile. Pazar günleri köy meydanında oldukça renkli bir Pazar kuruluyor; köylüler sebze, meyve, bal, tereyağı gibi doğal ürünler satıyor. 

Meydanın kalbi köyün en eski kahvesi de olan Şakir'in Dibek Kahvesi.  Köyün simgesi olan Dibek kahvesi Türk kahvesinden biraz farklı tarzda kavrulup, öğütülüyor. Çiğ kahve odun ateşinde kavruluyor, sonra yüz yıllık havanda dövülüp, pişiriliyor. Köyü dolaşmaya burada soluklanıp, başlamak gerek. 

Köydeki kalıntıların hemen hemen hepsi Yukarı Mahalle’de. Şakir’in kahvesinden camiye doğru çıkıldığında önce Kuzubeyi’nin ünlü kulesine, sonra da  tarihi camiye ulaşıyor. 17. yüzyılda inşa edildiği sanılan cami son derece zarif süslemelere sahip. Camiden daha da yukarılara doğru çıkıldığında Kocakayalar olarak anılan enfes manzaraya sahip bir mevkiye varılıyor. Burada Namazlıkaya olarak adlandırılan kayalara oyulmuş bir lahit kalıntısı var. Köy çevresinde çoğu definecilerce tahrip edilmiş Gavurkayası, Kayaarası gibi başka kaya mezarları da bulunuyor.

Caminin hizasında köyün eski Rum mahallesi yer alıyor. Kozbeyliler Rumların gariban olduğunu ve köye sonradan yerleştiklerini anlatıyorlar, Türk evlerinin daha gösterişli oluşu bu tezi kanıtlıyor. 20-25 haneden oluştuğu bilinen Rum mahallesi SİT alanı ilan edilerek korumaya alınmış, ancak terk edilmiş evlerin çoğu çoktan yıkılıp, gitmiş.

Rum mahallesindeki en güzel ev Çapkınoğlu adında bir Rum tarafından 1878 yılında inşa edildiği bilinen bir konak. Çapkınoğlu Konağı restore edilmek üzere devlet tarafından kamulaştırılmış, ama öylece kalmış. Konağın karşısında Rum kızlarının garsonluk yaptığı söylenen bir meyhane de var. Bir zamanlar köyün etrafı bağlarla kaplıymış ve  bağbozumu şenlikleri yapılırmış, haliyle şarabı da ünlüymüş köyün ne yazık ki geriye bir şey kalmamış. Rum kilisesi de aynı akıbete uğramış, taşları ilkokul yapılırken kullanıldığı için ortadan kalkmış, içinde bir nar ağacı çıkmış.

Kozbeyli’nin bir şansı da denize çok yakın olması. Köy Yeni Foça’nın burnunun dibinde, köyü gezip serinlemek isteyenler burada denize girip ve konaklayabiliyor. Yeni Foça’nın sokakları da buram buram tarih kokuyor, renk renk çiçeklerle süslü taş Rum evleriyle huzur dolu bir kasaba.
 

Kozbeyli'ye Rahat Verin

 
Kozbeyli yakın zamana kadar göç veren bir köy iken şimdi göç alan bir yer olmuş, başta emekliler olmak üzere köyün büyüsüne kapılan bir çok insan buraya yerleşip, yaşamaya başlamış. Köy böylece tekrar hareketlenirken, hızla turistik bir yer olmuş. Ama Kozbeyli’ye rahat vermemişler, bir yandan tapulu evlerinde kiracı durumuna düşmüşler, bir yandan da termik santral tehdidiyle baş başa kalmışlar.
 
Kozbeyli köyünün başına gelenler tam Aziz Nesinlik bir öykü. Çünkü Türkiye’nin istisnasız her köşesi yağmalanıp, ormanları ona-buna peşkeş çekilirken; Kozbeyliler yüzlerce yıldır yaşadıkları,  hatta Osmanlı’dan kalma tapulara sahip oldukları evlerinde işgalci durumuna düşürülmüş. Şimdi devlet dedelerinden kalma evleri, hatta köyün dört yüz yıllık camisi için bile kira istiyormuş. Bu duruma 1947 yılında yapılan kadastro çalışması neden olmuş, köyün eski yerleşimi orman içinde gösterilmiş. Köyü kuran Kuzubeyi tarafından inşa edilmiş kule, köyün 400 yıllık camisi,  devletin mübadillere verdiği Rum evleri de SİT kapsamına alınmış. Bu hata, 1979 yılında fark edilmiş ve bölge orman sınırları dışına çıkarılmış, ama bu kez de  2B arazisi kapsamına alınmış. 2005 yılına kadar köylüler başına geleceklerden habersiz olarak yaşamış. Maliye avukatları buradaki ev ve arazilerin Hazine’ye devri için tapu iptal davaları açmış. Hazine davayı kazanmış, üstelik bunu  Yargıtay’da onamış. Böylece köydeki 157 tapulu yer Hazine’ye geçmiş, köylüler kendi topraklarında işgalci durumuna düşmüş.
 
Kozbeyli’nin üstünde dolaşan tek karabulut tapu sorunu değil. Çünkü yaklaşık yirmi yıl önce yapılması yargı kararıyla engellenen termik santral yeniden gündeme gelmiş; hatta şirket daha hiçbir izin almadan santrali kurmayı planladığı Çakmaklı köyünde zeytin ağaçlarını kesmeye başlamış. Üstelik bu santral ithal kömürle çalışacakmış, faaliyete geçerse havası, suyu zaten kirletilmiş olan yörenin kelimenin tam anlamıyla cehenneme döneceğine kesin gözüyle bakılıyor. Son yıllarda yıldızı parlayan Kozbeyli Köyü bu kirliliğin tam ortasında kalacak. Yalnızca Kozbeyli değil Eski Foça’dan Çandarlı’ya kadar uzanan turizm bölgesi de bu kirlilikten etkilenecek.

Nasıl Gidilir?

 
Kozbeyli, İzmir’e 55 kilometre uzaklıkta. Köye ulaşmak için Çanakkale yolu üzerindeki Foça yada Yeni Foça ayrımlarından sapmak gerek. Foça ayrımında sapıldığında 15 km sonra Gerenköy ayrımından dönülüyor ve yaklaşık 5 km sonra Kozbeyli’ye ulaşılıyor. Yeni Foça ayrımından sapıldığında ise Gencerlik köyü ayrımından dönülüyor ve 2 km sonra köye varılıyor.
 
Kaynak: Foça Kaymakamlığı Resmi İnternet Sayfası (2021 yılında kontrol ettiğimizde bu linklerin kaldırıldığını gördük)

İlk Yayın Tarihi : 27 Nisan 2014

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...