İzmir'de Nerede Yemek Yenir? | Kaplan Dağ Restaurant

Sırtını Aydın sınırına yaslamış, Tire'nin bir dağ köyü, Kaplan...  Asırlık kestane, ceviz, çınar ağaçları ve tatlı su kaynaklarının gizlendiği vadinin yanı başında, doğanın içinde bir restoran, menüsünde unutulmaya yüz tutmuş Ege lezzetlerinden, modern sofraların vazgeçilmezlerine kadar herşey var. 

Tire Kaplan Dağ Restaurant'dan bahsediyoruz.

Yemek yazarlarının “Türkiye’nin En İyi On’u” arasında saydığı Kaplan Dağ Restoran ot yemekleri ağırlıklı otantik Ege mutfağı sunuyor. Aydın Dağları’nda yetişen tüm ot türleri Kaplan Dağ Restorant’da sofraya çıkarılıyor. Kiminin salatası, kiminin kavurması yapılıyor, kimi haşlanmış, kimi de kuzu etiyle pişirilmiş olarak sunuluyor...

Kaplan Dağı, İzmir’in Tire’sinin hemen ötesinde bir dağ. Dağın yamaçlarından süzülen yağmur suları, kaynak suları yukarıdan aşağıya bir vadi oluşturuyor. O vadinin iki yamacı ağaçlarla kaplı. Keyif erbabı Levantenler, Rumlar ve Türkler ta İzmir’den arabalarla buraya gelir, yaz aylarında ağaçların altında keyif yaparmış. Dağın yamaçlarından aşağıya bakılınca Tire Ovası "tabak gibi" dümdüz uzanıyor.

Dağin kendi adı ile anılan bir de küçük köyü ve de o köyde, görmeyene anlatılamaz güzellikte bir dağ lokantası var.

Menüsünde herhangi bir restaurantta bulamayacağınız lezzetlere rastlayabilirsiniz. Bunlardan bazıları şöyle; o kavurması, soyalı pazı, yedi ot salatası, şevketi bostan kavurma, sarmaşık kavurma, ceviz krokan, karadutlu lor tatlısı, karpuz kabuğu reçeli, ısırgan okma...

Okma

Lokantanın sahibi Lütfi Çakır imiş. Esas işi kimya öğretmenliği iken Görgülü Pastaneleri’nde pasta ustalığı yapmış. Tire’de pastane açmış. Pastane kapanınca Tire’de okullarda kimya öğretmenliğini sürdürmüş. Bir gün resim öğretmeni Seha Bey ile Kaplan Dağı’na pikniğe gittiklerinde "Şurada bir lokanta açıp, Tire yemekleri yapsam" diye aklına kurt düşmüş. Ve de 1992 yılında köy kahvesini kiralayarak burayı lokantaya dönüştürmüş.

Kabaklı Stifno

Lokantanın bulunduğu Kaplan (eski Arpacılar) köyünün bir özelliği var. Osmanlı döneminde, saray tarafından İstanbul’dan cezalandırılan Galata Mevlevihanesi’ne mensup Kaptan Mehmet Ağa ve arkadaşı sarayın arpalığı olan bu köye sürülmüş. Ölünce vadiye gömülmüşler. O zamandan bu yana köy "erenler"in ziyaretgahı olmuş. Lokantanın duvarlarında gelmiş geçmiş erenlerin resimleri, yazıları, neyleri asılı.

Bayramlarda ve hafta sonları buraya rezervasyonsuz gelmeyi denememenizi öneriyoruz. Çünkü büyük bir ihtimalle oturacak bir masa bulamayacaksınız.

Keşkek

Görsel: Kaplan Dağ Restaurant Facebook Sayfası

İlk Yayın Tarihi : 6 Ağustos 2010