Ana içeriğe atla

Sevimli Küçük Faustina'nın Öyküsü


''Küçük Faustina'' kıvırcık sarı saçlı, zümrüt yeşili gözlü, şeker gibi tatlı ve kumru gibi masum bir kızdı. Babası Roma İmparatoru Antoninus Pius'un görkemli sarayında yaşayıp giderken, İspanya kökenli sanatçı bir aileden gelen yakışıklı Marcus Aurelius'a aşık oldu...
İki genç, romantik bir aşk yaşayarak İ.S. 145 yılında törenle evlendiler. Prenses Faustina ile mutlu bir evlilik geçiren Marcus Aurelius, kayınpederinin ölümü üzerine güçlü bir politik özgeçmişi olması yüzünden İmparator ilan edildi

İmparator Marcus İ.S 175 yılında kendisine karşı isyan eden Romalı General Casus'a karşı Asya Seferi'ni başlattı. Yanına sevgili karısı küçük Faustina'yı ve oğlu Commodus'u da almıştı. İzmir'e geldiklerinde, Faustina, Doğu'nun bu masmavi kentine vuruldu.

Kadifekale surlarına çıkar, denizden esen güzelim imbata karşı, bembeyaz güvercinlerini azat edip gökyüzüne salıverirdi.

Ne yazık ki, Roma Ordusu Toros Dağları'nı aşarken, Halala kenti civarındaki Küçük Faustina hastalandı ve kocasının kolları arasında ölüverdi. İmparator Marcus Aurelius, büyük bir üzüntüye kapılmıştı. Suriye ve Mısır'a gittikten sonra, İzmir'e döndü ve karısının sevdiği bu kentten ayrılmak istemedi. Bu arada İzmirli Aristeides ile çok yakın dostluk kurdu. İşte, bu hüzün dolu günlerin dostluğu sonucu, İzmir İ.S. 178'de korkunç bir depremle yıkılınca İmparator'un özel ilgisiyle yeniden inşa edilebilmiştir.

İzmirliler, sevgili kentlerini yeniden kurarken Agora'nın batı yapısı girişindeki kemerli kapıya Küçük Faustina'nın sevimli bir kabartmasını yerleştirdiler. Burun, dudaklar ve çenesinin hafif zedelenmesine rağmen, günümüz İzmir Agorası'nı süsleyen küçük Faustina ne güzel yaşıyor değil mi?

Kaynak: Konak Belediyesi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...