Ana içeriğe atla

Lale Oraloğlu

28 Eylül 1924 yılında İzmir'de dünyaya geldi. Dame de Sion, Şişli Terakki, Sainte-Pulchérie Fransız Lisesi, Nişantaşı Ortaokulu ve Alman Lisesi’nde eğitim gördü. 400 metre yüzme şampiyonluğu ve Türkiye gülle atma ikinciliği olan Oraloğlu, 7 yaşında piyano çalmaya başladı. Konservatuvarın piyano, sonra da şan bölümünde çalıştı. Sanat eğitimini konservatuvarda tamamlayan sanatçı, gazetecilik de yaptı. Ayrıca, oyuncu Alev Oraloğlu'nun annesidir.

Edebiyat Fakültesi İngiliz Filolojisi mezunu olan sanatçı dört dil biliyordu. Oraloğlu, katıldığı tiyatro kurslarında Muhsin Ertuğrul’un dikkatini çekti ve 1951 yılında açılan Küçük Sahne’de profesyonel olarak çalışmaya başladı. 1951-60 arasında 35 filmde başrol oynadı. Tiyatrosunu annesi 90 yaşına geldiği ve yanında olması gerektiği için 1987 yılında kapattı.

Sinema Kariyeri

Oyuncu olarak adım attığı sinemanın çeşitli yönleriyle uğraştı, senaryo yazdı ve yönetmenlik denemesinde bulundu. Yeşilçamın Görünmeyen Kadınları isimli belgesele, Türk sinemasının ilk üç kadın yönetmeniyle birlikte, kendisinin yaşamı da konu oldu. Türk Filmleri Yarışması'nda Kırık Çanaklardaki oyunuyla aldığı En İyi Kadın Oyuncu ödülü (1961), 2000 yılında Avni Dilligil Tiyatro Jüri Özel Ödülü gibi bazı ödüller kazandı. 1 Aralık 2001'de sanat hayatının 50. yılını, Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenen bir geceyle kutladı.

Ölümü

26 Kasım 2006 tarihinde rol aldığı "Candan Öte" adlı dizi filmin seslendirmesinden çıktıktan sonra beyin kanaması geçirerek Özel Umut Hastanesi'ne kaldırılan Oraloğlu (82), tedavisi sürerken zatürree oldu, ayrıca kalp sorunları da yaşadı. Tiyatro ve sinema sanatçısı Lale Oraloğlu 15 Ocak 2007'de saat 14.45'te, 26 Aralık tarihinden itibaren yoğun bakım ünitesinde tedavi gördüğü Özel Umut Hastanesi'nde 82 yaşında vefat etti.

Filmleri

Yönetmen
- Bir Kadın Tuzağı (1971)
- Hüdaverdi-Pırtık (1971)
- Hızlı Hızır (1972)
- Ölüm Bebekleri (1972)

Yapımcı

- Sevdiğim Sendin (1955)

Senarist

- Sevdiğim Sendin (1955)
- Kırık Çanaklar (1960)
- 'Hatırla Sevgilim (1961)

Oyuncu

- Yavuz Sultan Selim Ağlıyor (1952)
- Yıldırım Beyazıt ve Timurlenk (1952)
- Kanlı Para (1953)
- Altı Ölü Var/İpsala Cinayeti (1953)
- Yanola Nilgün (1954)
- İki Ateş Arasında (1954)
- Sihirli Annem (2004)
- Candan öte (2006)

Ödülleri

- Türk Filmleri Yarışması, 1961
En İyi Kadın Oyuncu (Kırık Çanaklar)
- TFDD I. Türk Film Festivali, 1953
En iyi kadın oyuncu (Ayfer Feray ve Nedret Güvenç'le birlikte.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...