Ana içeriğe atla

Kendi Ayağına Sıkan Mekan "NobiliPark"

Teleferik'in eteklerine açılan Nobili Park isimli tesisi metheden iki yazı eklemiştim bu bloga geçtiğimiz yıl. Gerçekten güzel bir mekandı ve zaman zaman şehir dışından gelen misafirlerimizi de ağırlamıştık bu mekanda.

Haftasonunda uzun bir aradan sonra tekrar kahvaltı keyfi yapmak için maaile bu mekana gittik.

Her güzel şeyin bir sonu vardır sözünü doğrularcasına bir uygulama ile karşılaştık ve keyfimizin içine edildi. Oturmamızla kalkmamız bir oldu. Kardeşimden başımıza gelen uygulamayı duymuş ve inanmamıştım. Kendi ayaklarına sıkmazlar işleri çok iyi gidiyor maşallah demiştim.

Maalesef kendi ayaklarına sıkıyorlarmış.. Üzüldüm... Güzel bir mekandı oysa... Alternatifsiz değiller... Bunu biliyorlardır elbet akıl vermek haddime değil.

Beni bu mekandan çok uzun bir süreliğine uzak tutacak olay şu şekilde gelişti... 
05 Ağustos 2012 Pazar sabahı 10 gibi eşimle birlikte mekana giriş yaptık. Arkamızdan 4 kişilik aile efradının geri kalanı ile 1,5 yaşındaki buçuk porsiyon yeğenimiz geliyordu.

Oturduk gazetemizi okumaya başladık. Gelen garsona ailemizi beklediğimizi 15 dk içinde sipariş vereceğimizi söyledik. Çay ikram ederlerse içebileceğimizi söyledik. İlk golü burada yedik.

- "Çay ikram etmiyoruz." (Edemiyoruz, maalesef vs vs değil. Net ve kesin "etmiyoruz")

Okumaya ve beklemeye devam ettik. Mekanını boşluğu dikkatimizi çekti. Daha önceleri bu saatlerde burada yer bulmak çok zordu ama şimdi sadece 1 masada bir çift oturuyordu.

Ailemiz geldi. Masalara yerleştik. Menüleri istedik. 82 yaşındaki anneannem ve 1,5 yaşındaki yeğenimi pas geçerek 2 adet serpme menü + gözleme+omlet+ vs vs vs sipariş vereceğimizi önce çay ve serpme kahvaltıları istediğimizi söyledik. Garsondan gelen yanıt şuydu;

- "Kişi sayısı kadar serpme kahvaltı veriyoruz" ?

Anlamadık tabii... (Bundan sonrasını diyaloglar halinde anlatmak daha iyi)

Biz - O ne demek?

Garson - 6 kişisiniz  6 adet serpme menü verebiliriz. (Allahtan 1,5 yaşındaki ufaklığı saymadılar)

Biz - Herkes kahvaltı yemeyecek. 2 serpme menünün yanısıra diğerlerini seçelim onları da söyleyeceğiz

Garson - Maalesef böyle bir sipariş alamayız. Kişi sayısı kadar söyleyebilirsiniz ya da ayrı ayrı açık siparişler verebilirsiniz

Anlamakta güçlük çektik ama anladığımızı adam söyledik.

Biz - 6 kişilik serpme kahvaltı değil 6 adet serpme kahvaltı vereceksiniz yani doğru mu?

Garson - Evet 

Biz - Yemeyecek olan varsa ne olacak?

Garson -  ... (ukalaca ben onu bilemem manasına gelen bir hareket yaptı.)

Biz - Serpme kahvaltı ne kadar?

Garson - Kişi başı 15 TL ama sınırsız

Biz - Yani çay, kahve, su, omlet, kahvaltılıklar vs vs değil mi?

Garson - Hayır. Sadece kahvaltılıklar.. Çay extra...

Biz - Nesi sınırsız o zaman? Zaten 2 kişinin yiyeceği kahvaltıya 6 adet sipariş verince otomatik olarak sınırsız oluyor.

???

Çayın ekstra olduğu bir Türk Kahvaltısını ilk defa duymuş olduk... :)

Biz - Peki o zaman biz kalkalım. Yemeyeceğimiz yemeğin parasını vermek istemiyoruz. İşletmenin bize uygun gördüğü kahvaltıyı yapmak ta istemiyoruz. Kendi istediğimiz şeyleri, istediğimiz kadar yemek istiyoruz.

Burada bir işletme çalışanın ya çözüm üretme çabası olmalı ya da kusura bakmayın kural bu gibi bir izahat ve özür dilemesini bekliyoruz. Ama garson arkasını dönüp gidiyor. Umrunda değil. Belki de ne kadar az müşteri o kadar az yorgunluk demek.

Neyse bu olaydan anladığımız şu; Herkes serpme kahvaltı yiyecekse, serpiliyor yoksa parasını verip yemeyeceksiniz. Her halükarda çay parayla. Yediğiniz her türlü serpme dışı omlet, gözleme, vs vs ekstra para.
Yağ, peynir, zeytin ve reçele 15 TL vereceksiniz demek.

Ayrıca siz seçemezsiniz işletmemiz sizin ne yiyeceğinize karar verir diretmesi var. Kalkmayı cesaret edebilenler resti çeker gider. Kalkamayanlar kazığı yer.

Bu vesile ile aşağıdaki yazıyı bir arşiv yazısı olarak kayda alıp bu blogdan siliyorum. Çünkü bu mekan artık övülmeyi hak etmiyor. Son bir kez okumak için link aşağıda bir kaç güne kalkacak yazı. http://yengen.blogspot.dk/2011/06/teleferikin-eteklerinde-yeni-bir-mekan.html

Ayrıca geçtiğimiz yıl Temmuz ayında kaleme aldığım İzmir'de kahvaltı yapılacak mekanlar sıralamasında yer alan bu mekan bu sene itibari ile bu listeden çıkartılmış bulunmaktadır. Yerine yeni ve güzel mekanlar ekleniyor. En kısa sürede güncellenecek.

http://yengen.blogspot.dk/2011/07/kahvaltya-gitmeden-once.html#more

Bu blogda okuduğunuz bu yazıyı Nobili Park internet sitesine de ekliyorum.

Yeni mekanımız Palamutluk Güzelbahçe... Bir ara onu da kaleme alırım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...