Ana içeriğe atla

Gheorghe Zamfir

Dünyanın en başarılı pan flüt virtüözü Gheorghe Zamfir, 6 Romen müzisyen, Aydın Yavaş ve 8 Türk müzisyenden oluşan 14 kişilk orkestrası ile vereceği 4 konserle müzikseverlerle buluşacak. Romen, Türk ve Dünya müziklerinden oluşan muhteşem bir repertuar sunacaklar.
1 Eylül'de İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde...

Gelmiş geçmiş en büyük pan flüt üstadı olarak kabul edilen Romanya doğumlu sanatçı, kendi çabalarıyla flüt çalmaya 14 yaşında başladı. Bükreş Müzik Akademisi’ne kabul edilen Zamfir, Romen halk müziği araştırmacısı İsviçreli Marcel Cellier tarafından “keşfedilerek” dikkatleri üzerine toplamayı başardı. Romen tarzı pan flüt’ü geliştirdi ve 20 borulu sistemi 30’a çıkardı, dudak hakimiyeti ile de her borudan dokuz tona kadar değişik sesler çıkarmayı başardı. Avustralya filmi Picnic at Hanging Rock için yaptığı müzik ile film müziği alanına da giren sanatçı, daha sonra Sergio Leone’nin 1984 yapımı ünlü filmi Once Upon a Time in America, aynı yıl Karate Kid ve en son olarak Tarantino yapımı Kill Bill Vol. 1 için yaptığı müzik ve pan flüt yorumu ile dünya çapında üne kavuştu.

1 Eylül 2012 21:30
İzmir Ekonomi Üniversitesi, İzmir
Biletler: Biletix
Bilet Fiyatları: 83 TL
Maestro Zamfir

Yapılan 200′den fazla albüm, 600 milyondan fazla albüm satışı, 90 altın ve platin albüm ödülü, sayısız diğer ödüller ve 5 kıtada turneler… Dünyanın bir numaralı ve en ünlü pan flütçüsü Gherrghe Zamfir’in hayatı tam bir rock starınınki gibi şaşaalı ve heyecan verici. Bir enstrümanla birlikte adı anılan belki de tek sanatçı. Tüm dünya basını ve dinleyicileri ona “virtuoz”, “usta”, “Pan Flütün Kralı” adını takmışlardır. Mitolojik tarifiyle “Tanrının Enstrümanını Yeniden Canlandıran Adam” olarak da onurlandırılan, onlarca yıldır tüm dünyada bir ikon olarak kabul edilen Zamfir, yaşayan efsane olarak da kabul edilmektedir. Müzikseverler ve eleştirmenlerin birleştiği bir nokta var: Zamfir, müzikteki rolü son derece küçük ve önemsiz olan bir enstrümanı, üflemeli çalgıların arasında çok önemli bir yere kavuşturmuş ve sahip olduğu sihri gözler önüne sermiştir.

Gerorge Zamfir için geçen 50 yıl onun için tamamen başarı duraklarıyla dolu bir yarım asırdan ibaret. 1960′lardan sonra dünyanın tartışmasız her yerinde konserler veren Zamfir ister Kuzey ister Güney Amerika, Çin, Güney Afrika veya Avustralya olsun, her yerde kendisini seven ve müziğine ilgi duyan bir kitle bulmuş ve pan flütü her kültüre her coğrafyaya sevdirmiştir.

Repertuvar

Zamfir’in repertuvarı farklı müzikal dünyalar arasındaki köprü gibidir. Zamfir’in, çingene müziğine, ana vatanının folkloruna duyduğu sevgi onun repertuvarında her zaman yer bulurken, bunları aynı zamanda Puccini, Verdi, Mozart veya Schubert gibi bestecilerin eserleriyle bir arada çalarak hem tuhaf hem de çok etkileyici sonuçlar elde edebilmektedir. Bu çok yönlülük ve yaratıcılık sanatçıya dünya çapında övgüler ve ödüller getirmiştir. Zamfir, pek çoğunun yanısıra, Fransa’dan “Chevalier des Arts et Lettres de France” ve “20. yüzyılın En Popüler Besteci ve Sanatçısı” unvanını da almıştır. Popüler müzikteki yolculuğu, Zamfir’in deneyciliğe karşı duyduğu doymak bilmeyen aşkı eleştirmenler ve hayranları tarafından her zaman çok iyi karşılanmıştır. James Last’la sayısız kez çalmış, onunla, en popüler parçalarından biri olan “The Lonely Shepherd”ı kaydetmiştir. Zamfir “benim için en önemli olan şey yaratıclıktır” derken, film müziklerinde de büyük bir başarı yakalamıştır.

Bazı Film Müzikleri

Avustralya filmi Picnic at Hanging Rock
Ennio Morricone’nin “Childhood Meories” ve “Cockeye’s Song”
Sergio Leone’nin “Once Upon a Time in America
The Karate Kid filminin tamamındaki müzikler
Quentin Tarantino’nun Kill Bill Vol. 1′de James Last Ortchestra ile kaydedilen The Lonely Shepherd parçası.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...