Ana içeriğe atla

Karagöl

Yamanları süsleyen ve İzmir'in dibinde olmasına rağmen İzmirlilerin çoğunun bilmediği gizli bir cennettir Karagöl. Tantalos efsanesinde adı geçen Karagöl, 35 dekarlık su yüzeyine sahiptir. Küçük, dairesel ve güzel manzaralı gölün etrafı çam ormanları ile kaplıdır. Doğa ve yürüyüşü sevenler için ideal bir yerdir...
Karagöl'e ulaşmak için Karşıyaka, Yeni Girne yoluna sapılır, çevre yolu geçilerek tenis kortlarının yanından Yamanlar dağına doğru 23 km boyunca devam edilir.

Karagöl'le ilgili çeşitli efsaneler bulunmaktadır. Kimine göre Hz. Hızır'ın yardım talebine duyarsız kalan köyün su altında kalmasıdır. Kimine göre ise Tantalos'un hapsine giden yarığın su ile dolması sonucu oluşmuştur. Ama bir gerçek vardır ki, nefesini İzmir'in üstünde alıp veren bir cennettir.

Göl civarında yer alan tesislerde her türlü hizmeti bulabilirsiniz. Şirketler tarafından düzenlenen günübirlik eğitim, eğlence, dinlence turları için yeterli alt yapıya sahip tesislerinin yanısıra Bungalov ve Çadır Kampı Alanı da konaklamak isteyen misafirlere sunulan hizmetlerdendir.

Göl etkinlikleri oldukça çeşitlendirilmiş, ziyaretçilerin keyifli dakikalar geçirmesi amaçlanmıştır. Amatör balıkçılık, trekking, mağara gezileri bunlardan birkaçıdır.



Karagöl mutfağı ise konuklarına arzu edilen her türlü çeşitliliği sunmaktadır. Sabah dillere destan köy kahvaltısı, tandır ve güveçte kuru fasülye en çok beğenilen yemeklerdir. Konuklara ayrıca mangal ve nargile keyfi de sunulmaktadır.








Son günlerde en fazla talep edilen etkinlik
Suda Yürüme Balonu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...