Ana içeriğe atla

Allianoi (Paşa Ilıcası)

Yortanlı Barajının altında kalacağı için yıllardır sürdürülen hukuk mücadelesi sayesinde ismini duyurabilen 2000 yıllık Sağlık Merkezi Allianoi;  İzmir ili, Bergama ilçesi sınırları içinde, Bergama-İvrindi karayolunun 18. km.'si, Bergama'nın kuzeydoğusunda, Yortanlı Barajı gölet alanının tam ortasında, Paşa Ilıcası Mevkii’nde yer alan antik bir yerleşmedir...


1998 yılından bu yana da Paşa Ilıcası merkez olmak üzere, baraj gölet alanı içinde kalan alanda kurtarma kazı çalışmaları devam etmiştir. Ortaya çıkarılan Termal Yerleşme, yaklaşık 30.000 metrekare civarında bir alanı; termal yapı ise yaklaşık 10.000 metrekarelik alanı kaplar...


Antik yazarlardan P.Aelius Aristides’in "Hieroi Logoi" (Kutsal Anlatılar) adlı eserinde, Allianoi olarak bahsi geçen sağlık merkezinin burası olduğu düşünülmektedir. Bu antik kaynak haricinde henüz, antik yazarlarda veya epigrafik buluntularda, Allianoi hakkında başka bilgiye ulaşılamamıştır. Allianoi, “Sağlık Tanrısı Asklepion’un yurdu” olarak bilinmektedir. Prehistorik, Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemlerinde kullanılan ve  45 derece sıcaklığında kültürlü su çıkan bu şifa merkez, yıllarca hidroterapi merkezi olarak hizmet vermiştir (Kaplıca suyunun 45-47 °C arasında sıcaklıkta olduğu, romatizmal hastalıklara ve kadın hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir).

Yapılan çalışmalar sonucunda; çay suyunun, yapının tam ortasında bulunan tonozlar aracılığı ile alttan geçtiği saptanmıştı. Güneydeki binalar ile kuzeydeki kalıntılar arasındaki bağı oluşturan tonozun da bir ayağı dere yatağında saptanmıştı. Çayın getirdiği alüvyon dolgu, bu yıkılan tonozun kalıntılarını kısmen kapatmıştır. Bergama'da halk arasına 'ne yerde ne gökte' diye bilinen Kızıl Avlu'nun altındaki çift kemerli tonoz sistemi burada da uygulanmıştı.

Roma İmparatorluk Dönemi’nde (M.S. 2. yüzyıl) kült merkezi alanında, büyük bir bayındırlık faaliyeti yaşanmıştır. Kült merkezi alanında mevcut binaların büyük bir kısmı bu döneme aittir. Ilıcanın yanı sıra, köprüler, caddeler, sokaklar, insula yapıları (Antik Roma'da, görünen çok katlı bir yapı çeşididir), geçiş yapısı, propylon (Anıtsal kapı), ve Eksedra tipinde(yarım daire), apsidal planlı bir nympheum (yunan Mitolojisi’ndeki su, orman ve dağ perileri olan nymphlere adanmış anıtsal çeşme yapılarıdır, sütun ve heykellerle süslenirler) bu dönemde yapılmıştır.

Bizans Dönemi, yoğun yerleşimin görüldüğü ancak, sosyo-ekonomik açıdan son derece zayıf bir dönemdir. Bizanslılar, Roma Çağı’na ait heykeltıraşlık eserlerini ve mimarlık kalıntılarını tahrip edip, devşirme malzeme olarak kullanmaya başlamışlardır. yeni ve daha basit mekanlar inşa edilmiştir. ılıcanın ve nympheum da ihtiyaçlara uygun küçük değişiklikler yapılarak kullanılmaya devam etmiştir. Bazilikal planda büyük bir kilise inşa edilmiştir. Yerleşmenin içinde ve yakın çevresinde de şapeller yapılmış, ayrıca bu dönemde metal, seramik ve cam atölyeleri kurulmuştur.

Osmanlı döneminde Paşa Ilıcası, Aydın Salnameleri’nde bahsedilmektedir. Ancak, merkez yoğun bir şekilde kullanılmamıştır. (Osmanlı dönemine ait birkaç sikkenin dışında iz yoktur). 20. yüzyıl başlarında bölge kaymakamı Kemal Bey, büyük havuzun bulunduğu yerin kısmen yeniden kullanıma açılmasını sağlamıştır. Ilıcanın batısındaki Roma köprüsünün, Osmanlı döneminden 1979 yılına kadar Bergama-İvrindi arasında kullanıldığı anlaşılmaktadır.

20. yüzyılın başında kısmen temizlenmiştir, ancak sonra yeniden yaşanan sel nedeniyle 1950’li yıllara kadar atıl durumda kalmıştır. 1992 yılında, Bölge Karayolları Müdürlüğü mevcut Roma Köprüsü yanına yeni bir köprü inşa edilmiştir. Aynı yıl ılıcanın restorasyonu İzmir Valiliği tarafından İzmir İl Özel İdaresi aracılığı ile ihaleye verilmiştir. Bir yıl süren restorasyon işlemleri sırasında, ılıcanın üzerine modern bir bina yapılmıştır. Bu tarihten itibaren işletmeye verilmiş, Şubat 1998’de yaşanan ağır bir sel taşkını ile tesis yeniden kullanılamaz duruma getirmiştir. Çayın güneyinde ise özel şahıslara ait olan arazide tarım yapılmıştır. Bu onarımlarda ilave edilen modern binaların büyük bir bölümü 2003 yılı çalışmaları sırasında kaldırılmış ve antik ılıca mekanları ortaya çıkarılmaya başlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...