Ana içeriğe atla

Urla Nero d’Avola & Urla Karası 2009

İzmir'in şaraplarını tanıtmaya devam ediyoruz.

Urla Şarapçılık'ın ürettiği Urla Nero d’Avola & Urla Karası 2009, Bornova Misket'ten sonra denemek üzere listeye aldığım ikinci şarap oldu...

Önce şarabın kimlik bilgileri

Urla Şarapçılık Nero D'Avola-Urla Karası 2009Urla Şarapçılık sitesinde (www.urlasarapcilik.com.tr) şarabı şu şekilde tanıtmış; "Urla’nın yeniden canlandırılan, kaybolmaya yüz tutmuş değeri “Urla Karası” ile İtalyan Avola Karası’nın müthiş ahengini bulabileceğiniz bu seçkin şarap, içerdiği zengin ve canlı meyve aromaları, kadifemsi ama belirgin tanenleri ve burunda bıraktığı gösterişli baharat kokuları ile çok farklı ve çarpıcı bir deneyim sunuyor. "

Stil:Kırmızı Sek Şarap
Bölge: Ege-İzmir-Urla-Kuşçular-Ukuf Mevki
Bağ: Urla Şarapçılık Bağları
Üzüm: Nero D'Avola&Urla Karası (Kupaj oranları?)
Meşe: Meşe Fıçı fermantasyon
Alkol: %13,5


Marine edilmiş ızgara et çeşitleri, tütsülenmiş ve baharatlı peynirler ve zengin soslu et yemekleri ile mükemmel bir uyum sağlar. 16-18 C’de servis yapılması önerilir.

Bu şarabın oldukça canlı, gösterişli ve cazip meyve profili, burunda gösterişli baharat ve kurutulmuş koyu meyve tonları ile ahenk içinde. Damakta tutunan, diri asitli, dengeli, belirgin ancak kadifemsi tanenli. Şimdiye kadar tattığım en iyi Türk şaraplarından biri. (Sarah Abbott- Master of Wine)
 
Urla Şarapçılık; Can Ortabaş, Deniz Barçın, Bülent Akgerman ve Yavuz Karacasulu gibi İzmir'in önde gelen girişimcilerinin ortaklığında kurulmuş yaklaşık 10 yaşında bir şirket. Bölgenin kaybolmaya yüz tutmuş üzüm ve şaraplarının yeniden tanıtılmasını hedeflemişler. Bornova Misket ve Boğazkere üzümlerinin yanısıra, mübadele göçen Rumlarla birlikte göçen, Urla Karası ve Gaydura'yı yeniden yetiştirip Urla'ya kazandıran şirket, bilimsel olarak aldığı destek ve Tubitak projeleri ile Urla'nın kaybolmuş iki üzümünü yeniden kazandırmış.

Urla Şarapçılığa ait bağlar Urla Kuşçular köyü yakınlarında 300 dönümlük bir alanda kurulu.

Degustatörlerden 86,6 puan alan bu şarap için yapılmış yorumlar şu şekilde; "Koyu Bordo ve canlı görünümlü. Burun kırmızı meyveler ve baharatsı tonlar ve meyan kökü. Damakta vanilya, meyan kökü,tütün, kırmızı kuru meyveler. Gövdeli sayılabilecek bir şarap, asit ve alkol yüksek. Denge yüksekte tutulmaya çalışılmış. Orta uzunlukta bir bitişi var. Tanenlerin fazla güçlü olması damağı kurutuyor. Bir kaç yıllanırsa çok daha iyi olur. Şarapta yeniliklere açık olanlara önerilir."

Şarabın tavsiye edilen satış fiyatı 68 TL olarak belirlenmiş. Çok uzun yıllar unutulmuş ve kaybolmuş bir üzümün tekrar yetiştirilmesi, şarabının üretilmesi zahmetli ve cesur adımları gerektiren bir iş. Fiyatın biraz yüksek olması (Türk içicilerin ortalamasına göre) normal. Ama denemekte fayda var.

Yorumlar

  1. Neşet, Köpek öldürenleri tanıt da alabilelim kardeşim.İçemeyeceğim şarabı ne yapayım.Fiyata bak!

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...