Ana içeriğe atla

İzmir Olunuz

Bu aralar İzmir magazin köşe yazarlarının gündeminde sıklıkla yer almaya başladı. Geçtiğimiz hafta Ayşe Özyılmazer'in yazdığı yazıdan sonra bugünde Tuna Kiremitçi, Hürriyet Gazetesi'nin Kelebek Eki'nde İzmirimizi örnek gösteren bir yazı kaleme almış...



Kayserili tüccar arkadaşım. Siirtli ayakkabı boyacısı kardeşim. Ankara sokaklarındaki Apaçi delikanlılar...

Siz beni dinleyin, İzmir olun!
Terhis heyecanıyla ramazanın başladığını unutup simit istedim diye küfreder gibi bakan Erzurumlu fırıncı...

Töre uğruna 16 yaşındaki kızını kurban eden Iğdırlı aile...
Kendinize iyilik yapınız ve İzmir olunuz!

Bakın “İzmirli olun” demiyorum. “İzmir olun” diyorum. İzmir olmak normal olmak demektir. Ramazanda simityiyene küfretmemek, el kadar kızını töreye kurban etmemektir.

Kafayı Ortadoğu karanlığından çıkarıp Akdeniz uygarlığına geçmek demektir İzmir.
İnanın bana bu herkese kısmet olmaz: Afganlı ya da Kuzey Iraklı garibanın yoktur böyle bir şansı. 

Ama senin var: İstersen etnik kökenine, diline, kültürüne aslanlar gibi sahip çıkarak ol. İzmir bu demektir.
¡¡¡
İstersen İzmir’e adımını atma ama yine de ol İzmir.
Eğer erkeksen, kadınlara normal davran. Onlar kadınlıklarını özgürce yaşadıkları takdirde gerçekten mutluolabileceğini unutma.

Kadınsan eğer, kadınlığını özür gibi değil, bayrak gibi taşı. Tadını çıkar dişiliğinin.
İstanbul’da ayakkabı boyayan, Trabzon’’da kahvede etrafa bakan, Bursa’da ekmeğini kovalayanlar...

Kanal binası önünde mehter çalıp dizi protesto eden saf ve temiz fukaralar...
Bana bel altından vurmaya hevesli iktidar yanlıları...

Kendinize hürmetiniz varsa İzmir olunuz. 

Mustafa Kemal’in vaktiyle kurduğu hayalin içindeki yerinizi geç de olsa alınız.

O hayal sizin mutlu Akdenizliler olarak yaşamanızdı. Ortadoğu karanlığında bedbaht ruhlar olarak değil.

Kaynak: Hürriyet Kelebek

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...