Ana içeriğe atla

Eyyvah Eyvah 2 (Trakyalı Shrek ve 35½ Firuzan'ın Maceraları)

"Güverteye çıktım uzandım yattım.
Komutan gelince selama kalktım.
Anayı babayı yarı sılaya attım.
Uçun kuşlar uçun İzmir'e karşı..."

Trakyalı Shrek ve 35½ Firuzan'ın maceraları İstanbul'dan, Geyikli'ye taşındı. Yine çok güleceksiniz. Kendini eleştirmen sananların yazdıklarına bakmayın. Gidin gülün, eğlenin, içiniz ısınsın, kendi eleştirinizi kendiniz yapın... 
İşte Fragmanı ve filmden sonraki izlenimlerim...



Yönetmen: Hakan Algül
Oyuncular: Ata Demirer,  Demet Akbağ,  Salih Kalyon,  Alican Yücesoy,  Özge Borak,  Bülent Şakrak,  Tanju Tuncel,  Tarık Ünlüoğlu,  Bican Günalan,  Murat Serezli,  Okan çabalar,  Teoman Kumbaracıbaşı.

İlk filme gittiğimde Kutsal Damacana, Maskeli Beşler tadında yavan, bel altı esprilere veya aptallıklara dayanan esprilerle zorla güldüren bir film olacağını sanmıştım. Yanıldığımı daha ilk sahnede anlamıştım. Nefis türküleri ve film müzikleri, oyuncuların yöreselliğe olan yatkınlıkları oldukça etkileyiciydi. Anadolu'nun saf çocuğu Şaban'ın günümüz versiyonuydu, Geyiklili Hüseyin. Doğallığı, saflığı güldürüyordu. Oyunculuk kısmına hiç girmiyorum. Birbirinden kaliteli oyuncularla nefis bir film olmuştu.

Eleştirileri okuduğumda ise kendini eleştirmen sanan bazıları, filmin yavanlığından zevksizliğinden bahsediyorlardı. Aynı adamlar Recep İvedik'ten övgüyle bahsetmişlerdi. Hemde 3 filminden birden... Birileri zevksiz ama kim bilemedim.

Neyse ikinci filme giderken düşündüğüm tek şey vardı. İlk filmde yarım kalan konunun tamamlanacağını ve sonunu tahmin edebiliyordum. İşte bu biraz ürküttü beni acaba gerçekten sonunu bildiğim bir filmi sabırla izleyebilecekmiydim?

Evet izledim hem de kahkahalar ata ata izledim. Hani bazı filmleri gülümseyerek izlersiniz ya. İşte öyle bir şey, gülmediğiniz sahnelerde bile samimiyet hoşunuza gidiyor ve gülümsüyorsunuz.

Filmin konusunu elbetteki anlatmayacağım ama Trakyalı Shrek ve 35½ Firuzan'ın maceraları çok eğlenceli ve çok mutlu. Bu arada Firuzan'ın ve Müjgan'ın Karşıyakalı olduklarını da unutmayalım. Gerçek hayatta değil filmde Karşıyakalıları oynuyorlar. İzmir'in içinde geçtiği bir film de, ayrı mutluluk veriyor.

Filmden çıktım eve geldim. TV'yi bir açtım karşımda Eyyvah Eyvah ekibi Beyaz Show'da. Eğlenmeyi hak ediyorlardı. Güzel bir film çekmişlerdi tadını çıkartmalıydılar. Ama eğlenirken eğlendirmeyi biliyorlardı. Hele Tarık Ünlüoğlu, Özge Borak, Demet Akbağ, Ata Demirer ve Serkan Çağrı ayrı ayrı müzik ziyafeti verdiler ya.. Mest olduk.

İzlemenizi öneririm ben pişman olmadım.

Bu arada not 09 Ocak 2010 Pazar günü yani yarın Ata Demirer ve Demet Akbağ Balçova Kipa'da Cinebonus'ta galaya katılacaklar. Öncesinde sohbet etme imkanı bulabileceğiniz bir kokteyl olacak.

ata demirer-uçun kuşlar uçun izmir e doğru

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...