Ana içeriğe atla

Levant'ın Yıldızı İzmir

İzmir kent kültürünün oluşmasında önemli bir yeri sahip olan Levantenler, Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler 'in 1922 öncesi yaşamlarını ele alan eşsiz bir araştırma kitabı...
Yazarın bu kitabı tarafsız ve iddiadan uzak bir görüşle kaleme alması ve yapıtını öncelikle İzmir kentinin geçmişine ilgi duyanlara sunması sevindiricidir. Yazar 20. başlarındaki İzmir'i bir hoşgörü kenti olarak tanımlıyor ve kitabının sonuç bölümünde şöyle diyor : "20. Yüzyılın başlarında İzmir, Frenk Caddesi'ndeki dükkanları, Kordon'daki birahaneleri ve gezinti alanları ile adeta bir Avrupa şehriydi. Neredeyse, Tanrı'nın sunduğu bütün güzellikler İzmir'de toplanmıştı. Kordon boyunda salına salına yürüyen insanlar, batı kültürünün kibar ve şık yaşamını sergiliyordu. Tiyatroları, sinemaları ile adeta doğunun sanat merkeziydi. Limanı ise, yabancı gemilerin en çok uğradığı doğu limanlarından biriydi. Camileri, kiliseleri ve havralarıyla, tek Tanrı'ya inananların bir arada yaşadıkları bir hoşgörü kentiydi İzmir."

Levant'ın Yıldızı İzmir başlıklı kitabı, tarafsız ve iddiadan uzak bir görüşle kaleme alan Bülent Şenocak'ın, bu yapıtını öncelikle İzmir'de yaşayan ve kentin geçmişine ilgi duyanlara sunması sevindiricidir. Prof. Dr. Nemci Ülker

Kaynak: Şenocak Yayınevi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...