Ana içeriğe atla

İZDOB Perdelerini Açıyor

İzmir Devlet Opera ve Balesi 2010-2011 sezonunu 28 Eylül’de sunacağı Selman Ada Bestecilikte 50. Yıl Konseri ile açıyor...

Besteci, orkestra şefi, piyanist ve pedagog olan Selman Ada adına ve onun yönetiminde yapılacak olan Selman Ada Bestecilikte 50. Yıl Konseri’nde; bestecimizin çeşitli eserlerinden bölümler seslendirilecek. Aralarında dünya ve İzmir prömiyeri eserlerin yer alacağı konserde İZDOB solistleri orkestrası ve korosu görev alacak. Konser programında yer alan “Keman Konçertosu” ve “Mevlid” dünyada ilk kez seslendirilecek.

Selman Ada yönetiminde sunulacak olan Selman Ada Bestecilikte 50. Yıl Konseri için koroyu şef Ali Hoca hazırladı. Konserde görev alan solistler şunlar: Keman sanatçısı Lalecan Özay, sopranolar Aytül Büyüksaraç, Birgül Su Ariç ve Burcu Kılıç, mezzosoprano Evrim Keskin, Ankara Devlet Opera ve Balesi solistlerinden tenor Murat Karahan, tenorlar Fahri Önoğlu, Fırat Yalçınkaya, bariton Haldun Özörten, bas Teyfik Rodos.

Selman Ada Bestecilikte 50. Yıl Konseri’nde Ali Baba & 40 Haramiler operası uvertürü, Abdullah arya, Abdullah-Nurcihan düet, 2 Raks, Nurcihan arya, Haramibaşı arya, Mavi Nokta oratoryosundan Keops arya, Şükran Dansı, Aşk-ı Memnu operasından Madam arya, Firdevs kanto, Bihter-Behlül düet, Op. 47 Keman Konçertosu, Op. 38 Senfoni ile Op. 44 Mevlid’den üç bölüm seslendirilecek.

Kimdir?

İlk bestesini henüz yedi yaşında yapan Selman Ada, Türk müziğine kazandırdığı onlarca eser sayesine müzik tarihimizin en önemli bestecilerinden biridir. Selman Ada, 1965 yılında 12 yaşındayken, devlet bursuyla Paris Ulusal Yüksek Konservatuvarı’na gönderilmiş; orada dünyanın en büyük ustaları ile çalışarak bütün dallarda “Birinciler Birincisi” olarak mezun olmuştur. Yirmi yaşında İstanbul Devlet Opera ve Balesi orkestrasını yöneten sanatçı, “Dünyanın En Genç Opera Orkestra Şefi” olma unvanını kazanmıştır. Besteci ve orkestra şefliğinin yanı sıra üst düzey bir piyano virtüözü olan Selman Ada, ülkemiz müzik dağarına Ali Baba ve Kırk Haramiler ile Aşk-ı Memnu adlı 2 opera, 2 oratoryo, 4 senfonik eser, 3 koro eseri, 17 piyano eseri, 14 oda müziği eseri, 5 şan-piyano eseri kazandırmıştır. Eserlerinde kullandığı Türk müziği motifleri ile ülkemizin en önemli bestecilerinin başlarında gelmektedir.
Kaynak: Bizim İzmir

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...