Ana içeriğe atla

İzmir'de Bir Türk Mührü

İzmir, ünlü Türk denizcisi Çaka Bey'in XI. yüzyıl sonlarında hakimiyet kurması ile Türklükle tanışmıştır. Geçen yüzyılların ardından gerçek Türk egemenliği dönemi ise Aydınoğulları Beyliği'nin önce Kadifekale ve eteklerini, ardından liman bölgesini fethederek hakim olmasıyla kurulmuştur...

 XIV. yüzyılın başlarında gerçekleşen bu fetih, Aydınoğulları Beyliği'nin hükümdarı Gazi Umur Bey'in eseridir. İzmir'de bu fetih günlerinin anısını yaşatan tek yer, Kadifekale eteklerinde bulunan ve kurucusu Seyyid Mükerremeddin'in adıyla anılan, halk arasındaki ismiyle Emir Sultan Zaviyesi'dir.

Zaviye, türbe ve çevresindeki diğer kısımları ile Osmanlı döneminde de varlığını sürdürmüş, dini sosyal ve kültürel bir merkez olarak İzmir'e ve İzmirlilere hizmet etmiştir. Türbe etrafında gelişmiş olan hazire (küçük mezarlık) ise bünyesinde barındırdığı, İzmir'in tanınmış simalarının mezar taşlarıyla o dönemin anısına tanıklık etmektedir.

Bu mütevazi çalışma, kaderine terkedilmişliği ile hergün yok olmaya doğru hızla giden İzmir'in Emir Sultanı'nın, arşiv belgeleri, mezar kitabeleri ve bulunabilen diğer bilgilerle, onu emanet aldığımız geçmişimizden geleceğimize ulaştırma konusunda yazarların küçük bir çabasıdır. Turan Gökçe, Vehbi Günay, Cahit Telci
 
Kaynak: Şenocak Yayınları

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...