Ana içeriğe atla

Gül Ağacı Değilem

Gel benim gonca gülüm
Kalmadı tahammülüm
Sensiz hayat İzmirlim
Zor gibi geldi bana

Bir münasip zamanda
Mesela saat 10'da
Buluşalım Kordon'da
Der gibi geldi bana

İzmir, İzmir'e ait bu güzel Nihavend eserin güftekarı ve bestakarı olan Necib Mirkelamoğlu'nu kaybetti.


1922 Şanlıurfa Birecik doğumlu Necip Mirkelamoğlu, yükseköğrenimini 1946'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde tamamlar.

1945'te merhum Tarık Zafer Tunaya'nın başkanlığındaki İstanbul Eminönü Halkevi Kültür Kolu'na yazılır. CHP mensubu bulunduğundan Tunaya'yla çabuk kaynaşır. Burada Fazıl Şerafettin Bürge ve Alaaddin Tiritoğlu ile tanışır ve siyasetle ilişkisi başlar.

İzmir'de önce Halk Odası üyeliği ve başkanlığı, daha sonra "ocak"tan başlayarak "il"e kadar CHP'nin bütün kademelerinde görev yapar. İzmir'in son halkevi başkanı oldu.

1954 seçimlerinde İzmir milletvekili adayı, 1961'de milletvekili, 1968'de Cumhuriyet senatosu üyeliği yapar.

Önce idare amiri, sonra da başkan vekili olarak Cumhuriyet senatosunda 1977'ye kadar görev yapar. 1946'dan başlayarak 1973'te İnönü'nün vefatına kadar geçen uzun yıllar içinde Cumhurbaşkanı, CHP Genel Başkanı, Başbakan, Cumhuriyet Senatosu Tabii Üyesi İsmet İnönü ile vazife beraber çalışır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...