Yengen

Yaz başından beridir sadece Zeybekler, İzmir ve Efelik üzerine kitaplar okuyordum. Biraz değişiklik yapıp yine bir Türk klasiği olabilecek bir kitaba sarıldım.   Malum hepiniz biliyorsunuz Orhan Kemal'in kitapları uzun soluklu diziler olarak ekranlarda milyonlara hitap ediyor. Okuma alışkanlığı olmayan memleketlimiz diziler sayesinde maşallah Türk Edebiyatına hakim gibi...

Hani hep sanata saygı, sanatçıya saygı denir ya... Bende bu defa işi tersten bakarak sanatsevere saygı adıyla dile getiriyorum. Evet korsan sanatçıyı öldürür, ilgisizlik sanatçıyı köreltir, sanat ona saygı duyanlar olduğu sürece vardır. Ama arkadaş bir konser için 89 TL bilet fiyatı belirlenmez ki? 2 kişi gitseniz konsere, asgari ücretin 1/3 kadarını konsere vereceksiniz demektir. Biz İstanbul'da yaşamadığımız için sanatçıları canlı dinleme şansımız yılda bir kaç kez elimize geçiyor. Onda da ya yoğunluktan ya pahalılıktan gidemiyoruz konserlere. 89 TL kimilerine göre çok olmayabilir. Ancak açlık sınırının 2 bin TL'yi geçtiği ülkemizde gerçekten nüfusun %70'ini etkileyecek kadar pahalı. 15 Eylül'de Fuar Açıkhava'da konser verecek  Bülent Ortaçgil ve ona eşlik edecek olan müthiş orkestra ve isimleri maalesef izlemeyeceğim. 188 TL veremeyeceğim 2 saatlik bir konser için.  Diyeceksiniz ki daha ucuz biletlerde var. Evet var ama Açıkhava Tiyatrosunun etrafı

Haftasonu şehir dışına çıkamayacaksanız ve Pazar keyfini ailece kahvaltı yaparak gerçekleştirmeyi düşünüyorsanız, işte size bir kaç kahvaltı mekanı hakkında bilgiler...

Dünyanın en başarılı pan flüt virtüözü Gheorghe Zamfir, 6 Romen müzisyen, Aydın Yavaş ve 8 Türk müzisyenden oluşan 14 kişilk orkestrası ile vereceği 4 konserle müzikseverlerle buluşacak. Romen, Türk ve Dünya müziklerinden oluşan muhteşem bir repertuar sunacaklar. 1 Eylül'de İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde...

Bu blog’da genellikle sosyal etkinlikler, kent tarihi ve kültürel konulara yer vermeye çalışıyorum. Bu arada bir yerlerde kayıtlara geçsin diye de gezip gördüklerimi, duyduklarımı, bildiklerimi de bir günlük gibi yazmaya çalışıyorum. Eleştiriler de yapmıyor değilim. Yaptığım eleştirilerin karşılığında da nasıl yapılabileceğini, örneklerini, nasıl olacağını vs vs belirtmeye çalışıyorum. Yani kıllatan adam olmakla arasında fark var. Bir gün hasbelkader belediye başkanı olursam yapacağım çok önemli icraatlara bugün bir yenisini ekledim. Eğer günün birinde belediye başkanı olursam bu yazdıklarımı icraate dökmezsem hesabını sorabilesiniz diye belirtmek istedim...

Karşıyaka Belediyesi Şiir Atölyesi’nde edebiyat buluşmaları devam ediyor. Atölyede bu ay usta şair Sabahattin Kudret Aksal anılacak...

Mübarek Ramazan Bayramınızı Kutlarız   Bayramınız Şeker Tadında Geçsin

"Şehir" ne demektir? Sokakların, mahallelerin, semtlerin toplamından farklı bir şey midir şehir? Canlı mıdır, nefes alır mı? Biz adına şarkı besteler, şiir yazarken o bunları duyar mı? Onu geliştirmek, değiştirmek için yaptıklarımızı bilir mi? Bir şehre "iğne deliğinden" baksanız acaba neler görürsünüz? Zamanın ve kalabalıkların içinde kaybolmuş gerçek hikayeleri bulup onlara büyütecini tutan Yaşar Ürük, bambaşka bir İzmir tanıtıyor bizlere... Yaşar Ürük'ün kaleme aldığı güzel bir İzmir kitabı.

Bir süredir başucumda duruyordu, hafta sonunda bir çırpıda okuyuverdim. Çok fazla detayını bilmediğim, Cumhuriyet'in ilk dönemlerini ve çok partili demokrasiye geçişin ilk yıllarına uzanan Atatürk sonrası dönemi, Ödemişli bir saraçın oğlunun gözüyle anlatmış. Ege ve İzmir kokan bölümleri kitabı okudukça göreceksiniz. Özellikle kitabın ilk başları İzmir'de geçtiği için Cumhuriyet öncesi dönemine ilişkin fikir edinebileceksiniz. Bir başbakanın her sevindiğinde Sarı Zeybek oyununu aşka gelip oynadığını okuyunca hoşlanmadım değil. Sıkılmadan okuyabileceğiniz bir kitap...

Çeşme Yarımadası’nda tarihi doku ile sosyal yaşamın bütünleştiği büyüleyici bir atmosfer olan Çeşme Marina, 30-31 Ağustos / 1 Eylül 2012 tarihlerinde 2.kez Şarap Festivaline ev sahipliği yapıyor. 14 şarap üreticisinin eşsiz şaraplarını tadıma sunacağı etkinlikte, şarap severler 180 e yakın şarabı tatma şansına sahip olacaklar...

Dost sohbetlerinizin birisinde mutlaka " İzmir'in kaç milletvekilini tanıyorsunuz?" diye bir soru geçmiştir. Genelde yarıyı bulamaz çoğu İzmirli. Çünkü milletinvekilleri seçim zamanı oyu alabilmek için sokak sokak gezerken, seçildikten sonra İzmir'i unutuyorlar. Bu her dönem böyle olmuştur. Geçtiğimiz gün aklıma takıldı. 23 Nisan 1923 günü Millet Meclisi ilk toplantısını yaptığında İzmir'i 7 isim temsil ediyordu. Kimdi bu isimler? Wikipedia'dan buldum aradığım cevabı. Sadece birisini söyleyebilirmişim bakmasaydım. O da 10 isim saysaydım arasında olurdu. İlk söyleyeceğim olmazdı. İşte İzmir'in ilk millet vekilleri...

Sekizinci yaş gününde Meltem, annesinin yıllar önce kendisi için tuttuğu bebeklik dönemi günlüğünü okuyunca öyle etkilenir ki o da bir deftere her gün yaşadıklarını yazmaya başlar. Meltem, ailesiyle birlikte Ankara’dan İzmir’e taşınmalarını ve burada yeni bir hayat kurmalarını gün gün anlatır defterindeki sayfalarda. Yeni bir kent, yeni bir ev, yeni komşular, yeni bir okul ve yeni arkadaşlar…

İzmir Basınına yeni bir günlük gazete daha dahil oldu. Gazete Dokuz Eylül ismi ile yayınlanan bu günlük gazete diğerlerinden farklı olarak Türkiye Gazeteciler Cemiyeti İzmir Şubesi tarafından yayınlanıyor. Yani sahibi bir cemiyet. Bilindiği üzere Türkiye'nin en eski günlük gazetesi olan Yeni Asır'ın yanısıra, Gazete Yenigün, Gazetem Ege, Haber Ekspres gibi 3 büyük günlük gazete daha var...

Teleferik'in eteklerine açılan Nobili Park isimli tesisi metheden iki yazı eklemiştim bu bloga geçtiğimiz yıl. Gerçekten güzel bir mekandı ve zaman zaman şehir dışından gelen misafirlerimizi de ağırlamıştık bu mekanda. Haftasonunda uzun bir aradan sonra tekrar kahvaltı keyfi yapmak için maaile bu mekana gittik. Her güzel şeyin bir sonu vardır sözünü doğrularcasına bir uygulama ile karşılaştık ve keyfimizin içine edildi. Oturmamızla kalkmamız bir oldu. Kardeşimden başımıza gelen uygulamayı duymuş ve inanmamıştım. Kendi ayaklarına sıkmazlar işleri çok iyi gidiyor maşallah demiştim. Maalesef kendi ayaklarına sıkıyorlarmış.. Üzüldüm... Güzel bir mekandı oysa... Alternatifsiz değiller... Bunu biliyorlardır elbet akıl vermek haddime değil. Beni bu mekandan çok uzun bir süreliğine uzak tutacak olay şu şekilde gelişti...

İzmir'in önemli tarihçilerinden Yaşar Ürük, son çalışması "Adım Adım Bornova ve Çevresi" kitabını Yakın Kitapevi'nde satışa sundu...