Ana içeriğe atla

İzmir Halk Müziği

 


İzmir, Türk Folkloründe Zeybek bölgesinin merkezi konumunda bulunan ve zengin kaynakları ile ülkemizin önemli bir değeri konumundadır. 

Türk Müziğinde , İzmir'i konu alan yazıları okurken, karşımıza Kültür Portalı'nda bu yazı çıktı. Ama yazıyı alıntı yapmadan önce yazının resminde görülen ve anmadan geçemeyeceğimiz iki isme değinmek istiyoruz. 

Resimde görmüş olduğunuz Yaşar Heparabacı (Zurna) ve Ramazan Onur (Davul) İzmir'in kaynak kişilerinden olan  ve İzmir folklörünün önemli isimlerindendir. . 

Yaşar Heparabacı'yı görünce geçtiğimiz yıllarda kendisini kaybetmiş olmanın büyük üzüntüsü ile onunla geçirdiğimiz hoş zamanların anısını bu vesile ile yad etmek istedik. Umarız gittiği yerde rahattır, umarız gittiği yerde Zeybekler dönüyordur.  

Ramazan Onur ise yaşarken kıymetinin bilinmesi gereken mümtaz şahsiyet, İzmir'in en önemli folklorik karakterlerinden birisidir. İmkan olsa da kendisinin anıları kaleme alınsa... 


Anadolu’nun en batısında yer alan İzmir, komşuları Aydın Balıkesir ve Manisa’nın da içinde bulunduğu zeybek kültürünün etkisi altında kalmıştır. Bilindiği gibi zeybeklik, 16'ncı yüzyıldan başlayarak özellikle 18 ve 19'uncu yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu'nun idari, siyasi, ekonomik ve sosyal yönden çöküşe geçtiği dönemlerde ortaya çıkmıştır. Zeybekler, 19'uncu yüzyıl başından başlayarak Ege Bölgesi'nin sosyal ve kültürel yapısına yön vermiş; müzik, halk dansları ve giysi geleneğinin temelini oluşturmuştur. Zeybek oyunlarının birçoğu solo niteliklidir ve doğaçlama olarak sergilenir. Ezgiler dokuz zamanlıdır. Halk arasında ezginin hızına bağlı olarak ağır, ağırca ve kıvrak zeybekler olarak sınıflandırılır. Allegretto – adagio arası tempolarda seslendirilir.

İzmir yöresi zeybek ezgilerinin ses sahası bir oktavın üstündedir ve ezgiler yanaşık perdelerle örülür. İnici bir seyir izler. Dokuz zamanlıdır (9/8, 9/16, 9/4) ve üçlü grup başta, sonda ya da üçüncü grupta bulunabilir. (3+2+2+2, 2+2+2+3 ve2+2+3+2). Zeybek ezgileri, çoğunlukla rast, dügah ve segah perdelerinde karar verir. Zeybek oyunları açık havada davul – çift zurna (veya klarnet), kapalı ortamlarda ise bağlama ile çalınır. Ayrıca bölgemizde kabak kemane, üçtelli, dilsiz kaval, çığırtma (kemik düdük), sipsi çalgılarının kullanıldığı da görülür.

İzmir, çok kültürlü bir yapıya sahiptir. Bu tespit, bölgede zeybek ezgilerinin yanı sıra semah, bengi, mengi ve güvende gibi oyun ezgilerinin yanı sıra ağıt ve gurbet havalarının da varlığını sürdürmesi ile desteklenir. İzmir ve çevresinde görülen ezgilerin bazıları şunlardır: Abacılar İnişi Saatimin Gümüşü, Ak Çeşmenin Taşları, Bergama Zeybeği, Bir Ateş Ver Sigaramı Yakayım, Cezayir, Gerizler Başında Hoplayamadım, Harmandalı Zeybeği, İzmir'in Kavakları, Kordon Zeybeği, Koca Arap Zeybeği, Kozak Zeybeği, Köroğlu, Sepetçioğlu Zeybeği, Şu İzmir'den Çekirdeksiz Nar Gelir vb.

Kaynak: 

AKDOĞU, Onur. “Bir Başkaldırı Öyküsü Zeybekler. Tarihi - Ezgileri – Destanları”. İzmir 2004 FOTOĞRAFLAR: H.Sinan METE (İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi)

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/izmir/kulturatlasi/halk-muzg850268


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...