Ana içeriğe atla

Kumrucular 2

Tesadüf bu ya karşılaştığımız çakma kumrucuyu yazıya döktükten 10-15 gün sonra yine bir vaka ile karşı karşıya kaldık. Bu sefer İnciraltı Sahili'nde yanyana dizili olan kafeteryalardan en orjinal isimlisi olan İncir6 konumuzun geçtiği yer. 

Menüsünde kumrular için ayrı bir bölüm ayrılmış. Menüye bakınca zaten konunun vehametini anlıyorsunuz çünkü karışık kumru var seçenekler arasında. :) Hemen hatırlatalım; kumru da karışık tabiri yoktur. Onun adı Yengen'dir.

Her neyse yine menüye bakıyoruz sayas kelimesi var seçeneklerde ama sadece sayaslı seçenek yok. Kaşarlı var. Sayas sadece sucukla yenebiliyor. Artık sayas denilen şeyde neyi anlatmaya çalışıyorlarsa? 

Merak bu ya işte beğenmeyeceğimizi menü bas bas bağırsa da kumru söylüyoruz. Sipariş makul bir zamanda geliyor. Görünüşe göre kumru ekmeğinde doğruyu yakalamışlar. 

İçerik olarak sayas haric herşey doğru. Ancak sayas yerine herzaman ki gibi kaşar gelmiş. 

İncir6, sınıfta kaldı.

Kusura bakmasın hiç kimse yaptığı işe saygısı olmayanın suratına beğenmediğimizi söyleyebilmeliyiz. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...