Ana içeriğe atla

İzmirli Olma Kılavuzu

Bildiğiniz üzere sadece popülistliğini sevmediğimden ve İzmir'e değilde kendisine hizmet ettiğini düşündüğümden Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan'ı protesto ediyor ve Konak ile ilgili bir şeyler yazmıyordum. Eşi Aynur Tartan'ı da pek sevdiğim söylenemez. Zorlama bir gazeteci gibi geliyor zaman zaman. Ancak hanımefendi bir kaç zamandır İzmir gündemi oluşturmaya çabalarında... Gazetesi Hürriyet'te bulduğu sayfasında zaman zaman İzmir'e iyi  yönde değiniyor. Bu hafta Cumartesi günü de kendine ayrılan bölümde "İzmirli Olma Kılavuzu" adında bir yazı yayınladı. Hoş bir yazı olmuş ellerine sağlık... 

Bakın bayan Tartan neler yazmış...




İzmirli olmak demek hayatın pek çok farklı ritüeline sahip olmak demektir. Onlar ne mi? Hepsi bu yazıda.

‘Gidi-yom, Geli-yom, Napı-yon?-yom’lamak bu işin altın kuralı. Sıkı bir İzmirli göğsünü gere gere, ağzını da yaya yaya -yom’lar. ‘Gidi-yorum, Geli-yorum- Ne yapı-yorsun?’... diyene de uzaylı muamelesi yapar.
 Çekirdek ‘çiğdem’, simit ‘gevrek’... Bu konuda zorluk çıkarmayın; boşu boşuna bakkal amcayla simitçi abinin kalbini kırmayın. Snobluğa gerek yok!
 Acele, telaş ve panik İzmirlinin doğasına aykırı... Aheste aheste yürüyün, gerekirse sallanın... Eve, işe, eşe hiçbir şeye acele etmeyin. Hatta mümkünse siz onlara gitmeyin, onlar size gelsinler.
 Yeşil her şeyin yenilebileceğine inanın, inandırın. Bahçeden babanız çıksa yiyebileceğinizi iddia edin.
 Bayat ekmekleri atmayın, biriktirin. Onları her sabah Kordon’da güvercinlere, martılara atacaksınız.
 İzmirli olmanın yolu kıyısından köşesinden de olsa göçmenlikten geçer. Köklerinizin bir yanı mutlaka Girit’e ya da Selanik’e dayansın. Yok, eğer göçmediyseniz göçmüş gibi yapın. Hafızaya birkaç göç hikâyesi ve sarışın, renkli gözlü, beyaz tenli büyükanne, büyükbaba betimlemesi atın.
 Sık sık Altınyol trafiğinden dert yanın. Gerekirse İzmir trafiğini İstanbul trafiğiyle kıyaslayın. Korkmayın abartın!

BOL BOL YILMAZ ÖZDİL PAYLAŞIN

Facebook ve Twitter hesabınızda Yılmaz Özdil’in aşırı İzmirli yazılarını paylaşın.
 Saat Kulesi ve Sevinç Pastanesi; buluşma noktalarınızdan taviz vermeyin.
 İzmir’e ilk defa gelenlere boyozu dostunuz, akrabanız ve hatta kankanız gibi tanıtın. Milföy hamuruna benzetirlerse kalplerini kırın.
 İzmirli üç öğünde de kumru yeme kapasitesine sahiptir. Soluğu en yakın kumrucuda alın “Bir yengen, bir ayran” deyin.
 Yağmur, çamur demeden her tatilde kapağı Çeşme’ye atın. Soğuktan donsanız bile kutupta güneşliyormuş havası verin. 
 Alaçatı ile aranızda nefret ve aşk arası tuhaf bir ilişki olsun. “Ne seninle ne de sensiz” diye arabesk triplere girin. 
 Kendi çekirdek sosyetenizi yaratın. Gül Sokak’ta bir aşağı bir yukarı yürüyün, vakit kalırsa küt yani Amerikano oynayın. 
 Üniversite tercihlerinizi İstanbul’dan yana yapın. Dört yıl sonra da geri dönün. 
 Karşıyaka-Göztepe-Altay; birini tercih edin. Fanatik hatta holigan olun. Yazın 40 derece sıcakta takımınızın atkısını boynunuza yılan misali dolayın.
 Mevzu ‘rakı-balık’sa akan suları durdurun. İşi, gücü bırakıp kendinizi en yakın salaş balıkçıya atın. Alkolün etkisi arttıkça bir İzmir türküsü tutturun, geceyi Zeybek’le noktalayın.
 İzmirli Fuar açılışını kaçırmaz; siz de atlamayın, ertelemeyin. Kolunuza sevgilinizi takıp lunaparkın yolunu tutun. Ege Güneşi’ne binip dünyanızı ters-düz edin, kuğularda pedal çevirip bacakları çalıştırın. 
 İzmirli’nin ata sporu balkona çıkmaktır. Evin en çok balkonunda ikamet edin. Nüfus sayımında sizi balkonda saysınlar.
 Balkonlarınızdan Atatürk posterini ve Türk bayrağını eksik etmeyin. Her an Cumhuriyet Meydanı’nda bir buluşma olabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...