Evde kütüphanede buldum... Can Dündar'ı belgesel tadında izleyip, melankolik yazılarıyla hatırladığımdan kitapta da melankolik bir hikaye bekliyordum. Yanılmışım...
Yılmaz Özdil'in "İsim Şehir Hayvan" kitabını son bölümünde kenara atmak zorunda kaldım. Yılmaz Özdil'in yazılarını günü gününe takip ettiğim için kitabını okumak çok esprili gelmiyor bana... Yine de okuyorum tabiki.
Can Dündar'ı bir solukta okuyun... Bundan sonra başlayacağım kitap Falih Rıfkı Atay'dan Zeytindağı...
Bu kitapta, çağında yaşananlara meraklı bir yazarın yüzyıl dönüşümünden aktardığı gözlemleri bulacaksınız.
Kimi Türkiye'nin en ağır kriz yıllarında, kimi terör ve savaş koşullarında yazılmış bu yazıların ortak özelliği, üçüncü binyılın kundağında geleceğini arayan âdemoğullarının beynini kurcalayan soru işaretlerini deşmesi ...
Geçtiğimiz yüzyılda kendisine yol gösteren tanıdık haritayı kaybeden insanoğlunun, yeni çağın yollarındaki istikamet arayışının izdüşümleri.
Teknolojik tahakkümden, değişen cinsel kimliklere, tek kültür tehdidinden, gençlerin yeni diline kadar değişimin göstergeleri...
Hem toplumsal hem de kişisel bir arayışın muhasebesi...
Kendi kalbini durdurmuş bir kalp doktorunun, körler okulunda bir resim öğretmeninin, kendi idam sahnesini izleyip yazmış bir yazarın ve iyiliğin nihai zaferinden umudu kesmeden orta yaşa varmış bir kuşağın tutanakları...
Bu vahşi koşu içinde bir türlü durup soramadığımız yaman bir soru bekliyor sizi içerideki sayfalarda: "Nereye?..."
Yorumlar
Yorum Gönder