A. Haydar Avcı'nın 2002 yılında ilk baskısını yaptığı bu 524 sayfalık önemli kaynak çok kısa sürede geniş kitlelere ulaştı. Geçen 7 yıl içerisinde bir çok kitapevinde tükenen yayın, okunması gereken bir Ege ve Ege kitabı...
Geleneksel yapılarına baktığımızda zeybeklerden oluşan isyancı topluluğunun tamamına kendi deyimleriyle "çete", bir bütün olarak çetenin içinde yer alan bireylere "zeybek", çetenin başında bulunan öncülüğünü ve sorumluluğunun üstlenen zeybeğe "efe", çetenin diğer üyelerine "kızan", efenin yardımcısına "başkızan" ya da "başzeybek" denilmektedir.
Efe her zaman, her yerde en öndedir. Kendi deyimleriyle "bir efe, dağda da düzde de, her yerde en önde olsun ki, efe olsun." Efe olmak için öncü ve yetenekli olmak bir zorunluluktur. Zeybeklik halka karşı saygıyı, ezilenleri gözetici ve koruyucu olmayı zorunlu sayan bir kültürel geleneği içerir. Kendi içinde sürekli kendini denetleyen ve katı kurallardan oluşan bir yaşam biçimi haline gelen bu durum, kendilerini dışa-halk katında-saygın kılar.
Böylesi bir kahramanlık "insanın insana yanması", umarsızlığa çare aramasıdır; bir başka deyişle derin uykularda uyuanlar için karanlık bir gecede kuşatmalardan kurtuluşun ağır sancısını duymanın, tutsaklığın zincirlerini kırarak hep birlikte özgürlüğe kanat çırpmanın sevincini yaşamaktır. İşte böylesi insanlar toplumların kahraman konumuna taşıdığı insanlardır.
Belki zeybekler de toplumun kendi içinden birileri olarak gereksinim duyduğunda yarattığı böylesi kahramanlardır.
Yorumlar
Yorum Gönder