Ana içeriğe atla

Tire Köfte

Uzun zamandır İzmir'in lezzetlerine yer ayıramıyordum. Geri dönüşümüzde biraz ağzınızı sulandırmak belkide hafta sonu programınızı değiştirmek zorunda bırakacağız sizleri.

İşte burnumuzun dibindeki güzel Tire'nin enfes köftesi...



Tire’nin kekikli otlarıyla beslenen danaların boşluk etleri parçalara ayrılıyor. Sinirleri çıkarılıyor. Bir kilo ete 15 gram tuz atılıyor. Sonra bu etlere kıyma makinesinde iki defa ince kıyım yapılıyor. Bu kıyma buzdolabında 24 saat bekletildikten sonra üçüncü defa kıyma makinesinden geçiriliyor. Kıymada tuzdan başka katkı maddesi yok. Baharat yok, soğan yok.

Bu özel kıyma, örste dövülerek hazırlanmış özel delikli şişlere sarılıyor. Bir hanım elinin ince parmağı inceliğinde ve boyunda her bir şişe bir köfte geçiriliyor. Şişlere geçirilen etler, kömür mangalında, ön pişirmeye tabi tutuluyor. 

Ön pişirme kıymanın dağılmasını önleyecek bir işlem. Servis yapılırken, ön pişirmeye tabi tutulmuş ve bir süre dinlenmiş köfteler kömür ateşinde yenebilecek kıvamda pişiriliyor. Ardından, isteyen köfteyi ateşten indirildiği şekli ile yiyebilir. Ama normali, bu köftenin üzerine demir bir tavada kızartılmış taze, mis gibi kokan tereyağının gezdirilerek yenilmesi.

İsteyen olur ise köftenin altına pide döşeniyor, yoğurt dökülüyor. Tire’nin yoğurdu da bir başka. Tepsi yoğurdu tatlı mı tatlı... Köftenin tadı ile bütünleşiyor.

Tire köftesini online olarak sipariş verebilir ve kiloyla alabilirsiniz. Artık pişirmesi de size kalıyor bu durumda. http://www.tirekofte.com/ adresinden siparişle köfenizi evinize kadar tgetirtebilirsiniz. Hacıoğlu Mangal Restaurant tarafından verilen bu hizmetin yanı sıra eğer grup halinde rezervasyon yaptırıp yerinde yemek isterseniz, yemeğin ardından rehber eşliğinde Tire turunu Restaurant ücretsiz veriyor. 

Hacıoğlu Mangal (Şehir Merkezi), Kaplan Dağ Restaurant (Kaplan Köyü), Değirmen (Selçuk-Tire Yolu) bu eşsiz lezzete ulaşabileceğiniz restaurantlar. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Giraudlar

Toprak mahsullerini ithal değil, ihraç ettiğimiz günlerdi. 1700’lü yılların ortalarıydı ve İzmir, yerel ürünlerin dünya pazarlarına aktarıldığı bir çıkış noktasıydı. Hatta ihracatta on kata ulaşan bir artıştan bahsediliyordu. Zira, “ Batı Avrupa’da sanayi devrimi nedeniyle toprak mahsullerine aşırı ihtiyaç duyuluyordu. ” Jean-Baptiste Giraud’nun Güney Fransa’nın Antibes kentinden İzmir’e gelişi tam da bu döneme rastlamıştı. Takvimler 1761’i gösteriyordu ve Giraud ailesinin ilk üyesi, Marsilyalı bir firma tarafından “ toprak mahsulleri ticareti ” için İzmir’e gönderilmişti. Zamanla aile bu topraklarda kök salacak; Şark Halı, İzmir Yün Fabrikası, İzmir Pamuk Mensucat ve İzmir Basma Fabrikası ile halıcılıktan konfeksiyona bir çok sektörde ilk sınai fabrikaları kuracak; Levanten kültürünü zenginleştirecek; spor güncesine de pek çok başarı ekleyecekti. Cronicles Dergisi'nin 7. sayısında çıkan bu yazıyı, Levantine Heritage görselleri ile birleştirip sizlerle paylaşmak istedik...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...